ALABANDA ANTİK KENT
Efsaneye
göre I.Ö. 4000 yillarinda, zamanin flüt ustasi olan çoban Marsyas, Tanriça
Athena'nin çalarken yüzü çirkinlesiyor diye lanetleyip attigi flütü bulur ve
sesine hayran kalir. Marsyas öyle güzel flüt çalmaktadir ki, onun flüt
çalisini duyanlar bu sihirli, o güne kadar duyulmamis degisik sese mest
olurlar.
Övgüler Marsyas'in kulagina kadar gelmis, o da bu övgülerle böbürlendikçe
böbürlenmis. Halkin söylediklerinden de kuvvet alarak
boyundan büyük laflar etmeye baslamis.
-Apollon Tanri'nin liri bile benim flütüm kadar güzel ses çikaramaz.
Sonunda beklenen olmus ve bu sözler Apollon'un kulagina gitmis. Aramis,
bulmus Marsyas'i; amaci haddini bildirmekmis.
-Her yerde flütünün sesiyle böbürleniyormussun. Kanitla bunu, yarisalim
seninle! Der. Ancak ölümsüz Tanri'nin bir sarti vardir.
"Yarismayi kazanan, kaybedene istedigini yapacaktir."
Tanri Apollon'un istegi üzerine bir yarisma düzenlenir. Yarismada
birbirinden güzel sesler çikaran iki müzik üstadini hakem Kral Midas
berabere ilan edince Apollon çok sinirlenir ve Midas'in kulaklarini uzatir.
Ayrica Apollon tanrisal zekasini kullanarak Marsyas'a, 2 turda enstrümanlari
tersten çalmayi önerir. Bos bulunup bu öneriyi kabul eden Marsyas, flütü
tersinden çalmayi dener. Flütün hiçbir ses çikarmadigini farkettiginde
aldatildigini anlar ve yarismayi kaybettigi için Apollon tarafindan derisi
yüzülerek öldürülür.
Flüt ustasi Marsyas'in ölümüne üzülen "Sanatin Dokuz Perisi" öylesine aglar
ki, gözyaslari daglarin arasindan akip giden Marsyas irmagini olusturur.
Bugünkü adi Çine çayi olan Marsyas irmagi'nin yani basinda kurulan antik
ALABANDA Kenti'nin kazi çalismalari ALABANDA TURIZM önderliginde basliyor.
ALABANDA Kenti'nin Karialilar tarafindan kuruldugu kabul edilmektedir.
"Karialilar tarihten önceki dönemlerde Ön Asya'ya gelip yerlesmislerdir.
I.Ö. 4000 yillarinda Ege Denizi adalarina geçerek Mynos Uygarligi'nin öncüsü
olmuslardir. I.Ö.3000 yillarinda yeni bir göç dalgasiyla Aydin-Mugla
bölgesine yerlestiler. Bölgeye yerlesen ve Mylasa kentini merkez yapan
Karialilar, Çine'nin Araphisar Köyü'ndeki ALABANDA Kentini yenilediler."
ALABANDA adi ALA ve BANDA adlarinin birlesmesinden türemistir. ALA at, BANDA
zafer demektir. Yani ALABANDA, "Zafer Ati" anlamina geliyor.
Amphiktyon Meclisi buyrultusunda kente gelen Antiokheia elçisi, kentin
dokunulmazligi konusundaki istegini meclise iletmis. Bu basvuru üzerine
meclis, ALABANDA'nin Tanri Zeus ve Apollon'a adanmis dokunulmaz kutsal
topraklar olarak duyurulmasina karar vermis.
Meclisin bu karari ile kent tanrilarindan Apollon'un adi Apollon Isotimos
olarak degistirilmis. Isotimos, "sayginlikta esit" anlamindadir. Kent
tanrilarindan Zeus'un adi da Zeus Khpysaoreus olarak anilmaktadir.
ALABANDA'da halk bolluk, zenginlik, eglence içinde yasamistir.
ALABANDA sanat yönünden yörenin kentleri arasinda ayricaligi, üstünlügü olan
bir kent.
Kent'de madeni para basimi, kentin adinin Khrysaor Antiokheia olmadan kisa
bir süre önce, I.Ö. 3 yy'nin baslarida baslamistir.
Basilan paralarin üzerinde genellikle uçan at Pegasus figürü bulunmaktadir.
ALABANDA 'nin bölgede belli bir dönem altin para basma yetkisine sahip tek
kent oldugunu biliyoruz.
Kentin güney bölümünde bulunan yamaçlardan yüksek isida eritilerek cam
yapiminda kullanilan mor renkli koyu bir mermer türü elde ediliyordu. Diger
yandan kentte gül üretiliyor, kristal elde ediliyordu.
Yaridan fazlasi görünmeyen bir tiyatro, yikik dökük bir meclis evi, hiç
görünmeyen iki tapinagi, ortalikta bulunmayan bir agorasi ile %90'i
yeraltinda olan bu kent için tarihçiler "en az EFES kadar önemli bir antik
kent" demektedirler.
ALABANDA Meclis Evi binasi dikdörtgen bir binadir. Güney ve kuzey duvarlari
büyük ölçüde, dogu ve bati duvarlarida kismen ayaktadir.
Demokrasinin Anadolu topraklarinda yesermeye basladiginin önemli bir
göstergesidir bu meclis evi. Çine'de kurulan "ALABANDA KÜLTÜR VARLIKLARINI
KORUMA VE DEGERLENDIRME DERNEGI" ve "ALABANDA TURIZM" bu önemli kentin
dünyaya tekrar kazandirilmasi için çalismaktadirlar. Kazilara Agustos
1999'da başlanmıştır.
|