VÜCUDUN ISI KAYBETME YOLLARI
ŞUNLARDIR:
IŞIMA:Farklıı sıcaklıklardaki yüzeylerin
elektromanyetik dalgalar yoluyla birbirlerine ısı transfer
etme yollarıdır.Vücuttan bu yolla transfer edilen ısı
miktarını belirleyen faktörler çevredeki soğuk yüzeylerin
sıcaklıkları ve vücudun bunları görüş açısıdır.Toplam ısı
kaybının % 55’ini oluşturur.
İLETİM:Maddelerin doğrudan teması sonucunda ısının
moleküle rseviyede transferidir.Etkileyen faktörler temas
edilen yüzeyin sıcaklığı , aradaki malzemenin niteliği ve
kalınlığıdır.Vücut sıcaklığından daha soğuk maddeler
;örneğin kazma , ocak,tutacak gibi metal parçalarla direkt
temas kara soğuk yüzeylere oturmak iletimle ısımızı
alacaktır.Toplam kaybın %15’ini oluşturur. Su ısıyı havadan
25 kat daha fazla ilettiğinden dağda giysilerimizi kuru
tutmamız gerekiyor.Kar topu oynamak kara oturmak vb olaylar
giysilerimizi ve de vücudumuzu ıslatacağından bunları
yapmamalılıyız.Eldiven giymeyi bir alışkanlık haline
getirmeliyiz.
TAŞINIM:Konveksiyon olarak da adlandırılır. İletime
benzer ama bu sefer cisimlerden akışkan olanı (su, hava vb.)
hareket halindedir.Bu mekanizmada vücuda yaklaşan moleküller
ısınır ve başka moleküllerle yer değiştirerek
uzaklaşır.Vücudumuz sabit durumdaki katı cisimdir ve daha
soğuk akışkan olan rüzgar vücuttan ısıyı alıp
götürür.Etkileyen faktörler akışkan , yani hareket halindeki
maddenin örneğin rüzgarın hızı , yoğunluğu ve sıcaklğıdır.Önlem
olarak açık bölge bırakmamalı yüzü vücudu elleri mümkün
olduğunca giysilerle kapatmalıyız.
TERLEME,SOLUMA:Suyun buhara dönüştürülmesi sırasında
yitirilen ısıdır.Ter fazla ısıyı atmak için vücudun suyu
buharlaştırıp dışarı atmasıdır.Solunum ise havanın
akciğerlere girdiğinde ısıtılması ve dışarıya yüksek bir nem
oranıyla atılmasıdır.Bu iki yolla kontrol edilemeyecek
dercede ısı kaybedilir.Toplam kaybın %30’unu
oluşturur.1/6’sı solunumla geri kalanı ise deriden olur.
VÜCUT ÖNLENEMEYEN ISI KAYBINA KARŞI NASIL ÖNLEM ALIR?
TİTREME:Kasların istemsiz olarak hareket etmesi
sonucunda yüzeydeki ısı üretimi en çok %500 oranında artar .
Bu tepki ancak birkaç saat sürebilir sonrasında kasların
yorulması ve yakıt depolarının bitmesiyle kesilir.
KAN ÇEKİLMESİ:Vücut ısı kaybını engelleyemediğinde
eller ve ayaklar gibi uzuvlarda dolaşımı azaltır, kanı
çekerek daha hayati önemi olan organları korumuş olur.
HİPOTERMİ (HYPOTERMIA):
Halk arasında donma olarak bilinir.Vücut ısısındaki (Ort.37°C)
genel düşmeler sonucu meydana gelir.Bunun sebebi çoğunlukla
vücuttaki ısı üretimnin ısı kaybından daha az olmasıdır.Bir
insanın vücut ısısı 35 °C nin altına düştüğünde hipotermiye
girmiş kabul edilir.Bunu çok değişik sebepleri olabilir.Ama
en belirgini soğuğa maruz kalmadırİkiye ayrılır:
i.Hafif hipotermi
ii.Ciddi hipotermi
HAFİF HİPOTERMİ:
37°C - 35°C : Üşüme hissi titreme deride hissizlik
başlar,kasların verimi düşer,kendi kendine
söylenir.Böbreklere giden kan artar ve idrar artar.
35°C - 34°C : Kendini güçsüz hisseder ,yavaş yürümeye
başlar.Belirgin koordinasyon eksikliği görülür.akıl
karışır,saçmalar,kayıtsızlık başlar.
34°C - 32°C : Koordinasyon iyice azalır ,tek başına
yürüyemez,ayakta durmakta güçlük çeker,sürekli tökezler ,
düşer.Ellerini kullanmakta zorlanır.düşünmesi ve konuşması
yavaşlar,hafıza kaybı başlar.Hastanın üşüyen elleri ve
ayakları acır fakat birşeylerin ters gittiğini reddeder.
CİDDİ HİPOTERMİ:
32°C - 30°C : Titreme iyice azalır,durur , yürüyemez ,ayakta
duramaz .Tutarsızdır ; soğuğa karşı korunmaya ihtiyaç
görmez.
30°C - 28°C : Kasları sertleşmeye başlar ,yarı
bilinçlidir.Kalp atışları ve solunum
belirsizleşir,gözbebekleri genişler.
T < 28°C : Bilincini tamamiyle yitirir , 20°C’de kalbin
durmasıyla ölür.
Fizyolojik açıdan bakılacak olduğunda, eğer vücuttan genel
bir ısı kaybı meydana geliyorsa vücut yüzeyindeki sinirler
yüzeydeki damarları bloke ederek kanı hayati olan iç
organlara çeker.Genel olarak ısı -10 derecenin altına
düştüğünde soğuktan dolayı bu sefer sinirler işlevini
yitirir ve yüzeye giden kana izin verirler.Bu aşamada kişi
kendini ısınmış zanneder ve titreme kaybolur.Yüzeye gelen
kan kılcaldamarlar yoluyla havayla daha fazla temas
edeceğinden aslında ısı kaybı daha fazla artmaktadır.Yüzeyde
soğuyan kan iç organlara döndüğünde onların da ısısını çalar
bu döngü bir yerde engellenmezse kişi komaya girip ölünceye
kadar devam eder. Hipotermia gelişimi sırasında kalp önce
hızlı atar fakat zamanla yavaşlar.Zamanla kalp vücuda yeteri
kadar kan pompalayamamaya başlar.Böbrekler ise idrar oranını
arttırır.Sebepleri böbreğe daha fazla kan gelmesi veya
doğrudan soğuğa maruz kalmasıdır. Merkezi sinir sistemi de
etkilenir.Yürürken tökezleme,düzgün konuşamama gibi
örnekleri vardır.
NASIL ÖNLENİR ? :
Herşeyden önce dağcı enerji korunumunun önemini ve esasını
çok iyi kavramış olmalıdır.
Gereksiz giyimden kaçınılmalıdır.Bu fazla terlemeye
dolayısıyla ısı kaybına yol açacaktır.Dağcı kat kat
giyinir.Böylece terlemeden yürüyebileceği katmanı kolayca
belirlemiş olur.Giysiler kan dolaşımını engelleyecek şekilde
olmamalıdır.Çok bol olmaları da ısınızı dışarıya sızdırır ve
ısınızın size dönmesi için gerekenden fazla hacim
oluşturur.Yürüyüşe üşünerek başlanmalıdır.Yürüyüş sırasında
sizi terleteceğinden şüphelendiğiniz parçaları
çıkartın.Kampta ise iyi giyinin.Molalarda terinizi
soğutmamak için hemen üzerinize birşeyler giyin.Her çıkıştan
önce ıslanacak giysiler yerine kuru yedeklerini çantanıza
koyun.
Kartopu oynamayın, kara oturmayın.
Vücut ısısının %70’i baş ve boyundan ,%10’u ise bileklerden
kaybedilir.O halde buraları mümkün olduğunca korumakta fayda
vardır.
İyi yemek yiyin.Bol bol sıcak sıvı için.Çıkışlarda yanınıza
en az 1.5 litre sıcak ve toplam 2.5 lt sıvı alın.Yatmadan
önce çiş ve kaknızı mutlaka yapın.Yürüyüşe çıkmadan önce
herkes en az 1 lt. sıcak sıvı içmiş olsun.Soğuk su
kesinlikle içmeyin.
Antrenmanlara gelin!Kol antrenmanları vücut metabolizmasını
geliştirip , direnci arttırmaktadır. Şehirde çok
giyinmeyin.Gece çok kalın örtünmeyin.Çok sıcak su ile duş
almayın.(Uzun vade hesapları)
Gerekmedikçe çadırdan dışarı çıkmayın.
HİPOTERMİ HER MEVSİM MEYDANA GELEBİLİR.HAZIRLIKLI OLUN!
İLKYARDIM:
Her şahıs kendisinden olduğu kadar partnerinden de
sorumludur.Bu tür durumlara karşı uyanık olmak , bana bir
şey olmaz dememek çok önemlidir.Eğer üşüyorsanız ve
üşümenizi durduramıyorsanız partnerinize mutlaka haber
verin.Eğer yine de bir çözüm bulamadıysanız EĞİTİCİNİZİ
UYANDIRIN.
Hipotermi geçirmekte olan bir hastaya ilk olarak ek giysiler
giydirilir.Üzerine bir şeyler örtülür.
Islak giysiler çıkartılıp vücut kurutulur , oluşan ısı kaybı
engellenmelidir.
Uzuvlarına bakılarak frozbit olup olmadığı tespit edilir.
Bilinci yerindeyse bol bol sıcak sıvı içirilir.Sıvı ne çok
sıcak ne de çok soğuk olmalıdır.Azar azar fakat sık kalorisi
yüksek yemek verilir.
Durumu çok ağır değilse hareket ettirilerek vücut ısısını
arttırması sağlanabilir.
Mümkünse çadıra ve daha önceden ısıtılmış tuluma
konulur.Normal vücut sıcaklığına sahip bir kişi aynı tuluma
girerek ısı transferi sağlayabilir.Tüm vücudun aynı anda
ısıtılması kanın daha da soğuyarak iç organlarına dönüşüyle
ölüme sebep olabilir.Çadır yoksa rüzgar almayan bir yere
yerleşilmelidir.Çıkışlarda neden ekip başının uyku tulumu ve
mat alığı buradan anlaşılabilir.
Işımayı en aza indirgemek için aliminyumlu battaniye ile
sarılabilir.
Her dağcı şüpheli bir durum gördüğünde kendi nabzını
almalıdır.Hipotermi vakalarında da sık sık nefes, vücut
sıcaklığı ve nabız kontrol edilmelidir.nabızı hisetmek zor
olabilir.Sabırla beklenmelidir.Vücut sıcaklığı koltuk
altından alınmalıdır.
Tüm vücut aynı anda ısıtılmamalıdır.Bu kanın yüzeye gelip
daha da soğuyarak iç organlara dönmesine yol açar.Karın,
göğüs ve derinin ince olduğu boyun, koltuk altları ve
kasıklar ısıtılmaya çalışılmalıdır.
Kendinizi de ihmal etmeyin.
FROZBİT (FROSTBITE):
Lokal donma , soğuk ısırığı veya don ısırığı diye
adlandırılabilir.Vücudun ısı kaybettiği bir organdan kanı
çekerek daha hayati olan iç organlara göndermesiyle meydana
gelir.Soğuk, yetersiz giyinme, dehidrasyon, rüzgar, yüksek
irtifa, nem genel tetiklerdir.En çok burun, kulak, yüz ve
ellerde görülür.Doku sıcaklığı 0 °C ‘nin altındadır.
Öncelikle soğuğa maruz kalan uzva vücut aşırı kan
gönderir.Fakat bundan dolayı vücut ısısı düşmeye başlayınca
sinirler buradaki damarları bloke eder ( kan dolaşımı
bölgeden çekilir buna frostnip denir ).Eğer uzuv daha da
soğuğa maruz kalırsa sinirler işlevini yitirerek damarları
serbest bırakır ve kan tekrar uzva gelir.Artık kan da
donmaya başlar ve akıcılığı düşer.Dokular da donmaya
başlamıştır.Bu olaylar ağır ağır gelişir.Frozbitin getirdiği
iki büyük sorun donan hücrelerin ölmesi ve kılcal damarların
ölüp dokulara kan ulaştıramamasıdır. Genel olarak üç
aşamadan oluşur:
Frostnip:Bölgenin çok üşümesi sonucunda sinirlerin kan
dolaşımını bölgeden çekmesi.Yüzey soğuk ve cansız
görünür,beyazdır, acı vermektedir.Dokular zarar görmemiştir.
Yüzeysel Frozbit:Bölgedeki sinirlerin donması.Renk
kızarıktır.Soğuktur fakat yumuşaktır.His kaybolmuştur. İçi
kansız veya daha ileri aşamalarda kanlı su kabarcıkları
oluşabilir.
Derin Frozbit:Son aşama olarak bölgedeki dokuların donup,
kangren olmasıdır.Deri oldukça sert , parlak , hissiz ve
hareket ettirilmesi olanaksızdır. Mora doğru bir renk almaya
başlamıştır.Frosnip belirtileri görüldükten sonra 1 saat
içinde geçmemiştir. Tüm frozbit vakalarında tekrar
ısıtıldığında büyük acı verir.
NASIL ÖNLENİR ? :
Dağda gerekli kurallara uyulduğu sürece her risk sıfıra
indirilebilir.
Beslenme, giyim, sıvı alımına önem verilmelidir.
Alkol ve sigara kullanılmamalıdır.(hipotermi için de
geçerli!)
Etkinliğe yağlı yüz ve beş karış sakalla gidilmelidir.Yağ
çok iyi bir yalıtkandır.Sakal ise yüzünüzü güneşten
korumakla beraber yalıtkan görevi de görür.
Eğer herhangi bir uzvumuz çok üşüyorsa onu hareket
ettirmeli,kuru giysilerlerle yalıtmalıyız.O dokuyu hafifçe
ısırın acı varsa sorun şimdilik yok demektir.Ama o bölgenin
üstüne birşeyler giymelisiniz, ıslaksa kurutmalısınız.Çünkü
bu durum önlenmediğinde daha ileriki ciddi aşamalara
geçebilir.
Metallere, kara çıplak el deydirmemeliyiz.Etkinliğe gelmeden
önce yüzük, küpe vs. çıkartınız.Öz ısıları çok düşük olan
metaller kolay ısınıp kolay soğurlar.Bu yüzden çevrelerine
göre hep soğukturlar.Çok soğuk havalarda metallere çıplak
ten ile değildiğinde o bölge ani olarak donar ve metale
yapışır.Bölgeyi metalden ayırmak deriyi zedeler ve acı
verir.
İLKYARDIM:
Öncelikle hipotermi vakası varsa onu tedavi edin.Frosnip
aşamasındayken donmakta olan bölgeyi ten temasıyla,
koltukaltı, ağza (ıslatmadan) sokarak veya eller arasına
alarak ısıtmalıyız.Her zaman derin frozbit varmış gibi
davranın.Normal bir parmağın içine sokulduğunda yanmayacağı
(30°C- 35°C ) sıcak sıvı hazırlayın ve yarım saat uzvu içine
yerleştirin.DONAN BÖLGEYİ ASLA OĞUŞTURMAYIN.Bu zaten donuk
olan dokuları parçalayarak zedeler ve daha fazla hasara
neden olur.DONAN BÖLGEYİ ASLA DİREKT ISI KAYNAKLARINA
TUTMAYIN.Dokuyu yakmaktan başka hiç birşey yapmazsınız.
Kabarcıkları patlatmayın , bunlar iyiye
işarettir.Kabarcıkları patlattıktan sonra enfeksiyon kapma
riskini göz önünde bulundurun.Eğer kabarcıklar kanlı ise
asla doğa ortamında asla patlatılmamalıdır. Frozbite uğramış
ve kurtarılmış bölgede kan dolaşımı azalır.Yeniden donması
çok kolaydır.Çözülmüş bir dokuyu yeniden dondurmak çok daha
kalıcı hasarlara yol açar.O halde uzvun tekrar donma
ihtimali varsa çözülmemelidir.Hasta hemen doktora
götürülmelidir. Frozbit olan bölgeler her gün temizlenip
Aloe vera sürülür.Parmaklar, birbirine yapışmaması için
steril gazlı bezle ayrılır.Sonra da yara steril gazlı bezle
örtülür.
DEHİDRASYON (SUSUZLUK):
Dağda su içmenin önemi büyüktür.Şehirde günde 1.5-2 lt olan
su kaybı dağda 4-4.5 lt’ye kadar çıkabilir (terleme,soluma
ve idrar).Bu su yerine konamadığı zaman Dehidrasyon meydana
gelir:
Kan su miktarı azaldığından koyulaşır ve kalp bu koyu kanı
pompalamak için extra efor sarfeder.Ciddi perfonmans
düşüklüğü vardır.
Çiş çok az sıklıkta ve koyu sarıdır.
Kandaki zararlı maddeler atılamamaktadır.
Suyu azalan deri hücreleri güneşten daha kolay
etkilenmektedir.
Kan kılcal damarlara daha zor gitmektedir.(Frozbit
tehlikesi)
Su ile birlikte giden mineraller vücut içi reaksiyonları
geciktirir.
Depresyon , vücut koordinasyonunda bozukluklar,şuur
bulanıklığı dış belirtileridir.
Dağda irtifa arttıkça havanın nemi azalır.Akciğer
soluduğumuz havayı kullanabilmek için nemlendirir.Fakat
nefes verdiğimizde bu su kaybedilir.Bu olgu dağda sıvı
kaybını ciddi boyutlara ulaştırmaktadır.Üstelik susamama
hissi de buna eklenmektedir.Kişi suya ihtiyacı olmadığını
zannetmektedir. Dehidrasyondan korunmak için bol bol sıvı
içiniz.İçtiğiniz sıvı ne çok sıcak ne de çok soğuk olmalı.(Ort.
50°C)Sabah çıkışa gitmeden önce en az bir lt sıcak sıvı
içmiş olun.Dehidrasyona uğramış bir insana sık sık azar azar
sıvı içirin.Sıvı mineral yönünden zengin olmalıdır.(Çok
sıcak olmamalı ,çorba olabilir).Dışarı verdiğimiz suyla
kaybettiğimiz mineralleri yerine koymalıyız.Bana bir şey
olmaz demeyin.
KAR KÖRLÜĞÜ:
Kışın dağda başımıza gelebilecek potansiyel bir sorun da kar
körlüğüdür.Gözün dış katmanlarının özellikle de Korneanın
(gözün en üst saydam tabakası), UV (Ultraviole) ışınları
etkisiyle yanması sonucu oluşur.Göz yüzeyi kabarıp
pürüzlenebilir.Daha fazla maruz kalınırsa göz merceği de
zarar görebilir.Rahatsızlık 6 ila 12 saat sürekli ışımaya
maruz kalmayla kendini gösterir.Bu yüzden zarar tam olarak
yerleşmedikçe bir belirti göstermez.Gözler ışığa karşı
hassastır , göz kapakları şişebilir, kızarmıştır ve
acımaktadır.Kar körlüğü kör olma anlamına
gelmemektedir.Rahatsızlık açık güneşli havada olduğu kadar
bulutlu havada da meydana gelebilir, çünkü bulutlar da UV
ışınlarını geçirebilmektedir. İyileşme birkaç gün alır.Bu
sırada Hastanın gözlerini oğuşturması engellenir.Gözler
dinlendirilir (mümkün olduğunca hareket ettirilmemelidir) ve
eğer mümkünse tamamen iyileşene kadar parlak ışığa
çıkarılmaz. Önlemenin yolu çok basittir.Genel olarak bir
fırtına veya güneş gözlüğüne ihtiyacınız var.Bu gözlük UV
ışınlarının en az %90’ını süzebilecek kapasitede
olmalı.Mümkünse gözünüze hiçbir yerden ışık girememeli.Koyu
camlar gözünüzün kamaşmasını engelleyecektir.Gözlüğünüz
yoksa üzülmeyin ; gözlerinizin altına kömür
sürebilirsiniz.Veya karton veya koli bandından her göz için
bir dar ve yatay ya da küçük yuvarlak delik açacağınız bir
gözlük hazırlayabilirsiniz.
YANIKLAR:
Yanıklar üçe ayrılır:1. 2. ve 3. derece yanıklar.Burada Biz
sadece 1. derece yanıkları ele alacağız.
1.Derece:Deri kızarıktır.Sızlar.Dokunulduğunda acı
artar.Yüzeysel deri bütünlüğü bozuk değildir.Şişme olabilir.
2.Derece:Deri kızarıktır ve su kabarcıkları vardır.
3.Derece:En derin yanıktır,kemiğe kadar ulaşmış olabilir.
Dağda yanıklar en çok trangia kullanırken meydana
gelmektedir.Bu yüzden ocağı çalıştırırken her zaman çok
dikkatli olmak gerekmektedir.Eğer bir yanık olayıyla
karşılarırsanız müdahale etmeden hemen eğiticinize haber
verin.
Yanan bölgede dokulara ısı yayılımını engellemek için uzuv
en az 10 dakika soğuk suya tutulur.( Kara değil ! )
Kaynar suyla ıslanan giysileri çıkartın.
Yanık bölge şişmeye başlamadan her türlü sıkan aksesuar
çıkartılmalıdır.(yüzük , kemer,ayakkabı vb.)
Yanık bölge temiz bir sargı bezi ile kapatılmalıdır.
Kişi yatırılmalıdır ve sıvı içirilmelidir.
Ileri derecede yanmış bir eklem hareketsiz hale
getirilmelidir.
1.derece yanıklarda Silverdin,Bepanthene veya vazelin iyi
sonuç verir.
GÜNEŞ YANIĞI:
Güneşteki UV ışınlarının etkisi ile meydana gelir.İrtifa
arttıkça UV etkiside artar.Örneğin 3000m’de bu oran %50’ dir.Eğer
etrafta kar da varsa yansımadan dolayı etki daha da
artacaktır.O halde dağda güneş ışınlarının zararlı
etkilerinden korunmak elzemdir.İlk akla gelen yol güneş
kremidir.En az 15 faktör ve UVA ile UVB ışınlarını
süzebilmelidir.Krem hergün ve birkaç defa
uygulanmalıdır.Giyinme deriyi korur.Ensenizi bir tülbentle
iyice kapatmayı ihmal etmeyin.Dudaklarınızı ihmal
etmeyin.Güneş ışınlarından çatlarsa acı verir.Hafif
yanıklarda Bepanthene veya vazelin yaraya iyi
gelir.Yanıklardan etkilenmiş kişi yatırılır.Yaralar
iyileşene kadar tekrar kesinlikle güneş görmemelidir.
AYAK VURMASI:
Dağda ayağın ayakkabı içindeki hareketleri bir süre sonra
ayak vurmasına yol açar.Dağa gelmeden önce topuğumuza ,yan
çıkıntıların alt yüzeyine ve baş parmak altına kan
dolaşımını engellemeyecek şekilde yerleştireceğiniz
flasterler bunu büyük oranda engelleyecektir.Size bu konuda
neler yapabileceğinizi pratik olarak anlatmaya çalışacağız.
AKLİMATİZASYON:
Kısaca kişinin yüksek irtifaya sağlayabildiği uyumluluğa
denir. Hiç yüksek irtifada bulunmamış bir insanı yüksek
irtifaya bir anda çıkartmak bazı sorunlara yol
açabilir.Yüksek irtifada meydana gelen sorunların sebebi
havada azalan oksijendir.O halde dağcı kademe kademe alışa
alışa yüksek irtifaya çıkmalıdır.Dikkat ederseniz önce 1500m
civarında idik bu etkinlikte 2000m üstüne çıkacağız ve bu
durum yazın 3000’e kadar sürecek.Yani yavaş yavaş 3000’e
aklimatize olacağız.
KARDA ÇADIR KURARKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Kar üzerine çadır kurmak biraz dikkat gerektirir.Ama
kurallara uyarsanız çadırda rahat iki gecenin sizi
beklediğini söyleyebiliriz.
Önce çadır kuracağınız yeri belirleyin.Nerelere çadır
kurulabileceğini temel kampçılık eğitiminde
öğrenmiştiniz.Kışın bunlara eklemeniz gereken faktör,
şiddetli kar ve rüzgardan en iyi şekilde korunabileceğiniz
bir yer seçmektir.Ama ağaç altı sakın olmasın.Yağış bitse de
dallardan kar yağmaya devam edebileceğini ve ağaca yıldırım
düşmesi riskini unutmayın.
Karın derinliğini tespit edin.Çok mu derin yoksa sadece bir
kaç santimetre mi?İşte bu sizin strajenizi
belirleyecek.Ortam şartlarına da bağlı olmakla beraber eğer
kar yarım metreden daha az ise toprağa ulaşıncaya kadar
kazılır.Tabii bunun için ortaya çıkacak toprağın zemininin
düz olduğuna emin olmanız gerekir.Kazacağınız bölgeyi kar
küreğinizle çizerek önceden belirleyin.Çadırınızın taban
alanından her köşede yaklaşık yarım metre daha geniş
olmasına olanak verin.Sonra duvar oluşturacak şekilde dikine
kazın.Ortaya çıkan karları gelişigüzel etrafa
savurmayın.Bunları dikdörtgenin kenarlarına yığın.Sonra
bunlara duvar şekli verin.Eğer kar sert ise blok blok
çıkarıp tuğla gibi etrafına örmekte fayda var.Bunun sebebi
a)çadırınızı aşırı rüzgarlara karşı korumak b) Dış ve iç
tente arasından kar ve rüzgar girmesini engellemektir.
Önceki bilgilendirmenize bakacak olursanız,der ki “çadırın
kapı tarafını rüzgara vermeyin, gerdirmelerden dolayı daha
sağlam olan yan taraflarına rüzgarı verin.” Bu kural aynen
geçerlidir.Dikdörtgeninizi ona göre hazırlayın diye
hatırlatalım dedik.Pekii mutfağı nereye vereceğiz?Mutfak
kapısı çadırın rüzgar alan tarafının zıttına verilmeli ki
duman buhar falan üfürülsün gitsin.Mutfak kapısı tarafında
dikdörtgeni biraz genişletin.Size kolaylık olacaktır.
EĞER KAR YARIM METREDEN DAHA DERİNSE NE YAPACAĞIM?
Telaşlanmayın.Yine yarım metre kadar kazın.Aynı şeyleri
tekrarlayın.Zemini dümdüz yapmalısınız.Ayaklarınızla iyice
ezin.Çadırın içine girdikten sonra bozuk satıhlı kar önce
ısıdan erir sonra da gece donar bir daha düzgün bir şekil
vermek mümkün olmaz.O halde en iyisi işi baştan sıkı
tutmaktır.Ocağı koyacağınız tarafta karı biraz daha derin
kazın.Bu size mutfak işlerinde kolaylık sağlayacak.Daha
fazla hacminiz olacak.Ayrıca giriş çıkışlar da daha kolay
olur.
KARDA ÇADIR GERDİRME - SABİTLEME TEKNİKLERİ:
Çadırı gerdirme ve sabitleme için kullandığımız kazıklar
karda çoğu zaman işe yaramaz.Hele hele toz kar varsa.Bu çok
sinir bozucu bir durumdur.Ama başa çıkabiliriz.
Etrafta taş varsa bunları kullanabilirsiniz.
Bir gerdirme ipini iki kazıkla ve kazıkları çapraz
saplayarak yapabilirsiniz.
Kar kazığı denilen profil kazıklardan temin edilebilir.Bubnlar
özelikle set karda çok iyi sonuç verir.Kar toz kara
yaklaştıkça boyları da 50 santime yaklaşır.
Yine 30-50 cm. boyunda 3-4 cm genişliğinde kırılmış meyva
kasaları olabilir.Tahta karda çok çabuk donar ve
sertleşir.Bir çadırı gerdirmenin en kolay yoludur. Ormandan
toplanacak ağaç parçaları da iyi iş görür.Ama genelde yoğun
karın altında sağlam bir kaç tane bulmak bile çok zordur.Bu
yüzden en iyisi şehirde hazırlayıp getirmektir.
Elinizle iki kar topu büyüklüğünde karı sıkıştırın.Sonra
gerdirme ipine taşla gerdirir gibi koyun.Bu karı gerdirme
ipi az gergin olacak şekilde kara ayağınızla bastırarak
gömün.Biraz bekleyin.Domasını hızlandırmak için üstüne çok
az su dökebilirsiniz.Ya da işeyebilirsiniz.
Kazma, baton, emniyet profili, deadman ( snow fluke ) gibi
malzemelerle çadırı gerdirmekten kaçınılmalıdır.Çünkü bu
malzemleri etresi gün çıkışa götüreceğinizden sökmek zorunda
kalacaksınız.Yine boş kalan yerleri gerdirmek için çözüm
yaratacaksınız.
Dialog-1
-Hadi koçum çık bi kar al gel bak çorba yapacaz su yok
-Abi daha demincek gittim yaa!Hayvan gibi kar yağıyo abi.
-Ben anlamam koçum git nap yap getir.
Bu dialogları yapmak istemiyorsanız çadıra girmeden önce
büyük boy bir çöp torbasını ağzına kadar doldurun.Daha sonra
mutfak ara tentesinde köşede kolay ulaşabileceğiniz bir yere
koyun.Karı ara tente kısımlarında derince kazdığınız için
torbayı kolayca yerleştireceksiniz.
Dialog -2 (Sabah olur-Kalk borusu öter)
-Durun olum.Üstümüze kar yağıyo oynamayın.
-Hayırr!! her şey kar oldu?Nassı çadır bu yaa?
GECE YATMADAN ÖNCE ÇADIRDA NE GİBİ ÖNLEMLER ALMALIYIM?
Gece yatmadan önce yapılan en büyük hatalardan biri iç
tentenin fermuarlarını sıkı sıkı kapatmaktır.Bu durum
öncelikle sağlıksızdır çünkü içeride oksijen
azalmaktadır.Sabah yorgun uyanırsınız.Ayrıca gece boyu
solduğunuz havadaki nem verimli bir şekilde dışarı
atılamayacağından iç tenteyi ıslatır.Onlar da sizi ve
eşyalarınızı ıslatırlar.Büyük bir ihtimalle sabaha karşı
donup bir de üstünüze kar olarak yağarlar. Önlemi çok
basittir.Her iki tarafı da yarı yarıya açık bırakın veya
sadece filesini kapatabilirsiniz.Hatırlayın dışarıya duvar
örmüştük, kar iç ve dış tentenin arasından girmesin
diye.Evet bu kısımda kar toplanmasına izin vermeyin.Burada
toplanan karlar çadırın solumasını engelleyecektir.Sizin
göreviniz bu karları temizlemektir. Çadırın gergin olması
önemlidir.Çadırı kurarken iyi gerdirmek elimizdedir.Gece
yatmadan önce çadırı gerdirin.Ama sakın fazla
abartmayın.Gece çadırın üzerinde buz - kar tanecikleri
oluşmaya başlar.Bunlar çadıra giriş çıkışlarda içeriye
dökülürler.Düzenli olarak temizlenmeleri gerekir.
Dialog -3
-Abi sular donmuş ocak donmuş ayakkabılarım donmuş abi
yandık bittik mahvolduk abi!
-Olm.Sana kaç kere demedimmi gece yatarken bunları içeriye
al diye ha!Hadi erit bakalım şimdi.
Arkadaş haklı.Yatmadan önce aklımıza getirmemiz gereken çok
önemli birşey de gece dışarıda donabilecek şeyleri içeriye
almaktır.Geceden sabah içmek üzere doldurduğumuz termostaki
su ısı kaybından soğuyabilir,pet şişelerdeki su da
donabilir.Bunları çorap eldiven gibi birşeyin içerisine
yerleştirip tulumun içerisine almak gereklidir.Sabah donan
pet şişe içerisindeki su artık kullanılmaz haldedir.Onu
ertimek için kullandığımız yakıt da boşa gitmiştir. Tüm gün
ayağınızda kalarak nemlenen ayakkabılarınız ara tentede başı
boş bırakıldıklarında bir de havanın nemiyle birleşerek
sabaha donabilirler.Ayağınıza tekrar giydiğinizde
vücudunuzdan büyük bir ısı kaybuına yol açıp, ayağınızda
frozbit riskini arttırırlar.Bazı ayakkabıların gece donup
sonra da kırıldıkları rapor edilmiştir.Donan bağcıkları da
bağlaması sabahları büyük problemler yaratır.Bunları
engellemek için ayakkabılarınızı gece yatmadan önce bir çöp
torbasına koyun.Eğer çadırın içinde yer varsa alın.Yoksa ara
tentede kalsın.Bazen ayakkabı bağcıkları donmasın diye
ayakkabıdan çıkarılıp tulumun içerisine alınır.Kimi baton
sapları bu amaçla batondan ayrılabilir.Kazmaların perlonları
kara değdirilmez. Gece benzin veya ispirto da
donabilir.Bunları da pet şişe gibi içeri almanızı tavsiye
ederiz.Yiyecekler yatarken içeride ayak ucuna konarsa daha
iyi olur.
İMDAT! OCAĞIM KARA BATIYOR.
Durun durun endişelenecek bir şey yok.Isınan Trangia kara
batmak ister.Biraz gıcık bir durumdur.Eğer dikkat edilmezse
üzerindeki tencere devrilebilir.Bunun için en iyi çözüm
evden aliminyum folyo getirmek ve ocağın altına
sermektir.Etraftan bulunacak düz bir taş da olabilir.Ya da
MSR ocaklar için “trillium stove base” denen bir aygıt
mevcuttur.Sakın kağıt koymayın.Eğer hiç biri yoksa arada bir
ocağı kapatıp, karı düzeltip tekrar trangiayı üzerine
koymaktan başka çareniz yok.
dialog-4
-abi kaç saattir eritemedin şu karı hadi abi yaa bitirecen
yakıtı yaa?
-olmuyo abi köklüyom ateşi gene de uzun sürüyo.
İlk hatırlamanız gereken şey tencerenin kapağını kapatmak
olsun.Tencereden çevreye olan ısı kaybını engellemelisiniz.Trangianın
altına aliminyum folyo bu işe de yarayacaktır.Karı kuru kuru
eritmeyin.Tencereyi yakabilirsiniz ve zamandan
kaybedersiniz.Biraz üzerine su dökün, ne kadar çabuk
eridiğini göreceksiniz.
LİMON ? KLOR TABLETİ ? NE ALAKA?
Eritilmiş kar suyu saf sudur.Vücut saf suyu kullanamaz ve
hemen dışarı atar.Bunun için suyu tang limon ,çay gibi
şeylerle zenginleştirmeden içmemek gerekir.Bir limonla 6
litre su üretilebilir. Bazen eriteceğimiz kar temiz
olmayabilir.Suyu dezenfekte etmek için de klor tableti
kullanırız.Karda çamur varsa şişelerimize doldurmadan önce
bir tülbentle süzeriz.
NASIL AYAKKABI GETİRMELİ?
Dağcılık yaparken bildiğiniz gibi boğazlı ayakkabılar tercih
ediyoruz.Bunun bir sebebi de ayağınızı kardan
korumaktır.Ayakkabıların en zayıf yerleri dikişleri
olduğundan az dikişli bir ayakkabı tercih etmeye çalışın.
Genelde dağcılık hayatında ilk senesini asker postallarıyla
geçiren pek çok arkadaşımız vardır.Bunun dışında manda
derisi vb. derilerden yapılan dağcılık ayakkabıları
mevcuttur.Bu tür deri ayakkabılar postal ya da cat benzeri
ayakkabılara göre kara çok daha dayanıklıdırlar.Genel olarak
ilk altı ay içine hiç su geçirmezler.Plastik ayakkabı
verilen kışın oldukça popüler olan ayakkabılar iki kısımdan
oluşur: iç ve dış.İçeride mesleri vardır bunlar çadırın
içinde de terlik babında kullanılır ve ısı yalıtımı
sağlarlar.Ayrıca ayağın terini dışarıya atarlar.Ayakkabının
dış kısmı ise sert plastikten yapılmıştır.Yani su
geçirmemektedir.
AYAKKABILARI VAZELİNLEMEK? O DA NESİ?
Ayakkabınız plastik ya da dağcılık için üretilmiş deri
ayakkabılardan değilse kesin su alacaktır.Sizin alacağınız
önlem ayakkabınızı vazelinlemektir.Etkinliğe gelmeden önceki
iki günün akşamlarında bir elinizde saç kurutma makinası
diğer elinizde pamuk ayakkabınıza vazelini uygulayın.Saç
kurutma makinası vazelini eriterek deriye daha iyi
işlemesini ve vazelinin deride daha uzun deride kalmasını
sağlar.Ayakkabının dikişleri ve burnu en çok su geçiren
yerleri olduklarından buralara daha bol uygulayın.Vazelin
mi? Hani şu bayanların ellerine sürdükleri krem var ya.Eğer
dağ ayakkabısı kullanıyorsanız vazelin ayakkabınızın
derisine zarar verip ömrünü kısaltabilir.O zaman bir adet
vaks adı verilen özel kremlerden almakta ayakkabınızın
geleceği açısından fayda var.
GORE-TEX, CORDURA, WINDSTOPPER, POLAR VS. NEDİR NE
DEĞİLDİR?
Bu
yazdıklarımızın hepsini bir kumaş olarak kabul
edin.Unutmayın ki bunlar pahalı malzemelerdir.Burada amaç
sadece sizi bilgilendirmektir.Bunları satın almanııza falan
gerek yok yani. Gore-tex santimetrekaresinde1.5 milyar delik
bulunan bir zardır.Bir gözenek yağmur damlasından 20 bin
kere küçük olduğundan su geçirmez.Öte yandan bir su buharı
molekülünden 700 kere daha büyük olduğundan terinizi dışarı
atar.Rüzgarı kesme özelliğine de sahiptir.Böylece kendi
terinizden kurtularak ıslanmadan uzun mesafeler rahatça
yürüyebilirsiniz. Gore-tex zarı genellikle Cordura adı
verilen çok dayanıklı kumaşlara lamine edilir
(yapıştırılır).Cordura neredeyse tüm dağcılık mlzemelrinde
kullanılmaktadır.Su kaydırıcı özelliği olduğu gibi olduklça
uzun ömürlüdür. Polar da gore-tex mantığı gibi teri dışarı
atar, zor ıslanır ıslak olsa da yalıtır kolay kurur,sıkıştırlabilir,
hafiftir, zor kirlenir.Yalıtımı oldukça iyidir.Ama rüzgarı
yeterince kesemez.Bu eksiklik de wind stopper adı verilen
gore-tex zarının bir türeviyle giderilmeye
çalışılmıştır.Oldukça soluyan bu zar su kaydırıcı özeliğine
sahiptir yani su geçirebilir.Rüzgarı geçirmez.Polardan çok
daha az hacimlerle aynı yalıtımı sağlar.Genellikle sentetik
yalıtım katmanlarının arkasına lamine edilir.Eldiven ve
berelerde sık kullanılır.
Polartec iyi yalıtımıyla tanınmış bir kumaşken (solda), çok
daha az hacimle aynı yalıtımı sağlayan Winstopper gittikçe
daha popülerlik kazanmaktadır.
ÇADIR TÜRLERİ
Kolda kullandığımız çadırlar iki tenteli normal dağcılık
çadırlarıdır.İki direkleri vardır ve şiddetli rüzgarlara
dayanıklı değildir. Fırtına çadırları ise daha sağlam dış
kumaşlardan yapılmış çoğunlukla dört pollü (direkli)
çadırlardır.Bazıları tünel şeklinde ve alçak olur.Bu onların
rüzgarı daha rahat
bertaraf
etmelerini sağlar.Kimilerinin direkleri de yan yana
birbirine değmeden donatılmıştır.Testlerde 128 km/saat
rüzgara dayanmaları beklenir.Ayrıca üzerlerine biriken aşırı
kara karşı da yamulmadan kalırlar. Expedisyon çadırları
fırtına çadırları oldukları gibi içlerine 6-8 kişi
alırlar.Büyük dağların ana kamplarında geçirilecek haftalar
için oldukça uygundurlar. Tek katmanlı çadırlar:Ya da
“single wall tent”ler genellikle soluyabilen bir kumaştan
yapılmış tek tenteli çadırlardır.Bunlara bivak çadırı da
denir.Oldukça hafiftirler. Yazlık çadırlar:yaz koşullarında
oldukça rahat ve hafif çadırlardır.Dış tenteleri çadırı tam
olarak kaplamaz.
2 direkli dağ çadırı (solda) ile 4 direkli fırtına
çadırlarının rüzgara dayanıklılıkları arasında ciddi fark
vardır.
BİVAK NEDİR?
Çadırın dışında geçirilen her gece bivak sayılır.İkiye
ayrılır:
Planlı ve plansız:
İkisi arasında büyük fark vardır.Planlı bivağa dağcı
psikolojik ve malzeme olarak hazırlıklıdır.Malzemesini ona
göre yanında getirmiştir.Tulumu, matı vardır.Ama plansız
bivakta hesaplanan şey gerçekleşmemiştir; programda bir
sapma vardır.Geceyi geçirmek için elde ne varsa
kullanılır.Genellikle bu tür bivaklarda uyunmaz.Paso
muhabbetle vakit geçirilir.Kimi zaman rota üzerinde çadır
kuracak yer yoktur, kimi zaman da sizin alpinist
duygularınız kabarır ve ben çadır taşımam abi
dersiniz.Genellikle de n’olur n’olmaz mantığıyla dağcı
yanında bir adet bivak torbası getirir.Bu adı üstünde bir
torbadır.Su geçirmez.Bazen o da olmayabilir.O zaman bivak
yerini hazırlamak dağcının yaratıcılığına kalır.
KARDA NASIL YÜRÜMELİYİM?NEDEN HEP EKİP BAŞIMI TAKİP
ETMELİYİM?
Ekip başınızın açtığı izlerden yükselirken ayakkabınızın
burnunu saplamaya çalışın.İnerken ise topuk batırın.Fakat bu
sırada tüm vücut ağırlığınızı vermeyin.Hemen diğer ayağa
geçin böylece batmadan rahatlıkla
yürüyebilirsiniz.Ağırlığınızı ne çok öne ne de çok arkaya
verin.Eğer topuk batırmazsanız ayağınız kayabilir ve bu
dengenizi yitirmenize neden olur.Ekipte herkes aynı izden
gitmelidir.Böylece ekip üyeleri fazladan kara batarak enerji
kaybetmiş olmazlar.Ayrıca kar altında büyük boşluklar
olabilir.Ekip başı sizi bu risklerden korumak için oradadır,
unutmayın.Eğer birden fazla iz olursa başka bir ekip yolunu
şaşırabilir, buna da dikkat etmek gerekir.
MOLALARDA NE YAPMALIYIM?:
Dağda gün içerisinde yemek yiyecek vakit olmaz.Her
durduğunuzda kuruyemiş vs. atıştırunuz.Terinizi soğutmamak
için üzerinize bir şey giyiniz.Sıcak sıvı içiniz.
ÇIĞ NEDİR?
Çığ herhangi bir yamaçta birikmiş aşırı miktardaki karın
altındaki katmanlara tutunamayarak aşağı kaymasıdır.
BİZİM TIRMANACAĞIMIZ ROTADA ÇIĞ VAR MI?
Hayır.Ilgaz’ın tırmanacağımız yüzü gerek eğim açısından
gerekse rüzgar açısından (hep sağdan sola eser) çığ için
gerekli koşullara sahip değildir.
UNUTMAMALI !!!!!!!
Temel Kampçılık Eğitimi için dağıtılan check-listi gözden
geçirip malzeme,yiyecek vb. açısından eksiksiz olunduğuna
emin olmak!
Giysilerin, (özellikle de çorap,eldiven,bere gibi)ağırlık ve
ıslanma olasılıklarını hesaplayarak yedeklerini götürmek!
Kış kamplarında iyice belirginleşen çadır içi düzen
konusu(her aradığını tak anında bulabilme babında),
Çanta ve çadır içinde torbalama veen az 3 tane Battal boy
çöp torbası getirmek.
Soğukta susama( ma? ) hissinin yanıltıcı olduğu.(Sıvı
ihtiyacı hissedilmeyebilir ancak fiziksel aktivite
sürdüğünden hala terliyor ve sıvı yitiriyoruz bu nedenle
yürürken çadırda tuluma girmeden önce yeterince sıcak sıvı
alındığından emin olunmalı üşenilmemeli.
Çadırda ocak yakma konusunda bilgilendirmedesöylenenler!(emin
olmadığınız noktada bir bilene danışmak!)
Her etkinlikte bazı ilkyardım malzemeleri herkeste tek tek
olmalıdır.Bunlar: 1 adet 10 x 1.5 m. gaz sargı bezi, 1 adet
5 x 1.5 m. gaz sargı bezi, ağrı kesiciler, ateş düşürücüler,
aspirin, supradyn, ishal ilacı, alerji ilacı, mide ilacı (antiasit-Talcid
gibi) 1 adet 8 x 1.5 m. elastik sargı bezi, üçgen bandaj
veya yemeni, gazete kağıdı, betadine veya biokadin
(antiseptik solusyon), jelatin, buzdolabı poşetleri,
kağıt-kalem, klor tableti (suyu dezenfekte etmek için ), 4
adet 30 x 80 steril gaz kompres, 2.5 x 5m. flaster, yara
bantları, kolonyalı mendil, rehidrasyon tozu, çengelli iğne,
birkaç buzdolabı poşeti, en yeni basım özet bir ilkyardım
kitabı,birkaç çift şeffaf eldiven, aliminyum battaniye.
Ayakkabılarınızı KESİN VAZELİNLİYORSUNUZ UNUTMAYIN!!!
Vazelini yanınızda getirin.
Yağmurluk pantalon ve TOZLUK getirmeyi unutmayın.
Herkesin en az 3 lt su kabı ( pet şişe vs.) ve her çadırın
en az 1.5 lt ispirtosu olmalı.
Benzin kullanacakları için kar da eriteceğimizden günlük
kişi başı 237 ml. normal benzin getirin.
HAZIRLAYAN: Anonim
1997-Revizyon 1:Hakan ERTÜRK
1998-Revizyon 2:Tolga KANIK
1999-Revizyon 3:Tolga KANIK
|