Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ


Ayvalık'a gidipte Cunda Adası'nı görmemek olmaz. Cunda Adası'na gidipte balık yememek olmaz.

Cunda adası (Alibey Adası) Ayvalık ile bir köprü yol aracılığıyla birleşmeden önce, gerçek bir ada olduğu zamanlarda balıkçı teknelerinin inşa edildiği küçük atölyeler ve sahildeki köyüyle izole bir yerdi. Şimdi bir tatil beldesi olma yolunda ilerliyor. Özellikle girişte soldaki "bilmemne resort" tarzındaki dev tatil şehirlerini görmek moral bozabilir tabii. Siz aldırış etmeyin adanın arka tarafına dönen yolu takip ettiğinizde restoranların, küçük bir limanın ve şirin taş evlerin olduğu Cunda'ya geleceksiniz. Sahil boyunca, balık restoranları, çay bahçeleri ve bir iki de bar var. İşte mekanınız burası. Ama önce biraz çevreden söz edelim.

Sahil şeridinde sıralanan tüm bu silsilenin bir sokak arkasında esk
Cunda Adası’nda Taksiyarhis Kilisesi kalıntılarıi Cunda adasına giriveriyorsunuz hemen. Turizmin geldiği her köy ve kasaba gibi burada da bir sahil şeridi ve paralel arka sokağı mevcut. Bu sokakta bir iki çok şirin eski bakkal yanında gerçek sızma zeytinyağı ve zeytin bulabileceğiniz dükkanlar var. Bu paralel yola dik inen sokaklardan yukarı tırmandıkça sıcak yaz havası, yalnızca ağustos böceklerinin böldüğü bir sessizlikle kendini hissettiriyor. Daracık taş parke sokaklar, taş evler - kimi yerlerde restore edilmiş ama genellikle eski haliyle korunmuşlar - arasında yürümek sizi rahatlatacak. Sahilde kendinizi herşeye rağmen turistik ama hoş bir güney kasabasında hissederken, bu sokaklarda gerçekten coğrafya değiştirdiğinizi anlayacaksınız. Sırtlara doğru uzayıp giden bu labirentte evlerden gelen bir Cunda’nın da artık bir Su Sporları Merkezi variki konuşma sesi ve Yunan radyo kanallarından yükselen cılız melodiler Ege'de olduğunuzu anlamanıza yardımcı olur herhalde. Buradaki küçük meydanda eski bir ortodoks kilisesinden kalanlar, fooğraf makinesi olanlara hoş görüntüler veriyor. Kilisenin duvarları yer yer çatlamış ve zamanla bilinçsiz kişiler tarafından oldukça yıpratılmış. Ama iç duvarlarda hala bir iki duvar resmi görmek mümkün.

Gelelim Cunda'nın en bilinen özelliğine, yani deniz ürünlerine. Burada adını bile duymadığınız deniz mahsullerinin tadına bakmak mümkün. Balıkçıların ağından yeni çıkmış taze balıklar, deniz börülcesi, ıstakoz, ahtapot, kalamar, aquadis, istridye, midye ve daha neler neler. Akşam hava kararırken gidip de
niz kıyısında bir masa bulun. Bu harika menünün tadına dostlarınızla varın. Bir de rakı açtınız mı keyfinize diyecek yok.

Cunda'da konaklama, kahvaltı dahil 10 milyon civarında. Özellikle Ağustos ayında fiyatların arttığını düşünürsek, Eylül ayı içinde daha hesaplı yerlerde de kalabilirsiniz. Restoranlarda fiyatlar geniş bir yelpazede. Gerçekten iyi, ama çok iyi bir akşam yemeği yemek istiyorsanız Lale Restaurant'ı tavsiye ederiz. (Tel: 0266 327 10 63) Burada deniz çuprası, deniz börülcesi, ahtapot salata (buranın en özel tabağı), kalamar (İstanbul'da yediğiniz kalamarları unutun), aquadis (mükemmel bir deniz kabuklusu ve harika bir sosla geliyor), salata, türlü mezeler ve tabii rakıdan oluşan iki kişilik bir akşam yemeği için 25 milyon ödüyorsunuz.

Ayvalık'a ulaşmak çok kolay aslında ama yol sandığınızdan uzun gelebilir. Bursa - Balıkesir üzerinden otobüs ile kolayca ulaşabileceğiniz gibi, özel aracınızla Çanakkale üzerinden sahil yoluyla keyifli bir yolculuk da yapabilirsiniz. Ancak yalnızca haftasonunuz olduğunu düşünerek Bursa yolunu kullanmanızı tavsiye ederiz. Hele bir de Cuma günü öğlen yola çıkabiliyorsanız akşama harika bir yemek yemek gibisi yoktur. Şimdiden hepinize iyi haftasonları.

 

Ege Denizi’nin kuzeyinde yer alan Cunda Adası, Dolap Boğazı’ndan bir köprüyle Ayvalık’a bağlı Ada niteliğini yitirmiş, biraz yarım ada gibi olmuş artık. Ayvalık’a uzaklığı 7 km. Cunda’nın haritada geçen adı Alibey Adası. Fakat hem turistler hem de buranın yerlileri Cunda ismini daha çok beğenmiş olmalı ki Alibey adası için ta Osmanlılar zamanından kalma “Cunda” ismini kullanıyorlar.

ULAŞIM.

Cunda’ya ulaşmak zor değil, ama önca Ayvalık’a gitmemiz gerekiyor. Ayvalık’a ulaşım için, karayolu ve havayolu ulaşımını kullanabilirsiniz. Deniz yoluyla ancak bandırma’ya kadar gidebilirsiniz. İstanbul’dan Ayvalık’a gitmek için Tekirdağ-Çanakkale-Ayvalık güzergahı en uygun yol. Bu güzergahta yollar hem yeni hem kalabalık değil. Üstelik mola verip Tekirdağ’ın o ünlü köftesini tatma şansınız var.

İstanbul’dan Ayvalık’a özel otonuzla gitmeyecekseniz, uzun bir yoldan; Bursa üzerinden Balıkesir-Edremit-Burhaniye-Gömeç-Ayvalık rotasında gittiğini söyleyebilirim. Yollar bozuk, üstelik otobüsler’de muhtelif duraklarda durup yolcu alıyorlar. İzmir’den Ayvalık’a gitmek nispeten daha kolay. Bu durumda izleyeceğimiz yol , İzmir-Menemen-Dikili-Ayvalık şeklinde. Yola Ankara’dan çıkanlar ise Eskişehir üzerinden Bursa ve Balıkesir’e geçip  Ayvalık’a ulaşacak. Eğer uçakla seyahat etmek istiyorsanız THY’nin Edremit’e seferleri var. Edremit-Ayvalık arası sadece 40 km. Ayvalık’a kadar geldikten sonra Cunda’ya geçmek çok kolay. Otogardan her yarım saatte bir geçen belediye otobüsleriyle de gidebilirsiniz. İskeleden her saat başı kalkan motorla da gidebilirsiniz. Bizim önerimiz, güzel havalarda deniz yolunu tercih etmeniz.Özel otosu olanların, Cunda’da benzin istasyonu olmadığını unutmaması ve Ayvalık girişindeki benzinciye uğraması gerekiyor. Bir de bankada yapmanız gereken işlemler varsa Cuda’ya geçmeden önce bunları halledin. Çünkü adada hiçbir bankanın şubesi yok.

Yolculuğunuzu otobüsle yapacaksanız Pamukkale veya Kamil Koç’u arayacaksınız. Yazın yola çıkmadan en az 2-3 gün öncesinden rezervasyon yaptırmakta fayda var. Kışın yer bulmak o kadar sorun değil.

KONAKLAMA

Cunda’da yer bulamamanız, eğer çok yoğun bir sezonda gitmiyorsanız tabii, neredeyse imkansız. Çünkü ilçe merkezine uzak olan otellerin çoğu rahat olmasına rağmen, kalabalık değil. Mutlaka merkeze yakın bir yerde kalmak istiyorsanız en iyisi rezarvasyon yaptırmak. İlçe merkezinde çok sayıda otel ve pansiyon bulunuyor. Pansiyonların çoğu da otelleri aratmayacak ölçüde rahat. Üstelik bunların büyük bir kısmı eski Rum evlerinin içinde... eski fakat bakımlı binalar, yüksek tavanlı ferah odalar... otellerin çoğu da küçük ama rahat ve temiz. Gene de en iyisi kalacağınız yere karar vermeden önce aşağıda bilgileri gözden geçirmeniz..

Cunda Oteli: Panaromik bir restoran, tamamı deniz manzaralı odalar ve özel bir plajla ağırlıyor.misafirlerini Cunda Oteli. Otelde 44 oda ve 92 yatak var. Üstelik ilçe merkezinde denize girilebilen tek yer. (Mithatpaşa Mah. Donbadis Mevkii, Tel: 0 266 3271943

Artur Motel: Denize bakan küçük bir motel Artur Motel , içeride 8 oda ve 20 yatak var. Odaların 3’ü deniz manzaralı ve tümü halıyla kaplı. Her odada banyo, tuvalet, mini buzdolabı ve televizyon var. (Sahil Boyu No:14  Tel: 0 266 3271014)

Atün Pansiyon: her odada banyo ve tuvaleti olan tek pansiyon Atün Pansiyon. Odalar da temiz ve rahat. Yemek ve kahvaltı verilmiyor, bahçesi de yok. Buna rağmen girişe koyulmuş iki masa, dinlenmeye, diğer misafirlerle ve pansiyon sahipleriyle sohpet etmeye imkan veriyor. Pansiyonun içinde kontörlü telefon büyük bir rahatlık sağlıyor. (Namık Kemal Mah. Çarşı Cad.No:17  Tel: 0 266 3271554)

Altay Pansiyon: Cunda’nın taş sokaklarında yer alan çok temiz bir yer. Ocak kullanımlı mutfak ve banyonun yanı sıra bir de televizyon odası var. Burada kalan misafirler yemeklerini mutfakta kendileri pişirip pansiyonun geniş bahçesinde yemeyi tercih ediyorlar. (Namık Kemal Mah. No:18 Tel: 0 266 3271024)

Kalacağınız yere eşyalarınızı bıraktıktan sonra Cunda sokakları sizi bekliyor. Tabii henüz hava kararmamışsa... çünkü Cunda sokaklarında karşılaşacağınız evleri, onların canlı renklerini, incelikle süslenmiş pencerelerini, kapı kollarını en iyi şekilde incelemek için güneş ışığına ihtiyacınız var. Adayı gezmeye Kordon’dan Cunda otelinin olduğu taraftan başlayabiliriz. İlk göreceğiniz yer, denize bakan “Yetiştirme Yurdu” diye anılan “Papaz’ın Sarayı”. Sahil yolunda ilerlemeye devam ederseniz  buradan sonra taşkahveye’ye ulaşırsınız. Taşkahve’de yorgunluğunuzu attıktan sonra, gene sahilde yer alan El Sanatları sergisini mutlaka görün. Çünkü burada herkesin hoşuna gidebilecek çalışmalar var. Yukarıda adı geçen yerler, Cunda’nın gezilmesi en kolay yerleri. Şimdi adanın sahilini bırakıp biraz içerileri gezelim. El sanatları muzesinden kordon boyuna geri yürümeye başlar da postanenin oradan ara sokaklara girecek olursanız, artık akmayan Aşağı Çeşme’ye ulaşırsınız. Aşağı Çeşme sırasındaki Taksiyarhis Kilisesi, Cunda’daki onlarca kilesinin içinde en sağlam kalanı. Duvar resimleri bile  bir takım silinmelere yada bozulmalara maruz kaldığı halde duruyor.taksiyarhis kilisesi çevresinde ve Cunda’nın diğer sokaklarında da birçok tarihi Rum evi göreceksiniz. Bunların çoğunun içinde yaşanıyor, çünkü oldukça sağlam yapılar. Adaların arkalarına doğru ilerleyecek olursanız, denize girilebilecek muhteşem koylar sizi bekliyor. Fakat bunun için ya taksi kullanacaksanız yada tekne turlarında yararlanacaksanız. Özel otonuzla geldiyseniz denize girilebilecek yer bulmak konusunda hiçbir problem yaşamazsınız. Özellikle de “Ortunç Plajı” burada denize girilebilecek en guzel yerlerden biri. Adanın arka tarafında Pateriça Körfezinde bir de muhteşem manastır var. Agios Dimitrios Ta Selina Manastırı. Denize bakan bu görkemli yapı bir manastır ve yanındaki küçük bir kiliseden oluşuyor. Buraya denizden ulaşmakta mümkün.

YEMEK

Adaya geliş saatiniz akşama rastlıyorsa ya da adayı gezerken artık akşam olduysa en iyisi güzel bir yemek yemek. Yemek tabii ki balık olacak  ilk gün buranın spesiyalitesi olan papalina ideal. Üstelik hemen hemen tüm restoranlarda da bulabilirsiniz. Ama önemli olan nasıl pişirildiği. Bu nedenle başvurabileceğiniz güvenli adreslere ihtiyacınız olacak. (BALIKÇI BARINAĞI – ARTUR RESTORANT – NESOS RESTORAN )

Güze bir yemek yedikten sonra Cunda’nın sahilinde kurulan ve her türlü hediyelik eşyanın bulunduğu pazara gidebilirsiniz. Burada, turistleri en çok rağbet ettiği eşyalar tığ işleri, kurulan çok fazla tezgah olmasada mutlaka ilginizi çekecek birşeyler bulacaksınız. Pazardan sahil boyunda yüremeye devam ederseniz çeşitli yerlerden yapılan ve “ada lokması” adıyla satılan tatlıyı denemek isteyebilirsiniz. Aslında “Ada Lokması” bildiğimiz “İzmir lokması”nın ortası delik olmayanı. Bir diğer deyişle de “saray lokması”. Yapılış şekli “yoğun talep” e yetişmek için olsa gerek, oldukça hızlı. Nasıl yapıldığını görmek istiyorsanız sahil boyunca yürüyün. Kordon Boyu’ndaki son kafe/restoranlardan biri olan Ada Restoran’ın önünde bir kalabalık göreceksiniz. Kalabalığı katılırsanız “ada lokması” nın yapılışını izleyebilirsiniz.

Gece geç saatlere kadar eğlenmeyi sevenlerdenseniz Cunda bu konuda şimdilik tek bir seçenek sunuyor size: Zeytin Bar, Sahil Boyu Caddesi’nin bitiminde, denize bakan iki katlı eski bir binanın içinde yer alan bu barda, daha çok türkçe pop olama üzere, değişik türlerde müzik çalınıyor.

Cunda’yı tam anlamıyla ve rahat rahat yaşamak en az birkaç haftanıza alır. Bu birkaç  haftayı adada geçirdikten sonra geri dönmek istemeyebilirsiniz de.......

ÖNEMLİ TELEFONLAR

Belediye: 0 266 3122308 / 3121023

Emniyet : 0 266 3129500

Turizm Müdürlüğü: 0 266 3122122

Hastahane : 0 266 312 1744

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa