BÜYÜK SUNAK (ZEUS SUNAĞI)
Bergama'nın Attalos I zamanında Galatlara karşı kazandığı
büyük zafer üzerine Eumenes II zamanında (M.Ö. 197- 159)
Akropol'de Zeus (Athena ya da tüm tanrılar) adına bir sunak
yapıldı. Sunak hakkında ilk bilgi verenlerden biri Romalı
yazar L. Ampelius'tur. Dünya Harikaları adlı yapıtında
"Bergama'da mermerden kırk ayak yüksekliğinde, görkemli
kabartmalarla süslü büyük bir sunak vardır. Tanrılarla
Gigantların savaşını göstermektedir." demektedir.
Bu
kabartmalardan birkaçının bulunması ile 1877'de Akropol'de
kazılar başlamış ve sunak ortaya çıkarılmıştır. Ele geçen
parçaları ile Berlin Müzesi'nde tekrar yapılandırılan sunak
boyutları nedeniyle bugün Berlin'de ziyaretçileri ağırlayan
Pergamon Müzesi'nin yapımını (1910-1930) zorunlu kılmıştır.
Akropol'ün birinci surları dışında Athena Tapınağı'ndan 24m
aşağıda bulunan 5623 metrekarelik düzlemin ortasında inşa
edilmiş olan sunak, yukarı agoranın biraz üstünde
bulunmaktadır. Sunak binası, kuzeyden güneye 37,70m, batıdan
doğuya 36,60m'lik bir dikdörtgendir. Sunağın genişliği 34,20
ve derinliği 36,44m olup beş basamaklı bir altlık üzerinde 40
ayak (12m) yüksekliği vardır. Selinos vadisine bakan
cephesinde 20m genişliğinde 28 basamaklı merdiveni bulunur.
Kuzey, güney ve doğu yüzlerini kuşatan ve Tanrılarla
Gigantların savaşını anlatan kabartmaları (Gigantomachia)
içeren yüksek kabartmaların uzunluğu 120m dir. Bunların
yüksekliği 2,30m, kalınlığı 0.50m olup genişliği 0,60 - 1,10m
arasında değişmektedir. Sunak meydanının girişi doğuda ancak
sunak avlusuna çıkan merdivenler batıda olduğundan sunağa
gelenler merdivenli cepheye varabilmek için yapının iki
yanından birini dolaşmak zorundadır. Doğudan gelindiğinde ilk
olarak Zeus ve Athena kabartma grubu görülür. Frizin bu
yanında güneş doğuşuyla ilgili ışık tanrıları Apollon, Artemis
ve Leto tasvir edilmiştir. Karanlık kuzeyde ise yıldız tanrı
Orion, kader tanrıçaları (Moira'lar) ve gece tanrıçası gibi
tasvirler vardır. Güneyde başka tasvirler arasında şafak
kızıllığı, güneş tanrısı Helios, batıda denizle ilgili
tanrılar ailesi Okeanos, Amphitrite, Nereus ve Triton vardır.
Homeros'a göre Gigantlar vahşilikleri yüzünden yok olmuş bir
halk kitlesidir. Hesiodos ise "Onlar göğün ve toprağın
çocuklarıdır. Parlak silahlı ve ellerinde uzun mızrakları olan
savaşçılardır" der. Olympos tanrıları, Titanları sürgün
ettikleri zaman, anaları toprak tanrıçası Gaia, Titanların
öcünü almak için eşsiz büyüklük ve güçte olan Gigantları
doğurmuştur. Gigantlar tümüyle insan kılığında gösterildiği
gibi, bacakları oyluklarına kadar yılan kuyruklu da oluyordu.
Böylece toprağın çocukları analarının kucağından çıkarak insan
biçiminde ayağa dikiliyorlardı. Gigantlara yılan ayakları
savaşta yardım ettiği gibi tanrılara da hayvanlar yardım
ediyordu. Zeus'un kartalı Gigantların yılanlarına karşı
savaşıyor, azgın köpekler ve Hekate'nin bir aslanı da Rea'nın
yanında bulunuyordu. Yüksek kabartmalarda birbirine giren
figür bolluğu vardır. Bunlar yan yana veya arka arkaya değil,
birbirini kısmen örten ve kesen bir durumda düzenlenmiştir.
Böylece, göğüs göğüse yapılan bir ölüm kalım savaşı,
sanatçılar tarafından büyük bir ustalıkla, olağan bir
karmaşadan uzak tutulmuştur. Bu kabartmalardaki tema, direkt
olarak tarihsel olayların (Galatlara karşı kazanılan zafer)
konu edilmesi yerine bu olayların vurguladığı düşünceye önem
veren Hellen görüşüne uygun görülmektedir. Kral Eumenes II de
Hellenliğin ruhsuz, duygusuz barbar bir dünya üzerindeki
zaferinin sanatsal betimleme ve anlatımını önemsemiştir.
Sunağın iç yüzünde de dış yüzde olduğu gibi sütunlu galeriler
planlanmış ancak tamamlanmamıştır. Duvarın iç yüzünü, Bergama
krallık soyunun atası olarak kutsanan Herakles'in oğlu
Telephos destanından sahneler süsler.
Antik dünyada önemli veya halka hükmeden ailelerin soylarını
bir tanrı ya da büyük kahramanlara dayandırmaları yaygındı.
Telephos da Attalos hanedanının hem Grek tarihinin en büyük
kahramanı Zeus'un oğlu Herakles, hem de Arkadia'daki soylu ve
saygıdeğer bir Grek ailesi ile bağlantılarını sağlıyordu.
Telephos'un yaşamından bölümlere antik şiirlerde ve Aeschylus,
Sophokles, ve Euripides' in klasik dramalarında
rastlanmaktadır. Telephos frizinde diğer eserlerdeki gibi
bütün olay aynı zaman ve mekanda geçmemektedir. Bu anlamda bu
friz heykelcilikte yeni bir anlatım şeklinin oluşmasında
öncülük etmiştir.
Efsane
Arkadia'da başlar. Apollo kahinleri Arkadia Kralı Aleos'a
oğullarının kızı Auge'nin soyundan gelen biri tarafından
öldürüleceği hakkında uyarırlar. Kral bunu engellemek için
kızını Athena baş rahibesi yapar. Kralın huzuruna gelen
Herakles bir meşe koruluğunda Auge'ye rastlar. Kral Aleos
Auge'nin Herakles'ten olan bebeğini Parthenion dağlarına
bırakır, kızı Auge'yi de bir kayığa bindirip denize bırakır.
Auge Mysia kıyılarına sürüklenir. Burada Kral Teuthras Auge'yi
karşılar ve evlat edinir. Auge Bergama'da tanrıçası olan
Athena kültünü kurar. Bu sırada Herakles oğlu Telephos'u onu
sütüyle besleyen bir aslan ile birlikte bulur. Dağ perileri de
çocuğa bakmaktadır.
Çocukluğu hakkında diğer olaylar saklanamamıştır. Gençliğinde
Telephos bir kahin tarafından annesini aramak üzere Mysia'ya
gönderilir. Telephos Kral Teuthras tarafından karşılanır ve
tanıyamadığı annesi, Auge, ona Mysia için savaşması için
silahlar getirir. Kral Teuthras Telephos ile Auge'yi
evlendirir, ancak ilk gece yataklarındaki bir yılan anne ile
oğulun birbirlerini tanımasını sağlar. Telephos daha sonra
Mysia kralı olur ve Truva için yola çıkan ancak yanlışlıkla
Mysia kıyılarına çıkan Grekler ile büyük bir savaşa girer.
Karısı Hiera da Mysia kadınlarının başında savaşa girer. Antik
kaynaklara göre Hiera o kadar güzeldir ki, savaşta öldüğünde
düşman geri çekilmiş ve gömülmesi için ateşkes ilan edilmişti.
Mysialılar Grekleri püskürtür, ancak Telephos Achilles
tarafından Telephos'un hediyeler sunmadığı Dionysos'un bir
sarmaşığa takılmasını sağlamasıyla yaralanır. Yarası
iyileşmeyince, bir kahine danışır ve ona "Yarayı açan
iyileştirecektir" denir. Bunun üzerine Telephos bir gemi ile
Argos'a (Yunanistan) gider ve Kral Agamemnon huzurunda
kimliğini saklar. Bir şölen sırasında yarasını gösterip
kimliğini açıklar. İçlerine kadar sızmış olan düşmanlarına
karşı Greklerin öfkesi Telephos'u korkutur ve o da
Agamemnon'un oğlu Orestes'i rehin alır. Telephos Achilles'in
mızrağının tozu ile iyileştirilir. Sunaktaki diğer paneller
Bergama'nın önemli kültleri ile ilgili sahneleri gösterir.
|