BERGAMA
İzmir’e 101 km. uzaklıktaki Bergama’ya İstanbul’dan gidenler İzmir’e
uğramadan Balıkesir - Havran - Ayvalık yoluyla da ulaşabilirler. İzmir -
Bergama yolu iyi fakat trafiği her zaman yoğun
Denizden içerde olan Bergama’nın hemen yakınındaki Dikili deniz ihtiyacını
karşılıyor. Bergama’nın antik kenti dışında helvası ünlü. Çocukluğunuzdan
tadı özlemle aklınızda kalmışsa, susamlı keten helva ve diğer helva
çeşitlerinin en güzelini uygun fiyata alabilirsiniz.
Bergama’nın ünü yurt dışında çok büyük, yurtiçinde tanınmasında muhteşem
tarihi zenginliğinin yıllardır yapamadığını siyanürlü altın yaptı. Eurogold
adlı yabancı şirketin siyanürle altın çıkarma girişimi ve Bergamalıların ve
çevre köylülerin uzun, renkli direnişi ve yoğun bir hukuk mücadelesi yaptı.
Mücadeleyi Bergamalılar kazanır da siyanürlü altın madenini kapatabilirlerse
belki de bu ocaklar antik Pergamon Kenti yanına nevzuhur bir turizm alanı
olarak eklenir.
Deniz olmamasına karşın yurdumuzun en önemli turizm merkezlerinden birisi
olan ilçenin cazibesi Hellenistik Pergamon Krallığı’nın başkenti olmasından
ve bu dönemden kalan önemli eserleri barındırmasından geliyor.
Pergamon 150 yıl Hellenistik Dönemin en parlak kültür merkezlerinden birisi
olmayı sürdürdü. Kentte ilk kazılar 1878 - 1886 yılları arasında yapıldı. Bu
kazıda bulunan Zeus Tapınağı kabartmaları ve diğer eserler Berlin’e
götürüldü. Eski Doğu Berlin’deki çok iyi düzenlenmiş Pergamon Müzesi buradan
götürülen eserlerle kuruldu.
Şimdi bu görkemli antik kenti gezmeye başlayalım. Geziyi üç parçaya ayırmalı,
Önce Bergama Müzesini gezmeli. Sonra tepeye Akropol’e çıkmalı. Dönüşte ya da
çıkarken şehir içinde kalan Kızıl Avlu’yu görmeli.
Yemek molasını şehir içindeki müzenin karşısındaki lokantalardan birinde
verebilirsiniz. Ardından Dikili çkışına göre sağda kalan Asklepion
kalıntılarını gezmeli. İyi bir gezi için en az iki - üç saat zaman ayırmak
gerektiğini hatırlatalım.
Akropol
Sportmen gezginler dışında, Akropol’e çıkmak için ya aracınız olmalı ya da
şehir merkezinden taksi kiralamalısınız. Dolanarak çıkan yol yükseldikçe
manzara güzelleşiyor. Ören yeri girişine aracınızı park edebilirsiniz.
Pergamon ana kent kalıntıları tepede çok geniş bir alana dağılmıştır. Bilet
gişesinin yanında akropol girişi yer alıyor. Girişin solunda bulunan
kalıntılar Tanrı-Kral sayılan I. Attalos ve II. Eumenes’e ait Heroon’dur.
Onun önündeki yapı ise Hellenistik Dönem dükkanlarıdır. Dükkanların
arkasında da Geç Hellenistik stoa kalıntıları görülmektedir.
Dükkanların karşısındaki alanda Zeus Sunağı bulunuyordu. Sunak müzede
yeniden kurulmuş olarak görülebiliyor. Ancak bunun için Berlin’e kadar
gitmek gerekiyor ne yazık ki. Zeus Sunağı’nın güneyinde kentin yukarı
agorası, onun yanında da MÖ. II. yy’dan kalan agora tapınağı bulunuyor.
Giriş yerinden yukarıya doğru ilerlendiğinde solunuzda kalan geniş alan
Kutsal Athena Alanı’dır. Kutsal Alan’ın girişi de Berlin’de bulunuyor.
Alanın tiyatro tarafında Athena Tapınağı bulunuyordu. Bugün ancak izleri
görülebiliyor. Pergamon bir kültür başkentiydi. Rulo biçiminde 200.000
kitabın bulunduğu kütüphanesi vardı. Kutsal alanın kuzeyindeki bu
kütüphaneyi Antonius, Sezar’ın yaktığı İskenderiye Kütüphanesi yerine
Kleopatra’ya hediye etmişti. Kütüphanenin solundaki kalıntılar dönemin
konutlarına aittir. Onbin kişilik tiyatro benzerlerinden farklı olarak çok
dik bir yapıdır. Tiyatronun üst tarafına çıktığınızda güzel bir manzara
seyretme şansınız var, üşenmeden çıkmaya değer. Bergama ovası ve açık havada
Dikili sahilleri görülüyor.
Geri dönüp Akropol’den yukarıya doğru eski saraylara çıkan merdivenlerden
yürüyelim. Sağımızda II. Eumenes’in, biraz ilerisinde de I. Attalos’un
saraylarının kalıntıları var. Aynı sırada daha ileride göreceğiniz yapılar
ise yönetici evi ve askeri kışla yapılarıdır. Akropol’ün en ucundaki
kalıntılar ise askeri depolardı. Solda yeniden ayağa kaldırılmış olarak
gördüğümüz Traian Tapınağı’dır. (MS. 117-138)
Tiyatronun yan arka tarafındaki Dionysos Tapınağı MÖ. II. yüzyılda yapılmış,
MS 211 - 217 arasında yenilenmişti.
Günümüze merdivenleri ile bazı parçaları ulaşabildi. (Bir kısmı Berlin’de)
Bu kalıntılar bile tapınağın görkemi konusunda yeterli fikir veriyor.
Akropolden Bergama yönüne giderken orta kente ait kalıntılar görülüyor.
Aşağı agora, kuzeyinde Roma döneminde değişikliğe uğramış Hellenistik
Attalos’un evi, daha yukarıda orta ve yukarı gymnasion, Asklepion Tapınağı
ve Demeter Temenosu yer alıyor.
Kızıl Avlu
Bergama şehir merkezinin Akropol çıkışında görülebilecek Kızıl Avlu Mısır
Tanrısı Serapis’e adanmıştı ve kırmızı tuğladan yapılmıştı. İki kuleli
tapınak Ladrian Döneminde yapılmış, Bizans Döneminde kiliseye çevrilmiştir.
Avlusunun altından tonozlu iki kanalla Selinus suyu akıyor.
Şimdi şehre dönüyoruz.
Şehir meydanındaki Bergama Müzesi’nde yörede bulunan arkeolojik eserleri
görebilirsiniz.
Asklepion
Bergama’nın çıkışında sağda yaklaşık 2-3 km içeride kalan Asklepion çok
büyük bir sağlık merkeziydi. Sağlık Tanrısı Asklepios Baş Tanrı Zeus’un
üzerine gönderdiği yıldırımlarla ölürken her derde deva bir reçete yazmış
ama yağmur reçetedekileri silip götürmüş. Reçetenin yerinde ise bir sarımsak
yetişmiş. Onun için reçetede yazılanın sarımsak olduğuna inanılmış.
Asklepion eskiden ana kente 820 metrelik kutsal yolla bağlıydı. Bu gün yolun
bir kısmı açığa çıkarılmış durumda. Ören yerine sutunlu yoldan giriliyor.
Tedavi yerleri, kaplıca ve çamur banyosu havuzları, psikiyatrik tedavi için
uyku odaları gibi sağlıkla ilgili bölümler bulunuyor. Bugün içinde
gezebildiğimiz tünel kutsal havuzlarla çeşmeleri uyku odalarına bağlıyor. 80
m. uzunluğundaki tünellerle hastalar su sesi dinleyerek rahatlıyordu. Tünel
tıbbi tedavinin yapıldığı binada sona eriyor. Ören yerindeki anfitiyatro iyi
durumda.
AIGAI
İzmir - Bergama yolu üzerindeYeni Şakran’dan ayrılan 13 km’lik yolla Köseler
Köyü’ne, oradan toprak yolla ören yerine ulaşılır. Kent Aioller zamanında
kurulmuş. Planı Pergamon’a benzemektedir. Hellenistik, Roma ve Bizans
dönemlerinin izlerini barındırır. kentin Agorası, duvarı ve dükkanlar,
Gymnasion ile başlayan tiyatro, Demeter-Kore ile Zeus ve Athena
tapınaklarıgörülebilir. Apollon Khresterios tapınağı ve Apollon kutsal
alanları kentin dışında yer alıyor.
İzmir - Edremit Körfezleri arasında kalan bölge Ailois olarak bilinmektedir.
Tarihçi Heredot oniki Aeol kentinden sözediyor, fakat günümüz tarihçileri ve
arkeologlar çok daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Aigai de bu İon Birliği
kentlerinden biriydi.
Aigai’yi gezmek için ören yeri bekçisinden yardım isteyin.
|