Zeugma'nın Yeri
Gaziantep
İli, Nizip İlçesi'nin 10 km. doğusundaki Belkıs Köyü'nde,
Fırat Irmağı kıyısında, Zeugma Antik Kenti bulunmaktadır.
Tarih öncesi çağlardan beri kesintisiz iskan gösteren bu
yerleşimin önemi, Fırat Irmağı'nın en kolay geçit verdiği iki
noktadan birisinde olmasıdır. Zaten "Zeugma" adı da
"köprübaşı" veya "geçit yeri" gibi bir anlam taşımaktadır.
Günümüzde, üzerinde fıstık ağaçlı yetişmiş bulunan, 3-4 metre
kalınlığında toprak tabakasıyla örtülüdür. Yaklaşık 20 bin
dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş olan bu antik kentin
1/3'ü, su tutulması Ekim 2000'de tamamlanacak olan Birecik
Barajı göl alanı altında kalacaktır.
Tarihi
Kent,
Hellenistik Dönem'in önemli bir ticaret merkezidir. Bölgenin
Roma İmparatorluğu egemenliğine girmesinden sonra, burada "IV.
Lejyon" olarak adlandırılan askeri garnizonun yerleşmesi ile
kentin önemi artmıştır. Zeugma'da ticaretin ilerlemesiyle
sanatsal etkinlikler artmış ve kültürel bir gelişme
sağlanmıştır. Antakya'dan Çin'e uzanan ipek yolunun Zeugma'dan
geçmesi, Samsat'dan ırmak yoluyla ticaret yapılması, IV.
Garnizon'nun burada konuşlandırılması sonucunda, tüccarların
kente yerleştiği ve Fırat manzaralı teraslara villalarını
yapmış oldukları anlaşılmaktadır. Kentte, gelişmiş bir sınır
ticareti ve buna bağlı olarak büyük bir gümrük olmalıdır.
İskeleüstü olarak adlandırılan tepede, bir arşiv odasında
65.000 adet mühür baskısının ele geçmiş olması, bu kanıyı
güçlendirmektedir. Papirus, parşömen, para torbaları ve gümrük
balyalarını mühürlemede kullanılan bu mühür baskıları,
Zeugma'da, hem güçlü bir haberleşme ağının, hem de gelişmiş
bir ticaretin varlığını göstermektedir.
Büyük İskender'in
generallerinden Seleukeia Nikator I İ.Ö. 300'de Belkıs/Zeugma'nın
ilk yerleşimi olan "Seleukeia Euphrates" kentini kurar. Antik
çağın önemli gezgin/tarihçilerinden biri olan Amasyalı Strabon,
burasının Kommagene'nin dört önemli kentinden biri olduğunu ve
burada ticaretin yapıldığını bildirmektedir. Kent, İ.Ö. 64'de
Roma İmparatorluğu'nun topraklarına katılır ve adı "geçit",
"köprü" anlamına gelen ZEUGMA biçiminde değiştirilir. İ.S.
256'da Sasani kralı Şapur, Belkıs/Zeugma'yı ele geçirir,
kentte önemli tahribat olur. Bu tarihten itibaren Zeugma bir
daha kendini toparlayamaz, Roma dönemindeki görkemine
ulaşamaz. Bölge ile birlikte kentte, İ.S. 4. yüzyılda, Geç
Roma, İ.S. 5-6 yüzyıllarda ise Erken Bizans egemenliği
görülür. 7. yüzyıldaki Arap akınları sonucunda Belkıs/Zeugma
terk edilir. 10-12. yüzyıllar arasında küçük bir Abbasi
yerleşimi görülür. 17. yüzyılda Belkıs Köyü kurulur.
Arkeolojik
Kazılar
Kazılara
1987 yılında Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından Belkıs
Tepesi'nin güneyinde başlanmıştır. Ana kayaya oyulmuş oda
mezar ve önünde yapılan bu kazıda, kaçakçılardan arta kalan
çok sayıda heykel bulunarak Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır.
Mezar sahiplerine ait kireç taşından yapılmış olan bu
heykeller, şimdi Gaziantep Müzesi'nin Belkıs Salonu'nda
sergilenmektedir.
1992-1997
yılları arasındaki kazılarda, Dionysos ve Ariadne'nin düğünü
sahneli taban mozaiği ortaya çıkarılmıştır. Kazılarda bir
villa tamamen, diğer bir villa ise kısmen açığa çıkarılmıştır.
Villanın merkezinde, iç avlu içinde, tabanı geometrik desenli
mozaik döşenmiş, sütunlu bir havuz vardır. Zemin kat odaları
bu avluya açılmaktadır. Bu havuzun güneyindeki dikdörtgen
planlı salonun tabanı Dionysos ve Ariadne'nin düğününün
resmedildiği bir mozaik ile döşeliydi. Bu mozaiğin 2/3'lük
parçası, 1998 yılında yerinden sökülerek çalınmıştır.
1993-1994
yıllarında Birecik Barajı'nın yapımı nedeniyle, yukarı
terastaki Roma Villası'nı genişletme çalışmaları dışında,
Şelte Deresi'nde, daha önceki yıllarda açılmış bir kaya mezarı
önündeki terasta dizili olan kartal ve yün sepeti kabartmalı
mezar stelleri, Çimlitepe Mevkii'nde, tonozlu bir mezarın
önünde yer alan başı kesilmiş heykel ve Ayvaz Tepesi'nin
kuzeybatısında, mevsim tanrıçalı resimli taban mozaiği,
kaldırarak Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır. Gaziantep
Müzesi'nin yaptığı kurtarma kazılarına 1993 yılında Batı
Avustralya Üniversitesi'nden Prof. Dr. David Kennedy de
katılmıştır. Bu kazıda Kelekağzı Mevkii'nin doğusundaki
tepede, ulaşılan ilk Roma Villası'nın taban mozaik
döşemesinin, kaçakçılar tarafından sökülmüş olduğu
görülmüştür. Arta kalan harflerden, buradan sökülen resimlerin
ölümsüz iki aşık Metiox ve Partenope'ye ait olduğu, yapılan
araştırmada ise bunların ABD/Huston'daki özel Menil
Koleksiyonu'nda bulunduğu saptanmıştır. Bu Metiox-Partenope
mozaiği, Kültür Bakanlığı'nın girişimleri sonucunda
Haziran-2000'de Gaziantep Müzesi'ne iade edilmiştir.
1996
yılında Birecik Barajı gövde duvarının temel kazısı sırasında
bazı mozaik parçalarına rastlanması üzerine, çalışma
durdurulmuş ve bu alanda arkeolojik kazı yapılmıştır. Bu
kazıyla Belkıs kent sınırının doğuda Belkıs Köyü'yle sınırlı
olmadığı, köyün yaklaşık 1 km. doğusuna doğru uzandığı
saptanmıştır. Burada yapılan Roma Hamamı kazısında bir külhan,
üç Calidarium, üç Tepidarium odası ile iki havuz, iki
Frigidarium ve iki Apoditerium odası, bir soğuk su havuzu ile
bir Latrina'dan oluşan hamam yapısının temelleri bulunmuştur.
Hipokaust sistemi, taban mozaikleri, su künkleri, su dağıtım
deposunun kaidesi ortaya çıkarılmış ve planı alınmıştır.
Duvarların hemen tamamı yok olmuş, temel üstünde, ancak 30-40
cm'lik bir kısmı kalmıştır. Hamamdan elde edilen 36 parça
geometrik mozaik kaldırılarak Gaziantep Müzesi'ne taşınmıştır.
1996-1998
yıllarında ise Fransa/Nantes Üniversitesi'nden Dr. Catherine
Abadi Reynal sorumluluğundaki bir ekibin katılımıyla,
Gaziantep Müzesi tarafından kurtarma kazıları yapılmıştır. Bu
kazıyla birlikte Zeugma, bütünüyle ele alınmıştır. Kelekağzı
Mevkii'nde yerleşim katları ve kanalizasyon sistemi ortaya
çıkarılmıştır. Halme Deresi'nde Roma, Bizans evleri ve blok
kesme taşlarla örülmüş kanalizasyon, Bahçedere Mevkii'nde
zeytinyağı atölyesi açığa çıkarılmış olup, Belkıs kentini
güneydoğu, güney, batı ve kuzeydoğudan yarım ay biçiminde
saran nekropolisdeki mezarların tespiti yapılmıştır.
1998-1999
yıllarında Kelekağzı Mevkii'nde yapılan kurtarma kazısında
anıtsal bir yapının, yaklaşık 20x15 m. boyutlarındaki bir
salonunun resimli taban mozaik döşemesinin, önceki yıllarda
parça parça sökülmüş olduğu saptanmıştır. Buradan Akratos,
Mevsim tanrıçası, Satir ve çingene adı verilen bir kadın başı
eski eser kaçakçılarından kurtarılmıştır.
Kelekağzıüstü Mevkii'ndeki I. yerleşim terasında yapılan
kurtarma kazısında, bir binanın üç odası ve iki havuzu açığa
çıkarılmıştır. İç avlu merkezindeki sütunlu havuzun taban
mozaiğinde, ortada Okeanos ve Thetis'in büstleri, aralarında
ise ırmak canavarı yer almaktadır. Üç köşesinde yunus balığı
üstüne binmiş, birbirine sırtı dönük yerleştirilen Eros
betimleri vardır. Sol üst köşede ise Pan, balık tutmaktadır.
Kalker ana kaya olması sebebiyle Fırat Irmağı, 1. terasın
yaklaşık yarısını eritmiştir.
Belkıs/Zeugma'nın
ne kadar önemli ve hareketli bir şehir olduğunu ele geçen bu
mozaiklerden başka, İskeleüstü Tepesi'nde bulunan Roma arşivi
kanıtlamaktadır. Arşiv olduğu anlaşılan mekanda toplam 65.000
(altmışbeşbin) adet mühür baskısı ele geçmiştir. Bu sayı,
diğer antik kentlerin tamamında bulunan mühür baskılarından
(Bulla) daha çoktur. Üzerinde resimler olan mühür baskıları,
papirüs, parşömen gibi dokümanların, değerli eşyaların
konulduğu torbaların, yiyecek içecek kaplarının, gümrük
balyalarının mühürlenmesinde kullanılmaktaydı. Bu mühürler
posta gönderilerinin "alındı" veya malzemelerin "açıldı"
kanıtı olarak arşiv odasında korunmaktaydı.
Ekim 1999 -
20 Haziran 2000 tarihleri arasında gerçekleştirilen
çalışmaların ilk bölümünde, Mezarlıküstü Mevkii'nde, iki Roma
villası tümüyle gün ışığına çıkarılmıştır. İ.S. 256'daki
Sasanu saldırısı nedeniyle yangın katının altında kalan bu
villalar, önce birinci katın eriyen kerpiç duvarları, daha
sonra da yukarı teraslardan akıp gelen 3 m. kalınlığındaki
erozyon toprağı ile örtülerek günümüze kadar korunmuştur. Bu
sebeple oda içlerinde çok sayıda sikke, bronz şamdan, bronz ve
pişmiş topraktan yapılmış kandil ve çömlek bulunmuştur. Ayrıca
mozaikler ve freskler sapasağlam ele geçmiştir. Tonozlu
kilerin ön kısmındaki iri erzak küplerinin arasında, bronz
Mars heykeli sırt üstü yatık biçimde bulunmuştur.
Anılan
villalarda yemek ve dinlenme odaları, sütunlu havuzlar,
hazneli çeşmeler, kiler, mutfak ve ana kayaya oyulmuş
sarnıçlar gün ışığına çıkarılmıştır. Villalarda dört adet
sütunlu havuz ve hazneli çeşme ele geçmiştir. Çeşmelerin
haznesinin biri mermerle kaplanmış, bir diğerine ise mermer
görünümlü freskler yapılmıştır. Ayrıca çeşmelerin ikisinde,
birbirinin benzeri, ağzında su akıtacağı boru tutan bronz
aslan başı bulunmuştur. Çeşme haznesine dolan su, sığ havuza
tahliye edilerek taban mozaiğine canlı bir görüntü vermiş
olmalıdır. Korint mimarlık düzeni ağırlıklı sütun başlığına
yumurta dizisi ve Ion kymationu yerleştirilmiş, Dor sütun
başlıklarına ise kuşak ve yumurta dizisi yapılmıştır.
Villaların temiz suyu, pişmiş topraktan yapılmış künklerle ve
içi sıvalı, kapak taşlı kanallarla sağlanmıştır. Atık su ise
kaba yontulu taşlarla örülmüş, 30x60 cm. boyutlarında
kanallara tahliye edilmiştir. Villaların zemin kat duvarları
kesme taş bloklarıyla, 1. kat duvarları ise kerpiç ile
örülmüştür. Sadece kiler, mutfak, depo gibi yerlerde köşe ve
duvar ortalarında kesme taş, aralarda ise kaba yontulu taş ve
çamur kullanılmıştır.
Bu
villalarda altı sığ havuz, üç yemek odası, dört dinlenme
odası, iki kiler ve üç soyunma odasında olmak üzere toplam on
yedi taban mozaiği ele geçmiştir. Bunlardan dört adeti
geometrik, diğerleri mitolojik konuludur.
Sırasıyla
Akhileus, Musalar, Eros, Priske, Fırat ırmak tanrıları,
tanrıça Demeter, Dionysos-Telete-Skyrtos, Perseus-Andromeda,
Satiros kılığındaki Zeus-Antiope, Galatia, Tanrı Poseidon-Okeanos-Tethis,
Dionysos-Ariadne, Venüs'ün doğuşu ve Satiros-Anitope mozaiği,
içinde bulundukları mekanın mimarisi, freskleri ve
buluntularıyla birlikte kaydedilip, resimli çekilip, çizimi
yapılarak belgelendikten sonra Gaziantep Müzesi'ne
kaldırılmıştır.İyi durumdaki mozaiklerden birinde, Fırat
Irmağı'nın tanrısı Euphrates, bir kline üzerine uzanmış,
dirseğinin altındaki testiden Fırat akmakta ve sulanan
topraktan yeşillikler fışkırmaktadır. Fırat'ın çevresine
sunduğu bolluk ve bereket, diğer bir mozaiğe daha konu olmuş,
üç bin ırmak tanrısının kralı Akheloos, yemişler ve meyveler
saçan bereket boynuzuyla birlikte betimlenmiştir. Fırat
çevresinde yetişen üzüm, armut, incir, nar, yenidünya,
ayçiçeği vs. meyvelerin resimleri, bu bordürde bereket boynuzu
ve dallarla çevrilerek resmedilmiştir.
Villaların
oda duvarları zengin motifli fresklerle süslenmiştir. Bu
fresklerde tanrıça, tanrı, erkek, kadın, tavuskuşu, ördek,
yılan ve kelaynak kuşları betimlerinin yanı sıra, bitkisel,
üçgen, baklava dilimi vs. gibi geometrik desenli resimler de
bulunmaktadır. İç avluya bakan duvarlarda ve çeşmelerde ise
mermer görünümünde fresk yapılmıştır.
2000
Projesi
Belkıs/Zeugma'da
1. Derece Arkeolojik Sit Alanı'nın "A" bölümünü oluşturan iki
yerleşim terası (340-372 kotları), 20 Haziran 2000 tarihi
itibariyle Birecik Barajı gölü altında kalmıştır. 04 Ekim 2000
tarihinde su altında kalacak olan "B" bölümünde ise (372-385
kotları), 15 Haziran 2000 tarihinden itibaren Kültür Bakanlığı
yönetiminde, Başbakanlık Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge
Kalkınma İdaresi'nin (GAP-BKİ) koordinatörlüğünde, Packard
Humanities Institute (PHI) ve Birecik Barajı ve Hidroelektrik
Santralı Tesis ve İşletme A.Ş.'nin katılımıyla kurtarma
çalışmaları yürütülmektedir. Zeugma Antik Kenti'nde ve GAP
bölgesinde ivedi arkeolojik kurtarma çalışmalarını
gerçekleştirmek üzere Gap İdaresi ile PHI arasında 07 Haziran
2000 tarihinde bir mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bu
mutabakata göre PHI çalışmaların finansmanı için 5 milyon
dolara kadar yardımda bulunmayı taahhüt etmiştir.
Zeugma
Antik Kenti'nin su altın da kalacak ve 1/3'nden daha az bir
bölümü olan A ve B alanlarındaki arkeolojik kurtarma ve
belgeleme çalışmaları Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler
genel Müdürlüğü'ne bağlı Gaziantep Müzesi Müdürlüğü
başkanlığında Türk, Fransız, Amerikan, Avustralya, Avusturya,
İngiliz (Oxford Arkeolojik Ünitesi ) arkeologlarının
katılımıyla oluşan geniş bir ekip tarafından sürdürülmektedir.
A
ve B alanının toplamından daha büyük olan ve su altında
kalmayacak olan "C" bölümünde yapılacak çalışmalarla ilgili
olarak, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü,
GAP İdaresi ve PHI arasında ilke bazında anlaşmaya varılmış
olup, ayrıntılı program üzerinde çalışılmaktadır. Bu alanda
uzun vadede kazılar, taşınır ve taşınmaz eserlerin
restorasyonu ve konservasyonu, açık bir arkeolojik park
oluşturulması ile bir müze yapımı planlanmakta, ayrıca
bunların gerçekleştirilebilmesi için kamulaştırma
çalışmalarına da yer verilmesi öngörülmektedir.
Görüleceği
gibi Zeugma Antik Kenti'nde uzun zamandan beri değişik
alanlarda, özveriyle çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Buna rağmen kamuoyunda Zeugma'daki çalışmalara ilk kez 2000
yılında başlanılmış gibi yanlış bir izlenim oluşmuştur.
Bakanlığımızca bu konuda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine
çalışılmaktadır.
http://www.zeugmaweb.com/
resmi web sitesi.........
|