MARMARİS
Marmaris Türkiye’nin en popüler tatil merkezlerinden birisi Marmaris ve
yarımadadır. Özel araçla gidiyorsanız çamlar arasından Marmaris’e doğru inen
yolda İşte Marmaris yazılı tabelayı görünce bir mola verip kenti kuşbakışı
seyredebilirsiniz.
Güzel tatil
merkezlerindeki turistik tesis ve diğer yapılaşmanın yoğunlaşması bütün
önemli tatil merkezleri gibi Marmaris’i de etkiledi. Kentin içi modern-büyük
kent görünümü aldı. Ama gene de kent içinden rahatlıkla denize girilebilen
bir tatil yöresi olma özelliğini koruyor.
Yarımadanın bütününe bakarsanız manzara daha da güzelleşiyor. Yarımada’nın
dört bir yanı muhteşem koylarla, güzel plajlarla çevrili. Buralara ister
karadan, isterseniz denizden ulaşabilirsiniz.
Antik Çağ’daki adı Physkos olan Karia’nın liman kenti Marmaris’te bu döneme
ait ne yazık ki çok az şey görebileceğiz. Kuzeydeki Asartepe’deki kalıntılar
amatör gezginlere çok şey söylemiyor. Ama arkeologların ilgisini çekiyor.
Şimdi Marmaris’I ve çevresini gezmeye başlayalım.
Marmaris Kalesi ve Eski Kent
Kent merkezindeki en önemli tarihi yapı Kale’dir. Kale ilk kez İonialılar
tarafından yapılmıştı. Bugünkü kale 1522’de Osmanlılar tarafından yapılmış
olandır. 1980-90 Yılları arasında restore edilen Kale’nin içinde müze yer
almaktadır. Müzenin galerilerinden birisi eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e
verilen şilt ve hediyelere ayrılmıştır. İkinci galeri arkeolojik eserler
salonudur. Üçüncüsü Türk Evi olarak düzenlenmiş etnografya salonu, bir
diğeri de kale komutanının odasıdır.
Kentteki diğer bir Osmanlı yapısı da Kervansaray’dır. 1545 Yılında yapılan
üzeri kemerlerle örtülü Kervansaray’da günümüzde turistik eşya satan
dükkanlar bulunmaktadır. Kemeraltı Mahallesi’ndeki İbrahim Ağa Camisi
1789’da, Muğla yolunun 10. Km’sindeki Taşhan ve Kemerli Köprü ise 1552’de
yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferine çıkmadan önce ziyaret
ettiği kehanetleriyle ünlü Sarıana’nın türbesi aynı adlı mahallededir.
Rivayete göre Rodos seferine hazırlanan koca Osmanlı ordusunun bütün
askerleri Sarıana’nın tek ineğinin sütüyle kahvaltı yapmış.
Marmaris Marinası Güney Ege’nin en büyük ve modern marinasıdır. Netsel
tarafından işletilen marinada, yatlara her türlü servis verilmektedir.
Marina ile çarşı arasındaki rıhtıma ise Mavi Yolculuk teknelerini
bağlanırlar. Rıhtım boyunca sıralanan bar ve lokantalar ise günbatımı
öncesinde dolmaya başlar. Rıhtıma paralel ve dik inen sokaklar Marmaris’in
gece yaşamının en renkli noktasını oluştururlar. Müziğin ve eğlencenin her
türü vardır.
Eski kent devasa bir alışveriş merkezi gibidir. Araç trafiğine kapalı, üstü
tentelerle örtülü sokaklara sıralanmış dükkanlar ve tezgahlar çok renkli bir
görüntü oluştururlar. Alışveriş niyetiniz olmasa bile, bu sokaklarda
dolaşmaktan keyif alacaksınız.
Günnücek, Yalancı Boğazı ve Cennet Adası (Nimara)
Marmaris’in yaz sıcağından bunalırsanız Netsel Marina’yı geçip Yalancı
Boğazı yoluna girip, Günnücek piknik alanına gidebilirsiniz. Parfümcülükte
kullanılan sığla yağının sağlandığı günlük ağaçları arasında yazın suyu çok
azalan bir dere de akmaktadır. Piknik alanı orman idaresi tarafından
düzenlenmiştir. Plaj ve kamp alanından yararlanabilirsiniz.
Marmaris’ten bakınca boğaz gibi görünen ve halk arasında Yalancı Boğazı
olarak tanımlanan doğal set, Nimara Yarımadasını (Cennet adası) karaya
bağlar.
Cennet adası (Nimara yarımadası) Marmaris’in karşısında
boylu boyunca uzanır. Yarımada günübirlik teknelerin uğrak yerlerinden
birisidir.
Ama dilerseniz, kent merkezine 8 km uzaklıktaki Yalancı Boğazı’na kadar
minibüs ya da aracınızla gidip yürüyerek Cennet Adası’na çıkabilirsiniz.
Patika yollar kent kalabalığından uzakta ve doğayla başbaşa ideal bir
yürüyüş güzergahı oluşturur. Manzara çok güzeldir. Marmaris’ten kalkan
teknelerin uğradığı iskele çevresinde çardak lokantalar ve cafeler vardır.
İçmeler
Marmaris’in İçmeler yöresi de otelleri, plajları ile ayrı bir turizm
merkezidir. Büyük bir inşaat furyası yaşanan ve çok sayıda otel yapılan
İçmeler’de artık sıra çevreye makyaja geldi. Yol boyları tümüyle
çiçeklendirildi. Beton görünümden kurtarılmaya çalışılıyor.
İçmeler’in eskiden şifalı içmeleri varmış, şimdi boşuna aramayın ve pet
şişedeki sularla yetinin.
İçmeler plajı denize girmek ve su sporundan yararlanmak için uygundur. Aşırı
yapılaşmaya ve kalabalığa rağmen deniz suyu temiz kalabilmiştir. Ama daha
temiz deniz ve daha az kalabalık isterseniz, tekne turlarına katılıp çevre
koylara gitmelisiniz.
Marmaris merkezinden İçmeler’e çok sayıda dolmuş çalışır. Bu arada bir
uyarı: Marmaris’ten İçmeler’e taksi ile gitmeye kalkmayın. Tarife
turistiktir ve büyük şehirlerde uygulanan tarifenin neredeyse üç katıdır.
Marmaris şehir meydanı önünden İçmelere tekne dolmuşlar da çalışmaktadır.
Çevreye tekne turları
Marmaris’te günü geçirmenin en keyifli yollarından biri, tekne turlarına
katılmaktır. Çarşı içinde ana İskele’den ve Marmaris’in değişik yerlerinden
kalkan irili ufaklı yüzlerce tekne her gün tıka basa doluyor ve çevredeki
adalara, koylara günübirlik turlar düzenliyor. Marmaris’in karşısındaki
Yıldız Adası (Nimara), Turunç, Kumlubük, Çiftlik, Mavi mağara en popüler
uğrak yerleri arasında. Geceleri de mehtap turları düzenleniyor. Kimi
tekneler uğranılan yerlerde lokantalarla anlaşıyor, kimileri de teknede
yemek servisi veriyor. Teknede eğlence de unutulmuyor.
Marmaris’ten daha uzun günübirlik turlar da düzenleniyor. Devasa teknelerle
yapılan bu turların uğrak yerleri arasında Ekincik ve Dalyan da bulunuyor.
Marmaris’ten Günübirlik bir alternatif: Rodos
Marmaris’e gelmişken, bir gününüzü Rodos’a ayırabilirsiniz. Tabii vize almak
koşuluyla.
Her gün Marmaris Marina’dan Rodos’a hidrofil tekneler çalışıyor. Saat
10.00’da peşpeşe hareket eden ve Yunanlılar tarafından işletilen tekneler
1.5 saatte Rodos’a ulaşıyorlar. Akşam üzeri de saat 17.00’de Rodos
limanından Marmaris’e dönüyorlar.
Seyahat acentalarının günübirlik Rodos turlarına da katılabilirsiniz.
Rodos’ta kalacağınız 5-6 saatte neler mi yapabilir?
Liman’dan yürüyerek de ulaşılabilecek uzaklıktaki eski şehir en az 3-4
saatinizi alacaktır.
Tarihi şehirde görülmeye değer yerler ise şöyle sıralanabilir:
(Girişi St. Paul ya da Özgürlük (Freedom) Kapısı’ndan yapabilirsiniz)
Aphrodite Tapınağı, Arkeoloji Müzesi (Rodos Müzesi), Grand Master’s Sarayı.
Tarihi şehirde Türk döneminden kalan eserler de var. Bunlar arasında
Süleyman Camii, Ağa Camii, İbrahim Paşa Camii bulunuyor.
Tarihi şehrin her yanı bir alışveriş merkezi aynı zamanda. Küçüklü büyüklü
her türlü hediyelik
eşya satın alınabilir. Yorulduğunuzda ya da sıcaktan bunaldığınızda nefes
alınabilecek adım başı bahçe ve cafeler var. Rodos mutfağı, Türk mutfağı ile
büyük benzerlikler taşıyor. Musakka en popüler olanı. Ama bizim musakkayla
ilgisi yok. Fiyatların Türkiye’nin %50 yukarısında olduğunu not edelim.
Eğer zamanınız kalırsa, yeni şehre doğru yürüyebilir ya da taksiye
binebilirsiniz. Bu arada bir hatırlatma: Taksi çok ucuz. Marmaris’e göre
neredeyse yarı yarıya. Yeni şehirde Yeni Pazar kenarına sıralanmış cafeler,
hemen karşısında Mandraki Limanı ve limanın mendireği üzerindeki üç rüzgar
değirmeni, Grand Master Sarayı’nın yeni şehir tarafındaki bahçesi ilginizi
çekecektir.
Eğer gece kalmayı düşünürseniz, yeni şehrin Marmaris’e bakan doğu kesiminde
çok sayıda otel bulacaksınız. Gece eğlencesinin odak noktası olan tavernalar
da yeni şehirdedir.
Marmaris’ten Gökova Körfezine
Marmaris-Muğla yolunun 11. km’sindeki Karacasöğüt yol ayrımından sapıp
çamlar arasında uzanan yolu izlediğinizde eşsiz Gökova sahillerine
ulaşılıyor.
Yol boyunca önceki yaz meydana gelen ve Marmaris’i bile tehdit eden büyük
yangının tahribatına tanık olacaksınız. Yol ayrımından Karacasöğüt’e ve
Okluk koyu çevresinden Marmaris sırtlarına kadar binlerce hektar çam yandı
kül oldu. Elde yeterli kadro ve tecçhizatın
olmamasınınve koordinasyonsuzluğun nelere malolduğunu görüp kahroluyor
insan.
Karaca ve Söğüt limanları, mavi yolculuk teknelerinin önemli uğrak
yerlerinden biri. Yangına rağmen hala gözde. Karacasöğüt köyü yeşillikler
içindeki villalarla dikkat çekiyordu. Yeşilliklerin bir bölümü yangınla
birlikte yok oldu. Şimdi yeniden ağaçlandırma çalışmaları yapılıyor.
Şelale ve 30 km uzunluğunda olduğunu söylenen mağara için Karacasöğüt’ten
Okluk koyuna giderken 2-3 km sonra sağa ayrılmak gerekiyor. Tabela olmadığı
için yöredeki köylülere sorun. Şelale 25 m’den dökülüyor. Altında doğal
havuzu var. Karacain mağarasının ana giriş noktalarından biri de burada.
Mağaraya inişte yanınızda şişme bot olmalı. Galerilerde ancak botla
ilerlemek mümkün. Mağaranın bugüne kadar 13 km’lik bölümü geçilebilmiş.
Mağaranın aktif olduğunu ve rehber eşliğinde giriş yapmanızı öneririz.
Gökova Körfezinde Karadan Mavi Yolculuk
Gökova Körfezi, mavi yolculuğun en çok tercih edilen güzergahıdır. Bu
güzergahın en keyifli koyları da Karacasöğüt ile Bördübet koyu arasında
uzanır. Bu koylar sırasıyla Karacasöğüt, Okluk koyu (Cumhurbaşkanı Özal
zamanında yapılan ve şimdi de kullanılan yazlık konutun bulunduğu koy girişi
halka kapalıdır), İngiliz limanı, Löngöz, Yedi Adalar, Gücük limanı ve
Bördübed koyudur. Bu koylar arasında irili ufaklı başka koylar da vardır ama
ulaşım yoktur. Aracınızın altı alçak değilse ya da arazi aracınız varsa bu
toprak yol boyunca ilerlemeyi deneyin. Marmaris’te cip safari turları
düzenleyen seyahat acentalarının güzergahlarından biri de bu koyları
birbirine bağlayan toprak yoldur.
İngiliz limanı durak noktalarınızdan biridir ve kıyıya kadar inen çam
ağaçlarının arasında saklanmış dünya güzeli bir koydur. Ünlü deniz gezgini
Sadun Boro’nun bu muhteşem doğal güzelliğin korunması için yazdıklarını
orada okuyacaksınız.
İgiliz limanında teknelere servis veren lokantalar bulunuyor.
Teknelerin en çok ilgi gösterdikleri koylar arasında bulunan Löngöz de Ali
Baba’nın çardağı çadır kurup kamp yapmak için elverişlidir. Yaprak sarma,
salata, patates tava, odun ateşinde balık ve soğuk meşrubat
ısmarlayabilirsiniz.
Yediadalar’da ise Kambur Kemal’in yeri var. Ama burada yemek yeme imkanı
yok. Eğer zamanıysa Frenk incirinin tadına bakılabilir.
Bördübet koyunda Amazon kamping son durağınız. Ondan sonra ya aynı yoldan
geri dönecek, ya da Marmaris-Datça yoluna çıkacaksınız.
Sedir Adası - Kedrai
Marmaris-Muğla yolunun 12. km’sinden yine sola ayrılan yol, 6 km sonra
Gökova körfezi’nin bir başka noktasına, Çamlı İskelesi’ne ulaştırır sizi.
Çamlı İskelesi’nden doldukça kalkan tekneler Sedir Adası’ne gidiyorlar.
Sedir Adası antik Cedreae (Kedrai) antik kenti ve ünlü Kleopatra Plajı ile
tanınıyor. Antik kentten günümüze Apollon Tapınağı, Tiyatro ve nekropol
kalıntıları ulaşabildi.
Kedrai sedirler anlamına geliyor.
Özellikle gemi omurgası yatırmada kullanılan dayanıklı ağaç sedirin adada
varlığı bilinmemesine karşın, eski Yunanca’daki anlamı budur. Rodos
Karşıyakası’nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Kedrai, surlarla
kuşatılmıştı. Kule ve duvarları kıyıda izelenebilen kentin orta kesiminde
Dor düzeninde Apollon tapınağı bulunur. Adanın doğu kesiminde ise yüzü
kuzeye bakan ve oldukça iyi durumda tiyatrosu vardır. Knidos gibi büyük
kentleşmeleri saymazsak, Rodos Karşıyakası olarak adlandırılan Marmaris-Bozburun
yöresinde, ilkçağ yerleşimlerinin
ancak üçünde tiyatro görülür. Atina ile Isparta arasında süren Peloponnessos
Savaşları sırasında kente, İ.Ö. 405 yılında, Atina yandaşı olması yüzünden
saldıran Ispartalı general Lysander, adayı elegeçirmiş ve halkını
köleleştirmiştir. Tarihçi Ksenophon bu olayı ayrıntıları ile bildirirken bir
yandan da ada halkının yarım barbar olduğunu söyler.
Adanın altın sarısı kumlarından öykülenen Kleopatra ile ilintili anlatım
yalnızca abartılı turistik bir masaldır. En yaygın anlatılanı da Kraliçe
Kleopatra ile sevgilisi Roma’lı Komutan Antonius’un adada buluşmaları için
Mısır’dan gemilerle getirildiği şeklindedir.
Adanın kuzey kıyısındaki kumlar, özel biçimde oluşan kalker damlacıklarıdır
ve Ege ve Akdeniz’de Sedir dışında sadece Girit Adası’nda görülürr. Ne yazık
ki bu kumlar yeterince korunmuyor ve yağmalanıyor. Çok özel jeolojik
oluşumlar sonucu ortaya çıkan kumlar giderek azalıyor.
Buna rağmen, Kleopatra plajı nın altın sarısı kumu ve mavinin farklı
tonlarını bir arada yansıtan denizi ile ziyaretçileri ilgisini çekmeyi
sürdürüyor.
Tekneler Çamlı iskelesine öğleden sonra saat 4-5 arası dönüyorlar.
Marmaris’in kalabalığından sıkıldığınız bir başka gün, Marmaris’in
güneybatısına, Bozburun’a doğru bir gezi yapabilirsiniz.
Durak noktalarınız, Bayırköy, Çiftlik, Orhaniye, Selimiye, Bozburun ve Söğüt
olacak.
Bayır dışında hepsine denizden tekneyle de gidilebiliyor. Ama
denizden yolculuk için en az üç gün ayırmalısınız.
Orhaniye, Selimiye ve Bozburun’a Datça yolundan ve Hisarönü üzerinden de
gidilebiliyor.
Ama biz Bayır üzerinden gitmeyi tercih edeceğiz.
Marmaris’ten çıkıp İç meler’i geçiyor ve Turunç yoluna giriyoruz. Dar asfalt
yol bir süre sürekli ve keskin virajlarla tırmanıyor. Kısa bir düzlük
ardından Turunç yolundan ayrılıyor ve Bozburun’a yöneliyor. Çam ormanının
serinliğinde küçük yerleşimlerin arasından geçip yaklaşık yarım saat sonra
Bayır’a ulaşılıyor.
Bayır
Bayır Köyü son yıllarda jiplerle yapılan safari turlarının gözde durak
noktası oldu. Mola verip, köy meydanındaki dev boyutlu tarihi çınar ağacının
altındaki açık kahvelerden birinde bir çay ya da köpüklü ayran içmeyi
unutmayın. Hikmeti neredendir bilinmez ama kocamış çınarın etrafında bir tur
atmanın ömrü uzattığı söylenir. Bayırlılar bunu çınarın künyesine yazıp
asmışlar.
Bayır’dan sonra yol ikiye ayrılıyor. Biri sağdan Turgut Köyü’ne iniyor.
Diğeri de Bozburun’a yöneliyor.
Biz önce Bozburun yoluna girip, yaklaşık 1 km sonra Çiftlikköy’e sapacağız.
Turgut üzerinden Orhaniye ve Selimiye’ye inişi sonraya bırakıyoruz.
Çiftlik
Bayır’dan sonra yol geçen yıla kadar topraktı ama şimdi asfaltlandı. Çiftlik
ayrımını kaçırmamaya dikkat edin. Belli belirsiz bir tabela var.
Ayrımdan sonra kısa bir düzlük ardından Çiftlik koyuna doğru iniş başlıyor.
Bir yanda Çiftlik koyu, arkanıza döndüğünüzde ise Hisarönü körfezini
göreceğiniz bu noktada bir süre dinlenip, temiz dağ havasını ciğerlerinize
doldurun. Her taraf çepeçevre çam ormanı.
Çiftliğe biraz virajlı bir yolla iniliyor. 15 dakika sonra kumsaldasınız.
Çiftlik koyunun en çok iri kumlu plajı ilgi görüyor. Denizin her zaman pırıl
pırıl olduğunu da eklemekte yarar var. Bırakın kendinizi serin suya. Uzun
uzun yüzün ve sonra uzanın kumlara. Kum öyle bulaşıp ta çıkmayan cinsten de
değildir.
Koyu çepeçevre saran kumsal Marmaris’ten gelen günübirlik teknelerin
konakladıkları öğle saatleri dışında pek kalabalık sayılmaz.
Ama her şeye
rağmen
o eski sakinliği de kalmadı Çiftlik koyunun.
Bir tatil sitesi, 4 yıldızlı bir otel, henüz sadece lokanta ve eğlence
üniteleri yapılmış bir tatil köyü ve çardak lokantalarının müşteri yoğunluğu
hissediliyor artık.
Çiftlik koyunun girişinde küçük bir ada var. Ada özel mülkiyette ve izin
alınmadan girilemiyor.
Koyun iki yanındaki kayalıkların dalmak için uygun olduğunu ama artık
zıpkınla avlanacak balık bulmanın çok zor olduğunu not edelim.
Dalmak için tekneyle Çiftliğin hemen yanıbaşındaki Gerbekilise koyuna da
gidilebilir. Bu koyun uç noktasında, kumsalda tarihi kalıntılar
göreceksiniz. Gerbekilise (ya da yöredeki adıyla Gebekse) kalıntılarının bir
kiliseye ait olduğu sanılıyor.
Gerbekilise koyu, mavi yolculuk teknelerinin başlıca uğrak yerleri
arasındadır. Az sayıda günübirlik tekne de uğruyor. Küçük bir kumsalı, bir
çardak lokantası vardır. Deniz gözlüğüyle dalıp su altının binbir rengini
seyretmekten büyük keyif alacaksınız.
Şelale
Tekrar Bayırköy’e dönüyoruz. Bu defa aşağıya, Turgut köyüne yöneliyoruz.
Bayır’dan 5,5 km sonra sağda Şelale tabelasını göreceksiniz. Yoldan 200 m
içerideki şelale mevkiine toprak yolla araçla gitmek mümkün. Şelale,
bildiğimiz o ulu şelalelerden değil. Vadi boyunca
sık bir bitki örtüsü arasından akan ve yaz aylarında suyu iyice azalan bir
derenin 3-4 metre yüksekten dökülmesiyle oluşmuş. Derenin suyu buz gibi.
Mayonuz yanınızdaysa eğer, şelalenin yarattığı ve derinliği 2-3 metreye
bulan gölcükte yüzebilir, bunaltıcı sıcağın etkisinden kısa bir süre de olsa
kurtulabilirsiniz. Çevrede ve şelalenin yanıbaşında çardak lokantalar var.
Köylü kadınların oracıkta pişirdikleri gözleme ve ayran, soğuk duş ardından
iyi gelecek. Dilerseniz alabalık ve tavuk ta ısmarlayabilirsiniz.
Zaman ayırabilirseniz dere boyunca ve vadinin içerisine doğru yürüyüş
yapabilirsiniz. Ama sık bitki örtüsünün zaman zaman yürüyüşü zorlaştırdığını
unutmayın.
Turgut
Bayır’a 9 km uzaklıktaki Turgut, turizm sayesinde gelişmeye başlamış bir
köy. Marmaris çevresindeki en büyük halı satış mağazaları Turgut
girişindedir. Turistlerin gruplar halinde gelip alışveriş ettikleri halı ve
hediyelik eşya mağazaları, köyde büyük bir canlılık yaratmış. Turgut
girişinde eli yüzü düzgün çok sayıda lokanta da hizmet veriyor.
Orhaniye, Kızkumu ve Baybasos
Orhaniye Turgut’tan sadece 2,5 km uzaklıkta. Turgut’tan sonra yol ikiye
ayrılıyor. Orhaniye için sağa, Selimiye için sola devam etmek gerekiyor.
Hisarönü körfezinin kıyısındaki en önemli turizm merkezlerinden biri,
Orhaniye’dir. Hisarönü körfezine gelen yatlar Orhaniye’de mutlaka
gecelerler.
Orhaniye’de deniz her zaman çarşaf gibidir. Çevresindeki çam ormanının rengi
suya vurmuş, deniz sadece buraya özgü bir renge sahip olmuştur. Çevre o
kadar sakindir ki, kendinizi suya bıraktığınızda yüzerken çıkardığınız
sesten başka bir şey duymazsınız.
Bu arada denizin ortasında yürüyen insanlar dikkatinizi çekecek.
Şaşıracaksınız. Kumul hareketleri sonucunda karadan başlayıp koyu ikiye
bölen bir sığlık oluşmuş. Yaklaşık 600 metrelik şeride Kızkumu deniyor. Bir
de efsanesi var. Sevgilisine ulaşmak isteyen kız eteğine kum koymuş ve
denizi doldurarak ilerlemiş. Ama kum yetmemiş ve kızcağız boğulmuş.
Koyun ortasında bir ada ve adanın tepesinde de kale kalıntıları
var. Kalenin bölgede kurulu Baybassos antik kentine ait olduğu sanılıyor.
Kayık tutarak adaya, patika yolu izleyerek tepedeki kale kalıntılarına kadar
çıkabilirsiniz. Manzara harikadır. Yorgunluğunuza değecek.
Kaleye Turgut köyündeki şelaleden kemerler ve su altına döşedikleri borular
aracılığıyla su getirmiş Baybasos’lular. Birleşik kaplar kuralından
yararlanmışlar.
Bir Karya kenti olan Baybassos’un kalıntıları, Orhaniye’nin sırtını dayadığı
dağın zirvelerinden birinde bulunuyor. Baybassos yakınlarındaki köye kadar
arabayla gidilebiliyor. Yolu bulabilmek için çevre köylülerinden yardım
almak gerek. Çünkü çoğu antik kentte olduğu gibi burada da yön levhaları
bulunmuyor. Çıkış yolu toprak ve engebeli. Araçlar köyde bırakılıyor ve 45
dakika süren orman içi tırmanıştan sonra zirveye varılıyor. Aşağıda
Selimiye’den Hisarönü’na kadar çok geniş bir alanı kapsayan manzara oldukça
etkileyici.
Orhaniye’den Hisarönü körfezine tekne turu da düzenleniyor. Selimiye,
Hisarönü ve
İnbükü gibi koylar ve Dişlice adasında mola veriliyor. Öğle yemeği dahil
kişi başı 1,5 milyon ödenen tur akşama kadar sürüyor. Hisarönü körfezine
hakim bir tepede kurulu Robinson Club Maris otelin hemen karşısındaki
Dişlice adası, küçük kanyonları ve kaya yapısıyla ilgi çekiyor.
Orhaniye koyu girişinde, Keçi Bükü mevkiinde bulunan ve yatların
konakladıkları Bay Marina Hotelin yanında manastır kalıntıları var.
Bahçesindeki mozaikler görmeye değer. Otel henüz inşaat halinde ama
restoranı ve yat çekme yeri faal.
Orhaniye’den Hisarönü’ne ve Marmaris-Datça yoluna çıkmak da mümkün. Orhaniye-Hisarönü
arası sadece 3.5 km. Yol geniş ve asfalt.
Nerede kalınır?
Orhaniye’de konaklanabilecek motel ve pansiyonlar da var.
Kızkumu Motel, (252) 487 10 23
Selimiye
Orhaniye’den kıyı boyu asfalt yolu izleyerek Bozburun’a yöneliyoruz. Yol
geniş ve asfalt. Orhaniye’den 10, Turgut ayrımından 7 km sonra
Selimiye’deyiz. Selimiye de Bodrum-Marmaris arasında seyreden mavi yolculuk
teknelerinin uğrak yerlerinden biri.
Köy yeşillikler içinde. Deniz suyu temiz ve genellikle durgun ama öyle aman
aman bir kumsalı yok. İskele kenarında toplanmış küçük lokantalar genellikle
teknelere
hizmet veriyor. Sonsuz bir sükunet hakim çevreye. Kalabalıktan uzak tatil
yapmak isteyenlere duyurulur.
Selimiye çevresinde tarihi kalıntılara da rastlanıyor. Antik adı Hydas olan
Selimiye çevresinde üç kale kalıntısı var. Biri Selimiye’nin en yüksek
tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, sonuncusu ise Kı zılköy mahallesindeki
Aşarkale. Koyun güneydoğu tepelerindeki Helenistik dönem sur kalıntıları
ziyaret ediliyor. Kıyıdan 100 metre açıkta Selimiye’ye yaklaşan teknelere
yol göstermek amacıyla inşa edilmiş gözetleme burcu, deniz feneri, manastır
ve tiyatro kentin görülmeye değer diğer kalıntıları. Bölgedeki batıklardan
çıkarılan kalıntılar ise Bodrum Sualtı Müzesi’nde sergileniyor.
Fırtınalı havalarda teknelerin sığındığı doğal liman olan Selimiye koyunda
plaj arıyorsanız eğer, iki km ötedeki pırıl pırıl kumlu sığ limana
gidebilirsiniz.
BOZBURUN
Bozburun’u, daha çok yatçılar tanıyor. Turizm bakımından bölgenin en bakir
yerlerinden biridir. Sakin bir tatil isteyenlere önerilir. Büyük tesisler
yok. Küçük ama kaliteli tesisler bulabilirsiniz. Sömbeki körfezinin
koylarından birinde yer alır. Çevre, Marmaris’in diğer bölgelerine göre
alışılmadık ölçüde çıplaktır. PTT’si, küçük otelleri, pansiyonları,
iyi balıkçı lokantaları vardır. En iyi guletlerin burada yapıldığını
söylüyorlar. Gulet yarışları da yapılıyor, Çevresinde tekneyle
ulaşılabilecek çok sayıda sakin koy bulunmaktadır.
Nasıl gidilir?
Marmaris’ten Bozburun’a iki ayrı yoldan gidilebilir.
Toplam 45 km tutan ilk seçenek için Datça yoluna girip, Hisarönü sapağından
ayrılarak ve sahil yolunu izlemek gerekiyor. Yolun Selimiye’ye kadar olan
kısmı asfalt, kalan kısmı ise toprak . Bu kesimde genişletme çalışmaları
sürüyordu geçen yaz.
Bozburun’a ayrıca, İçmeler-Bayır üzerinden güneye yönelerek de
ulaşabilirsiniz. Bayır’dan sonra 24 km tutan virajlı yolun söğüt köyüne
kadar olan bölümü asfaltlandı. Kalan kısmı ise toprak.
Bozburun Marmaris arası düzenli minibüs seferleri var.
Söğüt ve Saranda
(Bozukkale)
Söğüt köyüne Bozburun’dan ya da Bayır köyünden ulaşılabilir.
Söğüt köyü, Bozburun yarımadasının uç ve biraz da sapa noktasında. Bu
nedenle turizm trafiğinin önemli ölçüde dışında kalmış.
Buna rağmen köy çarşısı oldukça canlı. Köylüler turizmin bilincinde,
yardımcı olmaya çalışıyorlar, ilgi gösteriyorlar.
Köy denizden içeride kalıyor. Söğüt’ün denize açılan kapısı ise Saranda
koyu. Söğüt’e 3 km uzaklıktaki Saranda’ya toprak yolla ulaşılıyor.
Saranda’ya inişte sizi etkileyici bir manzara karşılayacak. Sömbeki körfezi
ve yeşillikler içinde Saranda koyu ayaklarınızın altında. İleride ve sisler
içindeki büyük ada ise Yunanistan’ın Sömbeki (Simi) Adası. Özellikle
günbatımında bu manzarayı doyasıya seyredin.
Bozukkale (Loryma)
Marmaris’ten Bodrum’a giden teknelerin konakladığı Bozukkale ve Loryma antik
kent kalıntılarına karadan ulaşmak isterseniz eğer, Söğüt’ten Taşlıca’ya
kadar arabayla gitmek sonra da yürümek zorundasınız.
Antik kent kalıntıları koyun giriş noktasında, makilikler arasında ve
oldukça iyi durumdadır.
Bozukkale koyunda, genellikle mavi yolculuk tekneleri ve yatlara hizmet
veren üç lokanta bulunmaktadır.
|