Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ


AYASOFYA

Ayasofya yapıldığı tarihten bu yana, Kutsal Bilgelik Kilisesi, buraya gelen ve girişte tavandaki sonsuzluğa ulaşma sembolünü gören herkesi son derece etkilemektedir. Ayasofya 916 yıl boyunca kilise ve 481 yıl boyunca da cami olarak kullanılmıştır. Yani çok uzun zamanlar ibadete açık kalmıştır. İlk yapıldığı zamanlarda Megale Ekklesia olarak veya Büyük Kilise olarak bilinirdi. Türkler buraya ele geçirdikten sonra camiye dönüştürülmüştür. Fakat yunancadan gelen ismi devam etmektedir, Ayasofya. 1934'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği üzerine, binayı müze haline çevirmiştir. Ayasofya Bizans İmparatoru Justinian tarafından 532-537 yılları arasında yaptırılmıştır. Bu aynı alanda aynı isimle yapılan 3. kilisedir. İlki Romalılar'ın kullandığı bir tapınak olan bir basilika idi. Tarihçi Sokrates'e göre
15 Şubat 360'da yapılmıştır. 404 Yılında yangında çok zarar görünce İmparator Arkadyos'a karşı yeniden yükseltildi. İkincisi ise İmparator 2. Theodosius tarafından 10 Ekim 415'de yaptırıldı. Çıkan ayaklamalardan sonra yakılan ve zarar gören Ayasofya İmparator Justinian'ın emriyle yeniden bir kilise olarak yaptırıldı. Bu seferki diğer ikisinden çok daha büyük ve görkemli yapılmıştı. Yapım görevi Tralles'li Anthemius ve Milet'li İsidorus'a verildi. 100 Uzman sanatçı, bin seyhatçi, 10 bin işçi çalıştı.

Justinian kilisenin bir an evvel bitirilmesini istiyordu ve bütün krallığındaki bütün şehirlere kolonlar ve mermerler için antik kentlerden İstanbul'a yollama emrini verdi. Suriye, Mısır ve Yunanistan'dan ve asyadan yüklü gemiler gelmeye başladı. İnşaat 23 Şubat 532'de başladı ve dekorasyon dışında inanılmaz bir hızla 5 yıl, 10 ay ve 24 günde bitirildi. Kilise 27 Aralık 537'de bir törenle açıldı. Justinian içeri girdiğinde haykırarak "Böylesine görkemli bir ibadet yeri yaptırabildiğim için, Tanrıya şükürler olsun!" dedi.


Açılış töreninde bin öküz, 6 bin koyun, 6 bin erkek geyik, bin domuz, 10 bin tavuk, 10 bin horoz kurban edildi ve fakirlere dağıtıldı. Ayasofya çatılı basilicaların ayakta kalmış en güzel örneklerindendir. Genel alanı 7 bin metrekare olup, yanlardan ik i geçiti vardır. 8 Büyük antik kolona ayrılmış yeşillikli bahcesi vardır. Bu sekiz kolon aha önceleri Mısır'dan getirtilen ve Ayasofya'ya da Efes'den alınarak getirilen kolonlardır. Toplam 107 kolonu vardır. Bizans taş oymalarının en güzel örnekleridir bu kolonlar. Bu kolonlar İmparator Justinian ve karısı Theodora'nın baş harflerini taşır. Tavanı 56.6 m yükseklikte olup çapı 32.37 m'dir. Kilise tamamlandıktan sadece 22 yıl sonra meydana gelen depremde kubbesi çökmüştü. Ve 562 yılında Milet'li İsidorus'un yeğeni genç İsidorus tarafından yeniden yaptırıldı. Kubbeyi 2.65 m kadar daha yükseğe yaptırdı. 1203-1261 Yıllarındaki 4. Haçlı Seferlerinde İstanbul'daki Latin yerleşimi tarafından, kilise Romalı Katolik'ler tarafından kullanıldı.

İmparator 4. Alexius Latinler'in borçlarına karşılık kilisenin pekçok parçalarını el egçirmek istedi. Hatta bunlar şimdi Venice'de yer alır. Ayasofya' nın harika sanat eseri mozaikleri de buradadır. MAry'nin kıyafeti mavi mozaik çalışmasıdır ve görkemli mücevherli imparator tahtında oturmaktadır. Mary'nin ve çocukların yüzü son derece güzel yapılmıştır.

Unutulmaması gereken yüce kapıdaki 4. Leo(886-912)'nun Christ'i selamladığı ve günahlarının affını istediği mozaiklerdir.

Kilise camiye çevrildikten sonra 4 minare eklenmiştir. Dış duvarlara destek olarak 16.yy'da
Osmanlı Mimarı Mimar Sinan tarafından büyük destek yapılar inşa edildi ve bu sayede Ayasofya günümğze kadar ayakta kalabilmiştir. Güney geçitteki kütüphane 1739'da Sultan 1. Mahmut tarafından yaptırılmıştır.
 

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa