ARSENAL
M.Ö. III ve
II. yüzyıllarda, özellikle korunmuş, Bergama Kalesi'nin en
dıştaki alanda kuzey güney doğrultusunda uzanan beş magazin
yapısı kurulmuştur. Burada bulunan ve bugün aşağı agorada
korunan 13 farklı çapta 900 gülle mancınık biçiminde sapanlar
ile atılırdı. Eski çağda da gülleler magazinler dışında
depolanır, magazinlerde özellikle çabuk bozulan erzak ve tahıl
saklanırdı. Üzerindeki ağırlığı taşıyabilmek için ızgara
biçiminde birbirine yakın duvarlar halinde inşa edilen
temellerde etkin havalandırma için yarıklar bulunuyordu.
Çatıları kiremitle örtülü büyük ahşap galerilerden oluşan asıl
magazinlerde yiyecek dışında kalede kalan savaş araçları da
saklanırdı. Daha sonra Roma Legionlarında görülen bu büyük
yapılar antik çağda görülen en eski silah ve erzak
depolarındandır.
Arsenalin güneydoğusundaki kral birliklerinin büyük kışlasının
32 taş sırasına kadar ayakta kalabilmiş kuzeydoğu duvarı
Hellenistik Çağ tahkimatının en iyi durumda kalmış parçasıdır.
SU
YOLLARI
II.yy Roma
İmparatorluk çağı'na ait olduğu düşünülen su yolları Arsenal
alanının kuzey ucundan görülebilir. M.Ö. II.yy'da yapılan
krallık zamanı su yolları 50-75cm uzunluğundaki 240 bin kadar
toprak künkten oluşur. Kuzeyde Madra Dağı'ndan yaklaşık 45km
aşarak üç yol halinde gelen su yolları Bergama'daki kale
tepesinin karşısındaki bir tepe üzerindeki su haznesine
uzanır. Buradan da toprak altına döşenmiş büyük taşlardaki
deliklerden geçirilen yüksek basınçlı su yolu kurşun borularla
üç vadi ve iki alçak tepeyi aşarak kuzey taraflarından Bergama
Kalesi'ne ulaşır. Sarayın sarnıçlarına, evlere ve şehrin
çeşmelerine merkezi bir su deposundan toprak künkler aracılığı
ile su verildiği düşünülmektedir. Bergama'nın Roma Çağı'nda
artan nüfusunun ve büyük yeni hamam kuruluşlarının su
gereksinimi Kozak Dağları ve Soma'dan (yaklaşık 80km uzaklıkta
) gelen su yolları ve kısmen su kemerleri ile karşılanıyordu.
TRAİAN
TAPINAĞI
1883-85
yıllarında yapılan kazılarda akropolde mermer yığını halinde
bulunan yapının bir deprem yüzünden yıkılmış olduğu
düşünülmektedir. Athena tapınağından 9m yüksekte olan bina,
bağımsız olarak Akropolün en yüksek yerinde ve uzaklardan
görülebilecek bir düzlem üzerine inşa edilmiştir. Bu 84x58m
boyutlarındaki düzlemin Athena kutsal alanı ile ilişkisi
olduğu ve doğu yönündeki kapı merdivenden de kütüphaneye
geçildiği anlaşılmaktadır. Bölge çok eğimli bir arazide
bulunduğundan büyük bir binayı oturmak için zemin kat olarak
son derece ustaca ve oldukça sağlam yan yana beş kemer
oluşturulmuştur.
Merdivenle iki metre yükseltilen binanın uzunluğu 27,
genişliği 20m dir. Güneye bakan tapınağın cephesinde 6,
yanlarında 9 sütun bulunuyordu. Çapı 1,10m olan sütunların
yüksekliği 9,80m dir. Sütunların büyük Korinth başlıkları,
altlıklarında olduğu gibi usta bir sanat anlayışıyla işlenmiş
zengin süsleri taşımaktadır. Arşitravlar üzerinde altın
kaplamalı tunç yazılar bulunuyordu. Friz, konsollar arasında
kanatlı yılanlı ve bukleleri serbest işlenmiş Medusa başları
ile süslenmişti. Ortada ve tepede bulunan akroterler, bir küre
içinde bulunan zafer tanrıçası (Nike) ile yaprak ve
filizlerden yapılmış taçlardan oluşmuştur.
Binanın geniş alanı, üç taraftan sütunlarla çevrilmiştir.
Sütunlar arasında alana bakan korkuluklar bulunuyordu. Alanın
kuzey bölümünde biri köşeli, diğeri yuvarlak iki bank
bulunmuştur. Bu bankların bilginlerin toplanması ve sanat
yapıtlarının sergilenmesi için yapıldığı ileri sürülmektedir.
Bunlardan yuvarlak olanı Berlin'deki Pergamon Müzesi için
alınmıştır. Bankların yanında bulunan bir yazıttaki "Kral
Attalos'un oğlu Attalos" dizesinden burasının kralın oğlu
Prens Attalos tarafından yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Tapınak binasında bulunan eserler binanın Hadrianus zamanında
Zeus Philius ve Traianus için kurulmuş olduğunu göstermiştir.
Bir yazıta göre Bergama kenti Jupiter Amicalis (Zeus Philios)
ve Traianus onuruna büyük piyesler oynatma yetkisine sahipti.
Tapınak kazısında Traianus için iki, karısı Plotina için bir,
Hadrianus için üç, Antoninus Pius için iki, Caracalla için bir
yazıt bulunmuştur. Traianus ve Hadrianus'a ait birer büyük
heykel başı da çıkmıştır. Tapınaktaki Hadrianus heykeli de
önemli bir sanat eseri kabul edilmekte ve Traianus'un bu güçte
idealize edilmiş başka bir portresinin bulunmadığı kabul
edilmektedir. |