Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ   


NEMRUT DAĞI
Adıyaman’a gelişimizin asıl nedeni Nemrut Dağı Tapınağı’nı görmek. Bunun için Kahta ilçesini geçip kuzeye doğru devam ediyoruz. Adıyaman’a toplam uzaklık 105 km. Dağda gördüğümüz açık hava tapınağı çarpıcı bir etki yaratıyor. Kral Antiochos’a ait tümülüs ve dev heykeller Eskikale, Karakuştepe, Cendere Köprüsü ve Yenikale’yi kapsayan 13.850 hektarlık alan Milli Park ilan edilmiştir.
M.Ö. 1. yy başlarında bağımsız Kommagene Krallığı kuruldu. Nemrut Dağı doruklarındaki kalıntılar bu krallığın kutsal alanından kalanlardır. Kral Antiochos’un tümülüsü ilk göze çarpan yer oluyor. Kral’ın kemiklerinin ya da küllerinin kayaya oyulmuş bir yere konulduğu ve 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapındaki tümülüs ile örtüldüğü anlaşılıyor. Tümülüs girişi kuzey yönünde, burayı koruyan kartal heykelleri iki yanda. 180 m. uzunluğundaki tören yolu doğuya ve batıya ayrılıyor.

Tepenin d
ört tarafındaki kayalar oyularak teraslar oluşturulmuş. Güney terası kaydığı için bugün göremiyoruz. Doğu terasının en önünde bir altar bulunuyor. Heykeller tümülüse arkalarını dönmüş durumda sıralanıyor. Dev heykellerin kafaları öndeki terasa yuvarlandığından ayrı olarak yerde durmaktadırlar ve belki de bu daha etkileyici bir görünüm sağlamaktadır. Gövdeler 10 metre kadar yüksekte ve koltukta oturuyorlar. soldan sağa doğru Apollon, Mithra, Helios, Hermes, Kommagene’nin bereket tanrıçası Tyche-Fortuna, baş tanrı Zeus, Oromasdes, Kral Antiokhos, Herakles, Ares heykellerini görüyoruz. Heykellerin iki yanında da kartal ve arslan heykelleri bulunuyordu. Alt taraftaki alçak duvarın güneyinde kralın Makedonyalı ataları, kuzeyinde ise Persli ataları gösterilmiş. Buradaki yazıtlarda tören hakkında bilgiler veriliyor. Yerdeki kafalardan bereket tanrıçasına ait olan çok tahrip olmuş. Koltuklarda oturan gövdeler sekiz yontma taş üstüste konularak yapılmış.
Kuzey terasından geçerek batı terasına geliyoruz. Burada da heykeller aynı sırayla dizilmişler. Herakles, Zeus ve Apollon başları doğu terasındakilerden daha iyi durumdalar. Terasın yan kısmında da birçok kabartma görülüyor. Kabartmaların çoğu kralı tanrılarla el sıkışırken gösteriyor. Buradaki arslanın üzerindeki 19 yıldız ve boynundaki ayın bir tarih gösterdiği belirlenmiş. Bu tarih Antiokhos’un tahta çıkışını belirtiyor.
Kahta Çayı kenarına iniyoruz. Kommagene Krallığının başkenti Arsmeia bugünkü adı Kocahisar olan eski Kahta Köyünde. Yörede harabeye eski kale deniliyor. Burada 3.43 m. yükseklikte bir kabartma dikkat çekiyor. Kabartma Mithradates’i Herakles ile el sıkışırken gösteriyor. Kral giyinik Herakles ise çıplak olarak tasvir edilmiş. Kabartmanın hemen altında 1.80 m. uzunluğunda kemerli bir tünel var. Cephesinde Grekçe bir yazıt bulunuyor. Yazıt 1. Antiokhos’a ait ve babasının burada gömülü olduğunu, kendisine ve atalarına nasıl törenler yapılması gerektiğini bildiriyor.
Basamaklardan aşağıda bir odaya iniliyor. Arsameia kentinde bir tünel ve Işık Tanrısı’nın heykeli, tepe üzerinde saray ve ev kalıntıları görülüyor.
Tarihi Cendere köprüsüEski Kalenin karşısındaki Yeni Kale Memluklularca yapılmış.
Arsameia’nın 2-3 km. ötesinde Cendere Çayı üzerinde halen kullanılan tarihi köprü 4 Kommagene kenti tarafından imparator ve karısının onuruna yapılmış. Köprünün iki tarafına dikilen 4 sütundan üçü ayaktadır. Köprünün 10 km. ötesindeki Karakuş Tepesi’ne gidiyoruz. Nemrut Dağı’ndaki tümülüs gibi Kommagene Krallığı’ndan kalma, kraliyet kadınlarının mezarlarının bulunduğu sanılıyor. Tümülüsün etrafında dört sütun bulunuyor. Üç sütunun üzerinde boğa, kartal ve aslan heykelleri bulunuyor. Dördüncüsü üzerindeki günümüze ulaşamamış.
Kartal HeykeliMilli Parktan Nemrut’a katırlarla çıkılıyor. ( Turlarla ve askerlerin güvenliği altında. )
Her yıl Haziran’da Kommegene Festivali yapılıyor

 

 

 

 

 

Nemrut'un içindeki Antiochus ve Kommagene...

Bazı güzellikler vardır bizlerden önce olan ve bizlerden sonraya kalması gereken. Nemrut dağı ve çevresi bu güzelliklere bir örnek olarak dimdik ayakta duruyor.


Günümüzde Nemrut Dağı Milli Parkı olarak geçen bölge, bir zamanlar Kommagene krallığının sınırları içerisindeydi. Kommagene Krallığı anne tarafı Büyük İskender'e baba tarafı Pers krallarından Darius'a akraba olan bir prensin oğlu Mithridathes Kallinikos tarafından bağımsız bir krallık olarak kurulur. Persleri, Makedonları ve bölgedeki diğer toplulukları birleştirir. Bu krallığın adına " Kommagene" adını verir (geneller topluluğu) ve Arsemia'yı (daha sonraki başkent şimdiki adı Samsat olan yer Atatürk barajı suları altında kalmış) başkent olarak seçer. Kommagene krallığını günümüze taşıyan ve muhteşem eserleri inşa ettiren Mithridathes'in oğlu Kral 1. Antiochos'tur (M.Ö. 69 - M.Ö. 36). Antiochus (kimi kitaplarda ismi Antiokhos olarak yazılıyor) döneminde Kommagene krallığının sınırları genişler ve ülkesini zenginleştirip, şehirlerini büyütür. Döneminde oldukça ünlenen kral Antiochus, kendinden önceki birçok kral gibi kendini tanrılaştırır.


Güneş bir başka doğup batıyor
Atalarının tanrıları ile (bunlar Makedonların ve Perslerin tanrılarıdır) kendini özdeşleştirir ve onlarla beraber tapınılacak büyük ve görkemli bir tapınak - mezar inşa edilmesini emreder. Bunun için de topraklarını kuş bakışı gören 2150 metre yükseklikteki Nemrut dağının zirvesini seçer. Ortada Tümülüs şeklinde bulunan mezarın dört tarafında heykeller olmak üzere tapınak planlar. Hayatta kaldığı süre zarfında doğu ve batı terasları inşa ettirtebilir. Ölümünden sonra tapınak olduğu gibi bırakılır. Ne tapınak tamamlanır ne de Antiochus tanrılar mertebesine yükseltilir. Sizlere bu kısa hikaye anlatıldığı zaman bunun nedeni merak edersiniz. Bunu öğrenmenin tek yöntemi tapınağın bulunduğu yere gitmeniz. Tahmin edeceğiniz gibi doğu terasında güneşin doğuşu ve batı terasında güneşin batışını izlemelisiniz. O fotoğraflarda gördüğünüz heykellerin fotoğraflarını bu ışıklarda en güzel haliyle çekebilirsiniz. Ama şunu aklınızdan çıkarmayın ki eskiden burada bir baraj gölü yoktu ve hava çok daha açık oluyordu ve ışık oldukça pürüzsüzdü. Şimdilerde bazı akşamlarda ve sabahlarda eğer şanslıysanız pussuz bir havada güneşi görebilirsiniz. Baraj mevsimlerde ve hava şartlarında değişiklik yapıyor.


Dönelim konumuza...

Yapılan araştırmalar sonucunda dağın eteklerinde ve eski antik yol kenarların da kırılmış heykel parçaları bulunmuş. Yukarıda bulunan heykellerin başka yerlerde yapılıp buraya parçalar halınde taşındığının en büyük kanıtı bunlar. Ayrıca kaba işçiliği yapılan heykellerin son rötuşları tapınakta yapıldığı bilinmekte. Heykellerde kullanılan taş malzemesinin Nemrut Dağı'nı çevreleyen 100 km2'lik bölgede bulunmaması bunu kanıtlıyor. Yapıldığı tarih düşünüldüğünde tapınağın büyüklüğü ve ne kadar zor şartlarda yapıldığı anlaşılabilir. Kağnı arbalarıyla parça parça yapılan heykeller 2150 metre yükseğe taşınıyor ve orada son rötuşlar yapılıp monte ediliyor. Yolda kırılan heykel parçaları tekrar aynı yöntemle getiriliyor. Bu zahmetli inşa Kral Antiochus'un ölümünden sonra terkediliyor. Kral Antiochus'un mezarı olan Tümülüs yumruk büyüklüğündeki taşlar tarafından kapatılıyor. 30 ton metreküp kırma taştan oluşan mezar 50 metre kadar yükseklikte. Yapılan sismik araştırmalar sonucunda Antiochus'un mezar odası tahmin ediliyor ama Tümülüs'e zarar vermemek için kazı yapılmıyor.


Krallara layık!
Yapım hikayesinin ilginçliği kadar buranın bulunuşu da oldukça ilginç. 1838 yılında Osmanlı ordusunda görevlendirilen Helmut Von Moltke isimli bir Alman subay tarfından ilk kez bulunmuş. Moltke Malatya'da bulunan Osmanlı ordusuna Fırat'ı geçirmek için alternatif bir yol ararken bulduğu kalıntıları bir mektupla Prusya Kraliyet Bilimler Akademisi'ne bildirir. Mektubunda kalıntılardan Asur kalıntıları olarak bahseder. 1882 yılında yapılan araştırmalar, Osman Hamdi Bey tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Kommagene Krallığının gizli kalmış tarihi gün ışığına çıkartılır. Yukarıda tarihini bir hayli kısa özetlemeye çalıştığım Nemrut dağı, Arsemia'da (şimdiki adı Eskikale olarak geçiyor) Antiochus ile el sıkışan Herakles'in kabartmasını görebilirsiniz. Antiochus'un giydiği Pers izleri taşıyan kıyafetin taş üzerine işlemelerine dikkat etmeyi unutmayın. Karakuş Tümülüsü ise kral Mithridathes'in eşi ve kızları için yaptırttığı mezarlar. Bu üç tarihi kalıntı Kommagene krallığından günümüze kalan en önemli eserler. Buralarda gezerken bu topraklarda yaşanmış bir çok uygarlık arasında en görkemlilerinden biri olan Kommagene'ye ve onun ışığında Kral Antiochus'un hayatına dokunacaksınız.


Konaklama
Konaklama için çeşitli alternatifler mevcut. Nemrut dağın eteklerinde kalabileceğiniz gibi Adıyaman'da da kalabilirsiniz. Önceden yer olup, olmadığını ve fiyatlara neler dahil olduğunu sormayı unutmayın. Kervansaray Otel: (0416) 737 21 90
Şahinoğlu Pansiyon: (0416) 737 20 61
Bozdoğan Hotel: (0416) 216 39 99
Kommagene Pansiyon: (0416) 715 10 92


                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa