Afrodisyas, çok dikkatli bir kazı yapılarak, kent yaşamının
sürdüğü zamanlardaki görünümü ortaya çıkarılan yerlerden
biri olmuştur.
Bu başarı, 1961 yılında yeniden yapılandırma çalışmalarını
titizlikle başlatan ve halen de çabalarının devamı için
destek fonları aramayı sürdüren Türk arkeologu Kenan Erim'e
aittir. Kendisinin iş aşkı, Aşk Tanrıçası Afrodit'e adanan
bir şehir için uygun düşse gerek. Çevrede bulunan çanak
çömlek, Bronz çağda burada yaşayanlar olduğunun kanıtı
olurken, şehrin Afrodisyas adını alışının M.Ö. 6.yüzyılda
olduğu görülür. Afrodit Tapınağı, Tanrıça Afrodit'e ithaf
edilen orjilere katılmaya gelen inançlıların (hacıların)
ziyaretleri için bir ibaret yeri oldu. Bu ziyaretçilerin
kentte harçadıkları paralar ve özgür bir kent olarak vergiye
tabii olmayan statüsü Afrodisyas'ı zengin bir kent yapmış,
bu durum Hıristiyanlığın putperestliğe son vermesine kadar
sürmüştür. M.S. 5.yüzyılda Hıristiyanlar bu kentin adını
Stavropolis'e çevirdiler ve Afrodit Tapınağı'nı bazilikaya
(bağımsız eski tarz kilise) çevirmişlerdi.
Bugün tapınağın sütünlarından
bazıları destekli olarak dikilmiştir, ancak ziyaretçilere bu
aşk evinin geri kalanını hayal etmek düşer. Kentin diğer
görünümleri daha iyi durumdadır; örneğin 30,000 oturma
kapasiteli stadyum Greko-Romen yaşamından arda kalan en iyi
örneklerden biridir. Ayrıca kazı sırasında ortaya çıkan diğer
örnekler arasında Hadriyan Hamamları, sıcak atmosferli odeon
ve harikulade mavi mermer sütunlu Piskopos Sarayı vardır.
|