Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ  


NYSA

Bu bölümdeki metnin tamamı ve resimlerin bir kısmı Sayın Prof.Dr. Vedat İDİL Hocamızın NYSA ve AKHARAKA adlı eserinden hazırlanmıştır.(Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

Sultanhisar

Antik Karia bölgesinin önemli bir kenti olan Nysa, Aydın-Denizli karayolu üzerinde, Aydın'ın 30 km doğusunda bulunan Sultanhisar ilçesinin 3 km kuzeybatıs
friz5.jpg (6403 bytes)ında yer almaktadır. Aynı zamanda İzmir- Denizli demiryolu üzerinde bulunan Sultanhisar ilçesi böylece bağrında tarihin en değerli hazinelerinden biri olan Nysa Antik kentini saklamaktadır. Portakal ve limon bahçelerinin, zeytinliklerin ve incir ağaçlarının arasında gelişen modern ilçe bügün Nysa antik kentinin güney sınırlarına değin yayılmıştır.

Nysa, Aydın'ın doğusunda bulunan ve Eski Çağ'da Messogis olarak adlandırılan bügünkü Aydın dağlarının güneye bakan yamacında, kışın su taşmalarına neden olan, buna karşın yazın kuruyan Tekkecikdere adlı bir akarsuyun çevresinde çok dik bir boğazın oluşturduğu alanın her iki yanında kurulmuş olan eski bir yerleşimdir. Bu nedenle de romantik bir görünüme sahip olan kent, kuzeydeki bu Messogis Dağı'nın 1200 m yüksekliğindeki kütlesi ile oldukça iyi bir şekilde sınırlandırılmıştır. Kentin güneyi ise Büyük Menderes Nehri'nin vadisine doğru açıktır ve bugünkü Sultanhisar'ın kuzeyindeki yerleşmelere sınır oluşturur.

Tiyatroda bulunan sahne frizlerinden 2 örnek

NYSA'NIN TARİHİ

Nysa'nın kuruluşu hakkındaki bilgileri Augustus devrinin ünlü gezgin ve coğrafyacısı Amasya'lı Strabon (M.Ö. 64-M.S. 21) ile tarihçi Byzantion'lu (İstanbul) Stephanus'un (M.S. 6.yüzyıl)anlattıklarından öğreniyoruz. Nysa, Eski Çağ'da özellikle eğitim alanında ünlü olan bir kentti ve Strabon da bu kentte eğitim görmüştü.Antik kentteki Gymnasion ile kütüphane kalıntısı Nysa'daki bu eğitim yapılarını oluşturmaktaydı. Nysa adı özellikle Helenistik devir krallık ailesi kadınları arasında oldukça sık rastlanan bir addır.Byzantion'lu Stephanus,Ethnica adlı eserinde Eski Çağ'da Nysa adını taşıyan on kentten Karia bölgesindekinin Suriye kralı Seleukos'un oğlu I.Antiochos Soter (M.Ö. 281-261) tarafından eşi adına kurulduğunu belirtir. Strabon'a göre Nysa Poleponnes'teki (Yunanistanın güneyindeki yarım ada=Mora yarımadası) Sparta'dan gelen Athymbros, Athymbrados ve Hydrelos adlı üç kardeş tarafından kurulan üç ayrı küçük yerleşmenin sonradan büyük bir kent halinde birleşmesi ile olmuştur ve Athymbros da bu yeni kentin kurucusu olarak anılmıştır. Bu nedenle antik kent başlangıçta Athymbra olarak adlandırılmış ve zaman zaman da Antiocheia olarak tanınmıştır. Kentin adının M.Ö. 2.yüzyılın başlarında Nysa olduğu bilinmektedir. Nysa'nın tarihi konusunda çok şey bilinmemektedir. Bununla birlikte, Seleukosların Anadolu'da kurdukları askaeri koloniler halindeki kentlerin yanında, küçük yerleşmelerin synoikismos (birleşme) yoluyla tek bir sivil kent halinde oluşturdukları kent kurma politikasına uygun bir şekilde kurulmuş olan Nysa'nın Kral III.Antiochos (M.Ö.223-187) tarafından ele geçirildikten sonra Asyl (sığınma) hakkı istenilen bir kent olma ayrıcalığını elde ettiği bilinmektedir.

Nysa, Romalıların yönetimi altında sikke bastırmıştır ve antik kentte basılan Kistophoros türü sikkeler M.Ö.133-111 yılları arasında tarihlenmektedir. Birinci Mithridates savaşı sırasında Nysa'lı Chairemon adlı varlıklı bir kişi Romalıları desteklemiş ve bunun üzerine Mithridates tarafından yakalattırılıp, öldürülmüştür.Nysa'da çok varlıklı ailelerin olduğu bilinmektedir. Örneğin, Chairemon'un akrabalarından Pythodoros bunlardan birisiydi ve Pompeius ile Caesar'la da yakın dostluğu vardı. Marcus Anonius'un kızlarından birisi ile evlenen Pythodoros'un bu evliliğinden olan kızı Pythodoris ise önce Pontus sonrada Kapodokya kraliçesi olmuştu. Strabon, Pythodoris'i iyi bir yönetici olarak tanımlar. Kentin gelişmesi özellikle Roma İmparatorluk çağı içerisinde, Strabon'un ölümünden sonraki dönemdedir.

M.S. ki ilk 3 yüzyılda, yani Roma İmparatorluk çağı içerisinde Nysa'da neler olduğu konusunda çok fazla bir bilgimiz bulunmamakla birlikte bazı yazıtlarda İmparator Vespasian, Hidrian, Pius, MarcusAurelius ve Commodus'un adlarının yanısıra İmparator Gallienus'un Küçük oğlunun adına da rastlanmıştır. Bizans çağında kent 12. yüzyılda Selçukluların yönetimi altına geçmiş, ancak kısa bir süre sonra yine Bizanslıların hakimiyeti altına girmiştir. Nysa'nın 1402 yılında Timurleng tarafından istila edilmesinden sonra kent yavaş yavaş önemini kaybetmiştir. Kentte bugün görülen kalıntıların büyük çoğunluğu Roma ve Bizans çağlarına aittir.

Nysa harabelerinin güneyinde yer alan bugünkü modern Sultanhisar ilçesi ise M.S. 14. ve 15. yüzyılda kurulmuş ve gelişmiştir.

AGORA
Buoleuterion'un doğusunda antik kentin Agorası yer almaktadır. Burası yaklaşık 89x105 m. ölçüsünde ve dört yanı sütun sıraları ile çevrili salonlardan oluşan dikdörtgen biçimli bir pazar yeridir. Agoranın doğusunda ve kuzeyinde İon düzeninde çift sıra kolonlar vardır. Yapının esas girişi büyük olasılıkla güney salonunun ortasında bulunuyordu. Yapının bir başka girişi de doğudaki salonun orta eksenindedir. Ayrıca Agora'nın kuzey batısındaki başka bir giriş de yapının batısında bulunan Boulleuterion'la bağlantısını sağlamaktadır.

1995 yılında yapılan kazılarda bir adet beyaz mermerden yapılmış kadın heykeli başı çıkarılmıştır. Stil olarak Roma İmparatoru Hidrian'ın hanımı İmparatoriçe Sabine stilindedir ve M.S. 2. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir. Yapılan kazılarda çıkarılan ikinci kadın heykeli başıda M.S.1 ya da 2. yüzyıllarda yapılmıştır. Kazılarda çeşitli heykel parçaları ile Geç Roma ve Bizans dönemine ait seramik kaplar, kandiller bulunmuştur.

Kuzey doğu alanında sunak olduğu düşünülen 3.60 x 3.80 ölçülerdeki yapının üst parçalarında bukranion frizleri bulunmaktadır.

Kuzeydoğu kazı alanında çıkarılan 3 adet yazıtlı mimari bloktan bir tanesi kentin şans tanrıçası Tykhe'ye değinmektedir. Bu da bize Nysa'nın Agorası'nı koruyan tanrıçalardan birisinin Tykhe olduğunu göstermektedir

Agora'ya doğudan girişi sağlayan dokuz basamaklı merdivenin önündeki alanda bir adet küçük tanrıça Hekate heykeli parçası bulunmuştur. Tanrıçanın üç tarafında da giyimli kadın heykelleri şeklinde tasvir edilmiştir. Bu heykel Nysa'nın daha çokKaria bölgesi sınırları içerisinde yer aldığına işaret etmektedir. Aynı noktada bulunan bir başka eser de beyaz mermerden yapılmış bir Herme başıdır. Çoğunlukla bir büst şeklinde yapılan ve bir kaide üzerinde bulunan herme heykellerinin kökeni haberci tanrı Hermes'i simgeler. Bunlar özellikle agoralarda bulunurlar. Nysa Agorasındaki bu herme başı stil olarak Roma imparatorluk çağı içerisinde M.S. 2. yüzyılın 2. yarısına tarihlendirilmelidir.

Agora'nın kuzeyindeki alanın büyük bir kısmı renkli mozaik ile kaplıdır. Bu çok renkli mozaik (beyaz, kırmızı, mavi, sarı) dışta içiçe geçmiş dairelerden oluşan bir bordür, arada örgü motifi ile halat motiflerinden oluşan bir çerçeve ile ondan sonra gelen merkezi motif kısımlardan oluşmaktadır.

Nysa'daki ekonomik ve ticari yaşamın merkezi olan bu agora, Geç Helenistikdevrinden başlıyarak Roma İmparatorluk çağı içerisinde M.S. 1 ve 2. yüzyıllarda Çeşitli değişiklikler görmüş olmalıdır.

Nysa antik kentinin en iyi korumuş yapılarından biri Buoleuterion'dur. Strabon bu yapıyı Gerontikon (yaşlılar meclisi) olarak tanımlamıştır. Tiyatronun güney doğusunda yer almaktadır. Buoleuterion dikdörtgen planlı inşa edilmiş olup, iç kısmında yarım daire şeklinde theatron kısmı yer almaktadır. Yapının oturma sıraları 12 adettir. Buoleuterion'un kalın duvarları yapının üstünün örtülü olduğuna işaret etmektedir. Yapının kuzey kısmında kemerli bir galeri bulunmaktadır ve burada yaklaşık 5 metre aralıklar ile yerleştirilmiş olan 4 adet eliptik sütun vardır. Yapıya güneydeki 5 adet kapıdan girilmektedir. Yapı 600 ile 800 kişiyi alabilecek kapasitededir. Yapının güneyindeki salonun döşemesinin çeşitli renklerdeki geometrik motifler ile süslü bir mozaikle kaplı olduğu görülmektedir. Yapıya geç bir tarihte eklendiği düşünülen güneydeki bu kısımda bir havuz ile bir dizi halinde sıralanmış olan çeşitli heykel kaidelerinin bulunduğu görülmektedir.

GYMNASIUM
Gymnasium, antik kentin batısında yer almakta, 165 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğinde dikdörtgen şeklinde bir alanı kapsamaktadır. Nysadaki gençlerin düşünsel ve bedensel olarak eğitim gördükleri bu büyük yapı kalıntısı Strabon zamanında büyük olasılıkla daha küçük ölçülerde bulunuyordu. Bu günkü yapı kalıntıları ise Geç Roma İmparatorluğu dönemindedir ve Gymnasium'un bu yapısı özellikle 19. yüzyılda ve son zamanlarda oldukça tahrip görmüştür.

Gymnasium'un kuzeyinde sütunlu salonun arkasındaki bugünkü yok olmuş olan duvarın devamında üç kemerli olarak görülen büyük bir yapı kalıntısı bulunmaktadır. Halen bu yapının ortadaki kemeri sağlam durumda korunmuştur. Büyük bir olasılıkla Gymnasiumun kuzeyindeki yapı
gymnasiumk.jpg (11368 bytes)kompleksini oluşturan kısımdan kalmış olan bu kalıntı oldukça güzel bir taş işçiliği göstermektedir. Yapıdaki kemerlerin iç kaplaması dörtgen şekilli kesme taşlardan değil , aksine dikey olarak yerleştirilmiş yassı tuğlalardan yapılmıştır. Kemerin üzerinde yatay tavan kirişleri için yapıldıkları anlaşılan sıra halinde kare şekilli delikler bulunmaktadır.

Gymnasium'un doğu tarafının ortasında ise dikdörtgen şeklinde iri taşlardan yapılmış olan bir yapının izleri görülmektedir.Büyük olasılıkla burada Gymnasium'un doğudaki girişi bulunuyordu.


ROMA HAMAMLARI KÜTÜPHANE
Nysa'da Strabon tarafından değinilmeyen yapı kalıntılarından birisi kentin doğu tarafında, stadyumun güney doğusu ile Bouleuterion'un güney batısındaki bir alanda bulunan oldukça büyük bir yapı kalıntısıdır. Bu yapı geniş mekanları, oldukça hacimli dikdörtgen biçimli duvarları ve doğu kısmındaki bir havuzu ile antik kentteki roma hamamlarıdır.

Strabon'un değinmediğibir diğer yapı kalıntısı da Gymnasium'un yaklaşık 150 m. kuzeyinde yer alan Kütüphane'dir. Nysa'daki eğitim tesislerinden en önemlisi olan bu yapı kalıntısı, bugün yaklaşık 14,80x13,40 m ölçütlerindeki dikdörtgen biçimli planı ile Efes'teki Celsus Kütüphanesi'nden sonra Anadolu'daki en iyi korunmuş durumda olan ikinci antik çağ kütüphanesidir. Yapının esas girişi güneyde olmalıdır. Kütüphane iki ya da büyük olasılıkla üç kattan oluşmaktadır. En üst kat tamamen yok olmuş durumdadır. Zemin kat yarısına kadar toprak içindedir. İkinci kat batı tarafta görülmektedir. Kütüphanenin ışıklandırılması pencerelerden sağlandığı anlaşılmaktadır. Duvarların iç kesimlerinde tahtadan rafların yerleştirildiği üçer niş bulunmaktadır. Kütüphane'de okuma salonunun dış duvarları ile iç duvarlar arasında oluşturulan bir boşlukla rulolar ya da yazmalardan oluşan ciltlerin nemden korunması sağlanmıştır. Aynı yöntem Efes'teki Celsus Kütüphanesi'nde de uygulanmıştır.

TİYATRO

Nysa'da yaklaşık olarak antik kentin merkezinde, yukarıda, doğudaki bir yamacın üzerinde yer alan tiyatro oldukça iyi korunmuş durumdadır. Oturma sıralarının olduğu bölüm (Cavea) yarım daireyi biraz aşmaktadır.Tiyatronun yan girişlerinin bulunduğu duvarlar büyük dikdörtgen taşlardan bir uzun bir kısa olarak özenle işlenmiştir.

Oturma sıraları bir geçit ile ikiye ayrılmış olup, üst kısımda 26, alt kısımda 23 sıradan oluşmaktadır. Tiyatronun bu oturma sıraları bugün kısmen iyi korumuş durumdaır ve yaklaşık 12.000 kişilik bir oturma kapasitesine sahiptir. Nysa Tiyatrosunun sahne yapısında 5 adet kapı bulunmaktadır.

2000 yılı kazılarında sahne tonozları, sahneye çıkan bir merdiven ve tonozlar içinde bir heykel ortaya çıkarılmıştır.

Nysa'daki Roma İmparatorluk çağına ait olan bu tiyatroda sahne yapısının podyumlarında bulunan bağcılık ve şarapçılık tanrısı Dionysos'un
stadyum2k.jpg (11576 bytes)yaşamına ait kabartma heykeltraşlık frizleri özellikle çok önemlidir. Çünkü tiyatrodaki bu frizler Türkiye'deki diğer kabartma frizli üç antik tiyatrodan (Hierapolis=Pamukkale, Perge ve Side) en iyi korunmuş durumdakilerini oluşturmaktadır. Bu frizlerde Menad, Silen, Dağ Nymphesi, Dionysos'un ebesi olan Nysa, Eros (sevgi ve aşk tanrısı), Nysa antik kentinin tanrı ve tanrıçası olan Pluton ile Kore, çobanların ve sürülerin tanrısı Pan, Tanrıça Artemis, Athena, Afrodit, tanrı Hermes, post giymiş satyr, Ariadne(Dionysos'un eşi),Triptolemos figurleri çeşitli şekillerde tasvir edilmişlerdir.

Nysa Antik Kentindeki tiyatronun bu frizleri Roma İmparatorluk ağı içerisinde Antoninler dönemine tarihlenmelidir.

STADYUM (AMPHITHEATHER)
Nysa'daki antik kentin üzerinde yer aldığı kayalık platoyu derin vadiler halinde kuzeyden güneye doğru bölen dere yataklarından en genişinin üzerinde Strabon'un Amphitheater olarak tanımladığı ve bugün sel suları n
stadyum.jpg (34809 bytes)edeni ile oldukça tahrip görmüş olan Stadyum yer almaktadır. Yaklaşık 192 metre uzunluğunda ve 44 m. genişliğinde olan bu Stadyumun batıdaki oturma sıraları, bu taraftaki yamacın daha az eğimli olması nedeni ile doğrudan doğruya doğal arazinin üzerine yerleştirilmiştir. Buna karşın doğudaki oturma sıraları ise birbirine paralel ve eğimli olarak yükselen tonoz kemerlerden oluşturulan mükemmel bir alt yapının üzerine oturtulmuştur. Bugün doğu taraftaki bu alt yapı kalıntıları kısmen görülebilmektedir. Nysa Stadyum'u yaklaşık 30.000 kişiyi alacak kapasitededir.

diğer nysa sayfası için tıklayınız

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa