HEROON
Özellikle Attalos I ve Eumenes II gibi önemli krallara
gösterilen saygı ve onların tanrılara yaklaştığı inancı ile
yapılan krallar kültünün kutsal yapısı üst esas kalenin
kapısı önünde sütunlu bir avlu etrafında büyük bir yapı
halinde inşa edilmiştir. Asıl kült odası kültle ilgili yemek
törenlerinde toplantı odası olabileceği düşünülen geniş bir
galerinin arkasındadır. Son şeklini Roma İmparatorluk
Çağı'nda alan kare şeklindeki kült odasının arka duvarına
bir podyum yerleştirilmiştir. Sütunlarla bezeli kule
şeklindeki üst yapısı üst kat görünümündedir. İçinde mezar
bulunamayan Heroon'un batıdaki yoldan iki girişi vardır ve
iç avluya uzun koridorlardan ulaşılır. Çevredeki evler gibi
Heroon'un da kendine özel sarnıcı vardır. Heroon'un altında
krallar kültüne hizmet ettiği düşünülen daha basit
Hellenistik bir yapı bulunmuştur.
ATHENA KUTSAL ALANI
Akropolde yapılan kazılarda (1880-1881) ortaya çıkarılan
Athena kutsal alanı,Zeus Sunağının 24 m üstündeki taraçada
kurulmuştur.324 yükseltili olan bu taraça birinci sur
çevresinin içindedir. Burada Bergama'nın mitolojik
döneminden beri kültü kabul edilen Athena Polias için
kurulan en eski baş tapınak bulunuyordu. Athena,sanat ve
bilim koruyucusu olduğu gibi,kentin de kollayıcısı ve zafer
müjdeleyicisi idi.
Bizans döneminde (VI. yüzyılda) bu alanda inşa edilen kilise
yüzünden tapınak,temellerine kadar sökülmüş olarak ortaya
çıkarıldığı halde,Dr. R. Bohn inançlı bir çalışma ile
burasının rekonstrüksiyonunu yapmayı başarmıştır. Tapınağın
kuzeyini kaplayan,doğuya doğru devam eden bir kilisenin
mermer döşemesi kazıda bulunmuştur. Kilisenin çevresindeki
büyük kısmı kayalara oyulan mezarlar,eskizleri silmiştir.
Tapınağın malzemesi ile yapılmış olan Bizans kilisesinin
duvarları yıkılınca içinden birçok antik kalıntı
çıkarılmıştır. Bunlardan yazıtlı bir sutün parçasında ,"Bunu
Artemo'nun oğlu senin için dikti. Ey Triton'dan doğan
tanrıça" cümlesine göre kalenin en eski kutsal bölgesi olan
buranın Athena Poliyas'a atanmış olduğu anlaşılmıştır.
Tapınağa kentten ve uzaklardan egemen bir görüş sağlamak
için cephesi,klasik dönem Hellen tapınaklarında olduğu gibi
doğuya değil güneye bakıyordu. Yüksekliği 0.24 m iki
basamakla çıkılan tapınağın genişliği 13 m,uzunluğu 22.50 m
dir. Cephesinde 6, yanlarında 10 sütun bulunuyordu. Çapı
0.75-0.6 m arasında olan beş parçalı sütunların
yükseklikleri 5.25 m dir. Sütunlar üzerinde yükseklikleri
0.295 m başlık, 0,48 m arşitrav , 0,208 m olan gayzon
bulunuyordu. Yapılan incelemeler, bu tapınağın peripteral
yani çevresi sütunlu olduğunu ve ortasındaki bir bölme ile
ikiye ayrıldığını belli etmiştir. Aynı zamanda tapınağın bir
sunağı olduğunu da güneyindeki izler göstermiştir.
Hellenistik dönemin dorik mimari biçimine uygun trahit
taşından yapılan tapınağın ölçü düzeninin Philetairos
ayağına (0,35 m) göre olması da dikkat çekicidir. Örneğin
üst basamaktaki cephe uzunluğu 12,25 m 35 ayağa ,sütun
yükseklikleri ise 5,25 m 15 ayağa uymaktadır.
Tapınağın bulunduğu alanın kutsal yöreyi oluşturan uzunluğu
güneyde 90 kuzeyde ise 74 m dir. Genişliği de 70 m yi
bulmaktadır. Alanın doğal durumu kuzeydoğudan güneye doğru
eğimli bir kayalıktan oluşur. Kayaların yontulması ve alçak
yerlerin doldurulması ile düzlük elde edilmiştir.
Alanın güneydoğu köşesindeki kale kapısı yakınından kapı
girişinde geniş mermerle kaldırımlanmış bir ön avluya
giriliyordu. Buradan doğruca kral saraylarına ve soldan
Athena Tapınağına gidiliyordu. Tapınağa giden girişte
gösterişli bir propyelaia bulunuyordu. Kapının önünde ortada
bir çift sütunla iki antre ve en önde dört ion sütunlu
tapınağa benzer bir cephe vardı. Bu cephe öküz başları
arasında bulunan çelenk,kartal ve baykuşlarla zengin bir
biçimde süslenmişti. Bu kapıdan,güneyden kuzeye uzanan
doğuda iki katlı porticusa giriliyordu. Burasının uzunluğu
40, genişliği 5,47 m dir. Alt katta bulunan 17 oluksuz düz
sütun dorik biçimindedir. Kuzeydeki porticusun uzunluğu ise
65 m dir. Alt katında bulunan 26 sütunun biçimi diğerinin
aynıdır. Yalnız burasının genişliği ötekinin iki katıdır. Bu
yüzden ikinci katın ahşap döşemesini tutmak için 13 sütun
eklenmiştir. Porticusun ikinci katı ion düzenindedir.
Kullanılan ion sütunları üzerinde dorik lento Bergamalı
mimarların zekice buldukları bir yenilikti. Porticuslar II.
Attalos tarafından inşa edilmiştir. Porticusların ikinci
katının ion sütunlarının arasındaki korkulukların alana
bakan yüzlerinde düşmandan alınan trophe'ler rölyef halinde
gösterilmişti. 0.87m yüksekliğindeki bu kabartmalar, antik
savaşlarda kullanılan silah ve eşyanın zengin örneklerini
taşıyordu.
Tanrıçaya adanmış anıtlar alanı dolduruyordu. Büyük Athena
heykelini Kral Attalos buraya diktirmişti. Epigonos
tarafından yapılan ve Galatlara karşı kazanılan zaferin
anası olan anıt, bir çok anıt arasında yükseliyordu. I.
Attalos'un kardeşleri Eumenes, Attalos ve anneleri Apollonis
ile Athena Polias rahiplerinin heykelleri ve adaklarının
burada bulunduğu kaidelerinden anlaşılmaktadır.
Alanın ortasında çapı 3.13m olan yuvarlak bir altlık üzerine
imparator Augustus için bronz bir anıt dikilmiştir. Yine
burada 12 küçük bronz heykel taşıyan üç basamak vardı. Ondan
sonra gelen imparatorlar için de anıtlar dikilmiştir.
Hadrianus için de yuvarlak altlıklı bir anıt olduğu
anlaşılmıştır.
Bunların dışında tapınak ve porticusların duvarları boyunca
yazıtları bulunan birçok taş levha vardı. Bunlarda, diğer
kentlerle yapılan antlaşmalar, kral ve imparatorların
buyrukları kült hakkında kararlar gibi birçok belge
bulunuyordu.
Alanın ortasında bulunan sarnıç kilise yapıldığında
genişletilmiştir. 19102da onarılan sarnıcın içi 1930'da
boşaltılmış ve sıvanmıştır.
KRAL SARAYLARI
Hellenistik Çağ Bergama krallarının oturdukları saraylar ve
bunlara bağlı yapılar kalenin doğu duvarı boyunca
sıralanmıştır. Üst yapısı gösterişli olmayan sarayların
planları peristyl'li ev tipindedir (Odalar sütunlu bir avlu
çevresindedir.). Yazılı bir belge ele geçmemiş, genel
buluntulara göre bu yapılar kral adları ile
ilişkilendirilmiştir. En kuzeydeki sülalenin kurucusu olan
Philetairos'un(M.Ö.281-263) yapı grubu daha sonra kalede
görevli askerler için kışla olarak değiştirilmiştir. Diğer
yapı grupları kuzeyden güneye doğru Attalos I (241-197),
Eumenes II (197-159) ve Attalos II (159-138) adlı krallara
ait olarak tanımlanır. Bunlardan en güneydeki en büyük
sarayın yapımında Zeus Sunağı'nın taşları yapıtaşları olarak
yeniden kullanılmıştır. (M.Ö.160) Bu sarayın kuzeydoğu
köşesinde mozaik döşemeli bir sunak bölümü vardır.
Kuzeybatıdaki odada sanatçı Hephaistion'un imzasını taşıyan
değerli bir mozaik daha bulunmuştur.
Saraylara ait iki sarnıçtan en büyük yapıya ait olanı kale
yolu üzerinde görülür. Bu sarayın gösterişli bir girişi
vardır. Kale kapısının arkasındaki meydandan açık bir
merdiven ile buraya gelinir. Aynı meydandan, Athena Kutsal
Alanı'nın girişinin karşısında, kalenin güneydoğu
köşesindeki yapı grubuna geçilebilirdi.
DEMETER KUTSAL ALANI
Bergama hanedanın kurucusu Philetairos zamanında (M.Ö.
281-263) şehir duvarının dışında kırsal çevrede Demeterin
(toprağın verimliliği ve bereket tanrıçası) kutsal alanı yer
alıyordu.
Bu yapılar , yazıtlardan öğrenildiğine göre Philetairos ve
kardeşi Eumenes tarafından M.Ö. 3. Yy.ın ikinci yarısında
anneleri Boanın anısına adanmıştır. Tapınak ve sunak
andesit taşındandır. İon düzeninde anteli bir tapınaktır.
Roma Çağında mermer sütunlar ve alınlığı ile korinth
düzeninde bir prostylosa çevrilmiştir. Tapınağın önündeki
oldukça büyük Hellenistik Çağ sunağı eskiden gayet zarif
Hellenistik köşe volütleriyle süslüydü.
Kutsal alan üç yanda galerilerle çevrilidir, bunlar vadi
tarafında kuvvetli destek duvarları üzerinde kuzeye doğru
genişletilmelerini Kraliçe Apollonise (Attalos Iin karısı)
borçludurlar. Kraliçe , bugün tekrar dikilmiş sütunları ile
(eol yaprak başlıklı) ayakta duran giriş kapısınıda
yaptırmıştır.Bir kraliçenin bağışta bulunması buranın
Bergama kadınları için özel önem taşıdığını gösterir, burada
geceleri meşalelerin aydınlığında tanrıçanın bayramları
kutlanırdı. Bergama müzesindeki , galerilerin Roma
Çağındaki değişimi sırasında kullanılmış bir kabartmalı
levhada , sunağı yanında elinde meşalesi ile Demeter
görülmektedir.Kutsal alanın girişinin solunda taş içine
açılmış göze çarpmayan bir çukur vardır.Burası adak
kuyusudur, kutsal yeri ziyaret eden kadınlar Demeter ve
yeraltı tanrısı Hadesin karısı olan kızı Persephone için
getirdikleri çörek , küçük domuz ve diğer armağanları buraya
bırakırlardı.Karşısındaki akan bir çeşme kült temizliği için
kullanılırdı.
HERA KUTSAL ALANI ve YUKARI GYMNASİON
Yukarı Gymnasionun üstündeki dar terasta , Zeus karısı
Heranın kutsal alanı bulunur.Bu alan batıdaki yuvarlak
Exedra (oturma bankı ile heykel kaidesi) , doğuda sütunlu
galeri ile çerçevelenmiş ortadaki bir tapınaktan meydana
gelir. Çok basamaklı açık bir merdivenle çıkılan tapınak bir
Roma podiumlu tapınağı ile hemen hemen aynıdır. Dor
düzeninde bir prostylostur.Adak yazıtına göre Attalos II (M.Ö.
159-138) tarafından inşa ettirilmiştir. Tapınak cellasının
içinde büyük ölçüde bir erkek heykeli bulunmuştur. Zeusun
kült heykeli ya da krali bağışı yapan Attalos II olabilir.
Aşağıda yer alan Gymnasionda da başlangıçta krallık devrine
ait Roma kuruluşunun ölçülerine yaklaşan Hellenistik bir
yapı bileşimi vardı. Yukarı gymnasion geniş bir sütunlu
avlunun dört yanındaki kuruluşlardan meydana gelir. Doğuda
ve batıda hamamlarla sona erer, meydanın batı galerisinin
arkasındaki orta mekanda , yarışlardan sonra temizlik için
kullanılan yıkanma kurnaları hala durmaktadır.Kuzeybatı
köşede ,üzeri kapalı ve tiyatro biçiminde bir salon vardır.
Bu auditorium 1000 kişi kadar alıyordu.
Kuzey tarafın ortasındaki mekan Gymnasionun esas odasıydı,
doğuda buna eklenen iki apsisli odanın yazıtlarla imparator
salonu olduğu anlaşılmıştır.Duvar kaplamalarında ,sütun ve
saçaklıklarda Roma İmp.nun çok uzak bölgelerinden getirilen
çok çeşitli mermer cinsi kullanılmıştır.Doğuda eklenen
hamamın bugün aşınmış duvarları da böyle kaplamaya sahipti,
iyi durumda korunagelen bu hamamın andesit sütuncukların
taşıdığı ısıtılan alt yapısı (hypokaust) hala iyi
görülebilmektedir.Gymnasionun güneyinde arazinin düşüşü.
|