UŞAK
Deri ve tekstil fabrikaları ve atölyelerinin birbiri peşisıra açılmasıyla
kimlik değiştiren, eskiyle bağları zayıflayan Uşak, her şeye rağmen
görülmesi gerekli güzellikleri barındırıyor.
Günübirlik ya da konaklamalı bir Uşak gezisi, hiç de boşa geçirilmiş bir
zaman olmayacak, anılarınızda derin izler bırakacaktır.
Neler mi yapılabilir Uşak gezisinde?
Eski Uşak evlerinin bulunduğu mahalleler (Aybey, Işık, Karaağaç, Kurtuluş),
şehir merkezindeki Ulu Cami, Burma Cami, Aliağa Çeşmesi, Cimcim Çeşmesi,
tarihi Hacıgedik Han ve Sarraflar Çarşısı gezilebilir.
Uşak Arkeoloji Müzesi ziyaret edilebilir.
Uşak şehir merkezi dışında doğal güzellikleriyle dikkat çeken Murat Dağı
çevresindeki tesisler, Göğem, Takmak ve Karaağaç göletleri Uşaklıların
haftasonlarında piknik için değerlendirdikleri yerler arasındadır.
Karahallı yolunda Banaz Çayı üzerindeki tarihi Cılandıras Köprüsü ve
çevresindeki piknik alanı tam bir doğa harikasıdır.
Ve Uşak yakınlarındaki iki antik kent, yine gezilecek yerler arasına
katılmalıdır. Ulubey yolu üzerinde Sülümenli köyü yakınlarındaki Blaondos ve
Selçikler köyü yakınındaki Sebaste antik kentleridir bunlar.
Uşak’ta ilk yerleşim MÖ 13. yüzyıla tarihleniyor. Assuvalılar, Hititler,
Frigler, Lydia ve Persler, Makedonyalılar ve Bergama Krallığı hakimiyetinde
kalmış bu bölge sırasıyla. Bölgede Roma yönetimi MÖ 129’da başlamış. Bizans
döneminde Türkmen boyları 1076’da ele geçirmişler ve yöreye yerleşen
Türkmenler yerleşime aşıklar anlamında Uşşak demişler.
Cumhuriyetin ilk yıllarında dokumacılığın ön planda olduğu bir sanayileşme
başlamış Uşak’ta. Kalkınmada öncelikli bölgeler arasına giren Uşak,
teşvikler sonrasında deri sanayicilerinin akınına uğramış.
Çevredeki antik kentlerden buluntuların sergilendiği Uşak Arkeoloji
Müzesi’nin önemi, Karun Hazinelerinin sergilenmeye başlanmasıyla birdenbire
artmış. MÖ 6. yüzyıla tarihlenen ve Lidya Krallığı ait bu eserlerin
çıkarıldığı höyükler de ziyaret edilebiliyor.
Uşak yakınlarındaki antik kentlerden Sebaste’ye gidebilmek için önce Sivaslı
ilçesine, ardından Selçikler köyüne ulaşılıyor. Meyve bahçeleri ve tütün
tarlaları arasında izlenebilen antik kent Roma imparatoru Augustos
tarafından Apollon kehanet Ocağı kahinlerinin yol göstermesiyle kurulmuş.
Sebaste Bizans devrinde bir piskoposluk merkezi haline gelmiş. Bugüne ulaşan
çok sayıda kilise kalıntısı bunun kanıtı.
Kentte 66-78 yılları arasında yapılan kazı çalışmalarında bulunanlar bir
depoda kapalı tutuluyor. Bu buluntuların sergileneceği bir müze de yapım
aşamasında, şu anda.
Kalıntıların çok daha iyi durumda olduğu ve daha büyük arkeolojik öneme
sahip Blaundos ise Ulubey yakınlarında. Sülümenli köyü yakınlarındadır ve
işaret levhalarıyla ulaşılır.
Blaundos Makedonyalılarca kurulmuş. Bugün izlenebilen yapılar Roma dönemine
aittir. İnay kasabasından sağlanan suyu taşıyan kemerler,
tapınak biçimli mezar anıtı, avlu içindeki podyumlu tapınak ve imparator
Claudius’a adanmış podyumlu İon düzenindeki tapınak, doğu yamaçlarındaki
stadium ve tiyatro, ören yerinde ayakta kalmış yapılardır.
Uşak, halılarıyla ünlüydü. Ama şimdilerde Uşak halılarından çok Eşme
kilimlerinin sözü ediliyor. 60 köyünde kilim dokunan, üretilen ve satılan
Eşme’nin dört yıldır düzenlenen bir de Kilim Festivali var. Saflı Namazlık,
Selvili namazlık, altınbaş, albaş, aynalı kilim, Takmak kilim yöre
kilimlerinden bazılarının adları...
GÖRÜLECEK YERLER:
Başkomutan Tarihi Milli Parkı, Çevreköy-Akse ve Evren Dede Orman İçi
Dinlenme Yerleri, Blaundos ve Sebaste İlkçağ Kent Kalıntıları, Aziz Mauas,
Ballıkaya ve Delikkaya Kiliseleri, Uşak Ulucamisi, Burmalıcami ve Çakaloz
Camisi, Ali Ağa, Çimcim ve Cankış Çeşmeleri, Cılandras, Beylerhan,
Halıpazarı Köprüleri ve Çanlıkköprü, Şeyh Hacı Kemal Türbesi, Uşak Arkeoloji
Müzesi, Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesi.
|