Mausoleum
Plinius'un bildirdiğine göre, dünyanın yedi
harikasından biri sayılan Mausoleum, M.Ö. 350 de Mausolos için karısı
Artemisia tarafından yaptırılmıştır.
"Farklı cephelerin süslemeleri ve mükemmelliği birbirini taklit eden farklı
sanatcılar tarafından ele alındı. Leochares, Bryaxis, Skopas ve bazılarının
düşündükleri gibi Timotheus'un sanatlarının seçkin mükemmelliği o yapıya
dünyanın yedi harikası arasında ün kazandırdı." Antik yazarlardan Vitrivius
böyle söylüyor. Romalı tarihci Plinius'a göre pteron kare şeklindeydi ve
çevresinde 36 tane ion stili sütun vardı. Her sütun arasında bir heykel
dikiliydi. Pterondaki kabartmalar Amazonlarla
Yunanlıların
savaşını gösteriyordu. Pteron üzerinde yirmi basamaklı bir piramit vardı.
Piramit beyaz paros mermerindendi. İskenderiye limanının karşısında bulunan
paros adasından özel seçilmişti. En üstte quadrika (dört atlı araba) bunun
üzerinde ise Mausolos ve Artemisia'nın heykelleri bulunuyordu.
Tüm istilalara ve doğal afetlere karşın Mausoleum İS. 1406 yılına dek ayakta
kalmayı başarmıştır. Ta ki Alman mimar Schegelholt tarafından yapılan St.
Peters kalenin yapımına dek. Bu zamana kadar 1500 yıl ayakta kaldı. Sadece
basamakları görünen yapının derinlerine giderek elde ettikleri mermeri yakıp
kireç yaptılar. Bazı kabartmalar duvar taşı olarak kullanıldı. Bazılarının
üzeri silinerek oymalar kazındı. 1875 de Sir C. Newton kazılara başlar, bazı
friz ve Mausoleon ile Artemision'un heykellerini ve büyük aslan heykelleri
İngiliz Britich Museum'a taşındı.
![mausole1.jpg (4338 bytes)](../images/mausole1.jpg)
Mausoleum'un yapımı yarılandığında
Halikarnassos'un parası biter ve geri kalan bölümler özveri ile yapılır.
Neyazık ki şu an yapının yerinde görülecek hiç bir şey yoktur. Bu ünlü yapı
Halikarnassos'un diğer karia kentlerinden daha fazla tanınmasını
sağlamıştır.
Rahip Eustatius 12.yy da "Homeros üzerine açıklamalar" adlı eserinde
Mausoleum için ölümsüz pırlanta sıfatını kullanır.
ARTEMISIA
Kocası için bu muhteşem anıtı yaptıran Artemisia çok ilginç bir kişiliğe
sahiptir. Herodotos'un Artemisia hakkında söylediklerine bir bakalım.
"Öbür kaptanları saymıyorum, saymanın yararı yok. Yalnız Artemisia'yı
özellikle anlatmak istiyorum. Onun bir kadın olduğu halde Yunan seferine
katılmış olmasını hayranlıkla karşılıyorum; kocası ölmüştü; oğlu küçüktü
tyranlığı kendi yönetiyordu; girişken ruhu, erkekçe korkusuzluğu onu gereği
olmadığı halde sefere katılmaya sürüklemişti. Adı Artemisia idi Lygdanis'in
kızıydı; baba tarafından Halikarnassoslu ana tarafından
Giritli'ydi.
Halilarnassos'luların Kos'luların, Nisyros' luların ve Kolydnos'luların
başına geçmişti. Beş gemi getirmişti ve bu donanma da Sidonlu gemicilerden
sonra en ünlü gemiler onunkilerdi; bütün müttefikler içinde krala en iyi
fikir veren oydu. Diğer kaptanların savaş istemelerine karşın Artemisia buna
karşı çıkar ve gerekçeleri bildirir. Haber Kserkses'e bildirilir o da bunu
doğru bulur fakat çoğunlugun isteği yerine getirilir". Bu savaş sırasında
çok garip bir olay olur. Herodotos bu olayı şoyle anlatır. "Peşine bir Atina
gemisi takılır. Bu durumdan kurtulmak için karşısına çıkan bir müttefik
gemisine saldırır ve onu batırır. Düşman gemisine saldırıdığını gören
Atinalılar Artemisia'yı ya müttefik ya da kendi tarafına geçenlerden sanıp
peşini bırakır. Kserkses savaşı seyrederken Artemisia'nın yiğitliğini
anlatır ve batan gemiyi de düşman gemisi sanır. Bu gemiden kimse
kurtulamadığı için bilinmezlik kendini korur.
Bu başarı üzerine Ksekses "Erkekler bugün kadın gibi, kadınlar erkek gibi
davrandılar" der.
|