Çatalhoyük
Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km.
doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir
tepe şeklindedir. Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını
almıştır.
Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve
1965 yıllarında kazısı yapılmıştır. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan
araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır. En erken
yerleşim katı (1) ise M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenmektedir. Stil kritiği
yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır.
İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları
ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir.
Çatalhöyük'teki yerleşimin, yani şehirciliğin en iyi bilinen dönemi 7. ve
11. katlardadır. Dörtgen duvarlı evlerin duvarları birbirine bitişiktir.
Ortak duvar yoktur, her evin kendi müstakil duvarı vardır. Evler ayrı ayrı
planlanmış ve ihtiyaç duyulunca yanına başka bir ev yapılmıştır. Evlerin
bitişik duvarları nedeniyle şehirde sokaklar mevcut değildir. Ulaşım düz
damlar üzerinden olmaktadır. Şehri sınırlayan ve koruyan sur duvarları
niteliğinde herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır. Bina
yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır. Evlerin temel
derinlikleri azdır. Duvarlar arasında ağaç dikmeler vardır. Bu dikmeler
üzerine gelen kirişler düz tavanı taşımaktadır. Tavan üst örtüsü kamış
üzerine sıkıştırılmış kil topraktır. Evler tek katlı olup, eve giriş damda
açılan bir delikten merdivenle olmaktadır. Her ev bir oda ve bir depodan
oluşur. Odaların içinde dörtgen ocaklar, duvarların ön kısımlarında taban
döşemesinden yüksekliği 10-30 cm. arasında değişen sekiler ve duvar içinde
dörtgen nişler bulunmaktadır.Duvarlar sıvalıdır, sıva üzeri beyaza
boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır.
Kutsal odalar diğer odalara nazaran daha büyüktür. Bu evlerin içindeki duvar
resimleri yanında ise orijinal boğa başı, koç başı ve geyik başlarının
sıkıştırılmış kil ile konserve edilmiş trofeleri duvarlara aplike
edilmiştir. Bunların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan
figürleri de görünmektedir. Çatalhöyük'te duvar resimleri en erken 10. en
geç 11. tabakada bulunmuştur. En güzel ve gelişmişleri ise 7. ve 5.
tabakalara aittir. Bu resimler paleolitik insanın mağara duvarlarına yaptığı
resimlerin bir gelenek olarak devamıdır. İnanç olarak avın bereketi için
yapılan resimlerdir. Geç döneme doğru duvar resimlerinde ev sahnelerinin
azaldığı ve kuş motifleri ile geometrik desenlerin ortaya çıktığı görülür.
Duvarlara resmedilmiş olan akbabalar tarafından parçalanan başsız insan
figürlerinin ölü gömme adetleri ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Akbabalar
tarafından et kısmı yenerek temizlenen kemikler toparlanarak hasırlardan
yapılmış bir örtüye sarılır ve ev içindeki şekillerin altına gömülürdü.
Şekiller altında yapılan araştırmalarda çok sayıda iskelet ortaya
çıkarılmıştır. Ölü hediyesi olarak kemikten yapılmış aletler, renkli taşlar,
kesici aletlerden taştan baltalar, deniz kabuğundan yapılmış boncuklar
konmuştur. Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça
kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler
vermektedir. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm.
arasında değişen büyüklüktedir. Şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman
zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir. Bu özellikleri bolluk ve
bereketi temsil etmeleri nedeniyledir. Çatalhöyük'te ele geçen alet ve
malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak ,
baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs
eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir. Pişmiş topraktan iri taneli
hamura sahip, çarksız siyah ve kiremit renkli kaplar ve çanaklar
bulunmuştur. Ayrıca ana tanrıça ve mukaddes hayvan figürü de pişmiş
topraktan yapılmıştır. Kemikten yapılmış kesici ve delici aletler ile
obsidyenden yapılmış mızrak ve ok uçları Çatalhöyük'te kullanılan en önemli
malzemelerdir.
|