TEOS (SIĞACIK)
Geleneğe göre Athamas'ın başkanlığında Teselya'daki
Minyas'tan gelen kolonistler Teos'ta ilk yerleşenlerdi ve
bunları da başlarında Kodros'un soyundan gelen bazı
kişilerin bulunduğu Atinalılar izlemiştir. Panionion
Birliği'nin bir üyesi olan Teos, hızlı bir şekil-11 de
gelişmiş ve çok geçmeden halkının büyük bir bölümünü
Phokaia'ya ve Efes'e gönderecek duruma gelmiştir. Teos'un
ana geçim kaynağı deniz ticareti idi. Yaklaşık M.Ö. 600
yıllarında Thales, on iki İon kentinin merkezi olarakTeos'un
seçilmesini önermişti. Çünkü Teos gerçekten lonia'nın tam
merkezinde yer almakta idi. Ancak onun bu önerisi kabul
edilmemiştir. Persler İonia kentlerini ele geçirdikleri
zaman Teos'un sakinlerinden bazıları M.Ö. 545 ile 540
yılları arasında Trakya'daki Abdera kentini kurmuşlardır.
Abdera, 5. yüzyılda yaşamış iki ünlü filozof olan Protagoras
ile Demokritos'un vatanı idi. Bu göçe rağmen Teoslular M.Ö.
494'deki Lade Savaşı'na gemilerinden on yedisi ile katılacak
ve 476 yılında da DelosBirliği'ne altı talent gibi yüksek
bir vergi ödeyecek kadar varlıklı idiler. Büyük İskender
Teos'u bir kanalla İzmir Körfezi'ne bağlamayı tasarlamıştı.
Antik dünyanın en büyük Dionysos tapınağı Teos'ta
inşaedilmişti (Şek. 313). Bundan başka İonialı aktörler
birliği ilk kez M.Ö. 3. yüzyılın sonuna doğru Teos'ta
kurulmuştu ve oyuncular Teos'u merkez olarak kullanarak
çeşitli yerlerde temsiller veriyorlardı. Dionysos
oyuncularının Teos'ta oturmaları bu kent için önemli idi.
Çünkü Dionysos bayramlarına katılan aktörler kutsal bir
görev yaptıkları için kendileri ve oturdukları yer
dokunulmazlık hakkına sahipti. Ancak oyuncular, aralarındaki
anlaşmazlık yüzünden M.Ö. 2. yüzyılın ortalarına doğru
Efes'e gitmek zorunda kaldılar. Kısa bir süre sonra Efes'te
de çeşitli olaylar çıkardıkları için II. Attalos onları
Myonnesus'a gönderdi. Oyuncular daha sonra Romalılar taraf
ından Lebedos'a yerleştirilmişler ve kısa bir süre için
Marcus Antonius'un onları Kleopatra'yı eğlendirmek üzere
Priene'ye getirtmesi dışında, süreli bu kentte
oturmuşlardır. Teos'un yetiştirdiği en önemli kişi M.Ö. 6.
yüzyılda yaşamış olan lyrik şair Anakreon'dur.
Aristoteles'in kütüphanesini M.Ö. 100 tarihlerinde büyük bir
ücretle satın alıp koruyan kitap dostu Apellikon daTeoslu
idi.Aristoteles'in bu kitapları sonradan Sulla tarafından
Roma'ya taşınmış ve orada Tyrannion adlı bir bilgin onları
yeniden gözden geçirerek formalar halinde yayımlamıştır.
Bir yarımadanın anakara ile birleştiği alan üzerinde
kurulmuş olan Teos'un, biri büyük diğeri küçükolmak üzere
iki limanı vardı (Şek. 314). Arkaik Dönem surunun polygonal
örgülü bir bölümü günümüzde akropolün güneydoğu eteklerinde
ayaktadurmaktadır. Hel-lenistik Dönem'e ait kent duvarından
ise iyi korunmuş bir bölüm DionysosTapınağf m çeviren
duvarın hemen batısında görülmektedir (Şek. 314). M.Ö. 2.
yüzyılda yapılmış olan tiyatro akropolün güneybatı ucundadır
(3). Roma Çağı'nda büyütülmüş olan sahne çok iyi
korunmuştur. Buna karşın seyircilerin oturma yerleri (auditorium)
bütünüyle tahrip olmuştur. Tiyatronun üstünden kentin ve
denizin görünüşü ile Teos tiyatrosu, doğa ile uyum içinde
olan Hellen tipi tiyatro yapılarına güzel bir örnektir.
Tiyatronun güneydoğusunda ve Dionysos Tapınağı'nın
kuzeydoğusunda bulunan odeion (üstü çatı ile örtülü
tiyatro), Roma Çağı'nın en iyi korunmuş yapılarından biridir
(5). Akropolün hemen kuzeydoğusunda inşa edilmiş olan
gymnasion (2) halen büyük ölçüde toprak altındadır. Kuzeyde
15. yüzyılın sonundaTürkler tarafından yapılmışolan bir kale
kalıntısı (7) vardır. Bu kalenin güneybatısında Roma Çağı'na
ait dalgakıranın bir bölümü görülmektedir.
Teos'daki en önemli yapı olan Dionysos Tapınağı (4) çok iyi
korunmuş bir durumdadır. Buradaki yüzey araştırması ve
kazılar, 19. yüzyılda İngilizler tarafından kurulmuş olan
Society of Dilettanti'nin bir araştırıcılar grubu tarafından
yürütülmüştür. 1924'te Fransız arkeologları, 1964-1965
yıllarında da Türk arkeologları Y. Soysal ile B. Öğün bu
kazı ve araştırmaları devam ettirmişlerdir. Günümüze kalmış
olan kaide, sütun başlığı ve diğer üstyapı parçalarının
yeniden dikilmesi ile geçici bir anastylosis yapılmıştır.
Dionysos Tapınağı kısa kenarlarında altı, uzun kenarlarında
on bir sütun bulunan İon düzeninde bir tapınaktır. Yapı iki
sütunlu derin pronaosu ve iki sütunlu dar opisthodomosu ile
Pytheos'un Priene'deki
Athena
Tapmağı'na çok benzemektedir. Plan bakımından en
önemli ayrılık, Teos'da pronaosun hemen hemen cella kadar
büyük, cellanın da naosun tam yarısı kadar oluşudur.
Augustus Döneminin ünlü mimari Vitruvius, tapınağın
Hermogenes tarafından, Hermogenes'in eustylos ilkelerine 390
göre, yani sütunlar arasındaki açıklığın, sütun alt çapının
21 /4 katına eşit olarak planlanarak inşa edildiğini
belirtmektedir. Teos'taki tapınağın eustylos planda olduğu
kesinlikle saptanmıştır. Dionysos Tapınağı'nda pronaos ve
opisthodomostaki yan duvarların karşılarına düşen peristasis
sütunları ile aynı eksen üzerinde olmaları da daha önce
bahsedildiği gibi Hermogenes'in Magnesia'daki Artemis
Tapınağı'nda da görülmektedir. Tapınağı süsleyen ve şimdi
İzmir Müzesi'nde bulunan kabartmalı frizin (Lev. 96 a) ve
Attik lon stiline uyan sütun kaidelerinin incelenmesi,
Hermogenes'in tapınaktaki diğer özelliklerini ortaya
koymaktadır. Pseudodipteros olmayan ve belirgin biçimde
Pytheos planını taklit eden bu yapıdan, yukarıda kitabın
Hellenistik Dönem bölümünde, Hermogenes'in erken bir eseri
olarak bahsetmiştik. Yine oradaki diğer düşüncelerimiz de
doğru ise, tapınağın M.Ö. 2. yüzyılın ikinci dörtlüğünde
inşa edilmiş olması gerekmektedir. Buna karşın Y. Soysal ve
B. Ogün'ün kazıları sırasında burada bulunan ve Peter
Hermann tarafından neşredilen III. Antiochus yani Büyük
Antiochus'a (M.Ö. 223-187) ilişkin yazıtın Dionysos
Tapınağı'nın tarihlenmesi sorununu çözeceğini sanmıyorum.
Esasen Hermann da bu konuda çekingen davranmakta ve çeşitli
varsayımlar ortaya koymaktadır. Büyük bir olasılıkla
tapınağın inşaatı ertelenmiş ve yazıtın yer aldığı taşlar
"tapınağın pa-rastası"nın inşaatında hiçbir zaman
kullanılmamıştır. Gerçekten kazılar sırasında üzerlerinde
yazıt bulunan dört blok, tapınağın güneybatı köşesinden 20
m. uzaklıktaki temenos duvarında bulunmuştur. Ancak Mimar
Mustafa Uz'un çalışmaları, Hellenistikyapının yıkıldığını ve
bugün ayakta duran tapınağın Augustus ve Hadrian dönemine
ait olduğunu ortaya koymuştur.
![](../images/teos.jpg)
Teos 'un planı. 1)
Polygonal taş işçiliğindeki Arkaik kent auvan, güneydoğudaki
akropolün alt kısmında bu kent duvarının bir bölümü halen
durmaktadır. 2) Gymnasion. Hellenistik Dönem 'de inşa
edilmiş ve Roma Çağı 'nda değişikliğe uğramıştır. Büyük bir
bölüm halen toprak altındadır. 3) Tiyatro. M.Ö. 2. yüzyıl.
Harap haldekiauditoriuma karşın Roma Çağı 'nda büyütülmüş
olan sahne binası iyi korunmuştur. Doğa ile güzel bir uyum
sağlayan tipik Hellen tiyatrosuna güzel bir örnektir. 4)
Dionysos Tapınağı (Şek. 313). 5) Odeion. İyi korunmuş olan
yapı, Roma Çağı 'nda inşa edilmiştir. 6) Hellenistik Dönem
kent duvarı, bu duvarın bir bölümü Dionysos Tapınağı'nın
hemen batısında görülebilmektedir. 7) M.S. 15. yüzyılın
sonundan Türk kalesi. Kalenin güneybatısında Roma
dalgakıranına ait bir bölüm görülebilmektedir.
|