Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ


KARTALKAYA

Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan, güneydoğuda çam ormanlarının arasında Bolu'da Köroğlu Dağları'nda yer alır.

Ankara otobanı buradan arabayla 45 dakikadır, Ankara havaalanından 220 km, İstanbul havaalanından 275 km'dir


Kayak sezonu yılda 120 gündür. Kartalkaya'nın kayak alanı 1800-2221 m yüksekliktedir ve en iyi kayakkoşulları 20 Aralık ile 20 Mart arasında ortaya çıkar. Normal kış koşullarında ortalama 3 m. kar yağar. Sezon başında karın tipi toz-kardır ve sezon sonunda ise sulu kar halini alır.

Bu merkez Alphine kayağı için uygun koşullar içerir. Kayak turları, ekipmanlı 3 chairlift ve 7 town bar vardır. Uzman kayak öğretmenleri çalışmalar için tutmak mümkün. Yamaçlar ve mekanik donanım sürekli uzmanların kontrol ve gözetimi altındadır. Bütün hoteller ilk yardım ve tedeavi merkezlerine sahipler. Direk rezarvasyon yaptırmak mümkündür
.

Uludağ'ın kayak alanı 1750 hektar ve 2543 m yükseklikte olup ormanlarla kaplanmıştır.

Kartalkaya... İstanbul ve Ankara’ya yakınlığıyla gözde kayak merkezi Kartalkaya’da, anayoldan saptığınızda, sizi kar ve buzun süslediği sürpriz güzellikler bekler...

Yer var mı? “Var efendim.” “Peki, kar?” “Ne yazık ki yok.” Erzurum'da da kar olmazsa nerede olacak? Kartalkaya'da mı? Kartalkaya'da varmış işte. Erzurum'a ise kar daha geç yağarmış, ama tam yağarmış...

Tipi olur, liftler çalışmaz endişesiyle tur kayaklarımı da yanıma aldım. Arkadaşımın planı da Yılbaşı gecesinden sonraki tatili Kartalkaya'da geçirmekti. Dört çekerine yükledik çantaları ve yola çıktık.

Yılbaşı sabahı İstanbul çok ıssız ve yorgun gözüküyordu. Bir güneşliydi ki gün, içimizi kuşku ateşiyle yakıyordu. Bu sıcakta Bolu'da kar filan kalmamıştır, diye düşünüyorduk. İzmit'i doğudan kuşatan yüksek tepelerde belli belirsiz beyazlık vardı, ama bu yetersiz beyazlık kuşkumuzu daha da çoğaltıyordu. Bolu'yu geçtik. Kartalkaya'nın sarı tabelasıyla sağa saptık. Mandalina soyarak oyalanıyoruz. Bolu Dağı'nda da kardan eser yoktu. Bu kadar yol gelmişiz, oteli bir kez daha aramak istemiyoruz. Ve Kartalkaya yolunda ilk zincirler bizi karşılıyor. Etrafta kar yok, ama ‘‘zincir takalım mı abi’’ deyip yolumuzu kesenler var. Biraz umutlanıyoruz, ama zincirciler bile bizi kar olduğuna inandı
Bolu - Aladağamıyor. Neyse, bir-iki kilometre sonra kar bütün açıklığıyla ikna edici oluyor. Seviniyoruz ve hemen arazi vitesine geçiyoruz.

Otel umduğumuzdan daha az kalabalık. Yılbaşı tatilini Türklerden çok Ruslar ve Almanlar değerlendirmiş gözüküyor. Tanıdık yüzler de yok değil. Önümde Hikmet Çetin, biraz arkamda Mahsun Kırmızıgül, Nazlı pistinin teleski'sinden çıkıyorum. Cumartesi, otel dışından katılanlarla teleski kuyruğu daha da uzamış. Ama bir bayram vakti Erciyes'teki kuyruğu görmüş olan benim için Kartalkaya'daki bu kuyruğun lafı bile olmuyor.

İstanbul'dan saatler süren bir yolculuk sonucu gittiğim Erciyes'te tepeye gün boyu iki kez bile çıkamamıştım. Bu yıl özel sektörün devreye girdiği Erciyes'te, tıpkı Palandöken'de olduğu gibi büyük gelişmeler bekliyorum.


Nazlı'da kuyruk biraz uzadığında, aşağıya, orman yönüne devam ediyordum. Bol zikzaklı bu yolda bin metre kadar ilerledikten sonra telesiyej'e binip Doruk ismi verilmiş doruğa çıkıyordum. Buradan kuzey yönüne doğru yan yana iki pist daha var. Biri daha dar, diğeri daha geniş. Dolambaçlı bir yoldan ulaşıldığı için de oldukça tenha bir teleski'si var.

Kartalkaya'da iki otel var ve pistler de ayrı ayrı bu iki otele ait. Önümüzdeki yıllar için Yapı Kredi Bankası'nın Köroğlu Dağları'nda yeni teleski'ler açma projesi de var. Otuz yıllık kayak hocası İlhami Kılıç, Kartalkaya'da mevsimin Kasım 15'te başladığını ve nisan sonuna kadar devam ettiğini söylüyor. Bir kere kar yağdıktan sonra da, sezon boyunca karın kalkması da mümkün değilmiş. (Endişemiz boşunaymış meğer).

Kayak merkezleri içinde en uzun pistler Palandöken'de (en kısa pist 4 km). Ama İlhami Hoca'ya göre, Palandöken'de mart ayına kadar aşırı soğuk oluyor. Nisan ve mayıs ayları burası için ideal kayak ayları.

Kartalkaya'nın çok tercih edilmesinin nedeni, sadece İstanbul'a yakın olması ve mevsimin uzun sürmesi değil, karının da ‘‘kaliteli’’ olması. Kaliteli kar, buzlaşan ve top top olmayan kar demek. İlhami Hoca anlatıyor:

‘‘Lodos karı ıslatıyor. Sonra rüzgâr da buzlaşma yaratıyor.
Kartalkaya Özellikle sabahleyin. Uludağ denize yakın olduğu için kar devamlı ıslak olur.’’ Kayak dersini sadece hiç kayak bilmeyenler mi almalı? Yıllardır kayak yapanların alacak hiçbir dersi yok mudur?

İlhami Hoca, birinci soruya hayır, ikincisine de evet cevabı verirken, bunu sadece müşteri kazanmak için söylediğini düşünmek haksızlık olur. Çünkü kendisi bile bazen, Avusturya'ya gidip yeni kayak tekniklerini öğrendiğini söylüyor. Evet, yeni kayak teknikleri. Çünkü kayak, malzemesi ve kayış tekniği ile sürekli değişen, gelişen bir spor.

İlhami Hoca, ‘‘yukarı çıkan hiçbir kayakçı orada kalmış değil. Ama nasıl iniyor!’’ diyor. Daha estetik, daha rahat kaymak için, kayak tekniğinin inceliklerini öğrenmek gerekiyor. ‘‘Kayakçı önce ayaklarına bakar, sonra kendine, biraz daha geliştikçe de etrafına bakar. O zaman bira
Bolu - Sarıalanz daha iyi kayıyordur. Ama işte o zaman ders alma ihtiyacını hisseder’’ diyen İlhami Hoca, ne kadar erken iyi bir temel kazanılırsa, stilli kaymanın da o kadar kolay öğrenileceğini vurguluyor.

Asker postalından kayak ayakkabısı, meyve kasasından kayak yaparak çocuk yaşta Erzurum'da kayağa başlayan İlhami Kılıç'ı dinliyorum ve ertesi gün, Mustafa Hoca'dan paralel dersi almaya karar veriyorum. Bir saatlik ders çok etki ediyor. Yeni öğrendiklerimi uygulamak için çok az vaktim kalıyor. Dönmek zorundayım.

Kartalkaya dönüşünde İstanbul'a gidiyorsanız eğer geldiğiniz yönden geçmenize gerek yok. Otelden 10 km aşağıdaki Sarıalan yakınında yoldan saparak Aladağlar üzerinden Bolu'ya gitmek, size eşsiz bir ‘‘manzaralı tur’’ seçeneği sunar. Aladağlar yaklaşık 18 km...

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa