Ortaköy Örenyeri
Ortaköy, Çorum İli'nin 53 km. güneydoğusunda, Alaca Ovası'nın
kuzeydoğusunda, Göynücek, Zile ve Amasya Ovalarının birleştiği boğaz
üzerindedir. Ortaköy örenyeri ilçenin 2.5 km. güneybatısında bulunan
Tepelerarası ve Ağılönü mevkiinde yer almaktadır.
Ortaköy örenyerindeki kazı çalışmalarına 1990 yılında Çorum Müzesi
Müdürlüğü'nce başlanmış olup çalışmalara 1991 yılında da devam edilmiştir.
1992 yılından sonra Prof. Dr. Aygül Süel'in başkanlığını üstlendiği kazı
çalışmalarına aynı ekiple devam edilmektedir.
Bölge coğrafi açıdan önemli ve tarıma elverişli oluşu nedeniyle ilk
çağlardan günümüze kadar devamlı iskâna sahne olmuştur. Bugüne kadar
sürdürülen kazı çalışmaları sonucunda, Hitit İmparatorluk Dönemine
tarihlendirilen büyük boy taşlardan yapılmış mabet-saray kompleksi ile bu
binanın 150 m. güneydoğusunda yine aynı teknikle yapılmış üzeri kerpiç
örgülü depo odaları olarak tanımlanan ikinci mekân çıkarılmıştır. Hitit
İmparatorluk dönemi binaları içinde Roma Dönemine ait taş sanduka mezarlara
da rastlanmıştır; bu mezarlarda değişik gömülerin bulunduğu görülmektedir.
Kazı çalışmaları sonucunda anıtsal mabet-saray kompleksi içinde Hitit
tarihine ve kültürüne ışık tutacağı düşünülen 3000'i aşkın çivi yazılı belge
bulunmuştur. Çorum Müzesi'nde korunan, dini ve siyasi konuları içerdiği
bilinen ve bir çoğunun da mektup olduğu anlaşılan tabletler dışında, çeşitli
formalarda seramikler, metal aletler, üçgen objeler, obsidiyenden yapılmış
süs eşyaları ve mühür baskılarıda ortaya çıkarılmıştır.
Ortaköy örenyerinde elde edilen çivi yazılı belgelere bakarak Ortaköy
örenyerinin Hitit Dönemindeki adının Şapinuva olduğu ileri sürülmüştür.
Pazarlı Örenyeri
Alaca'nın 30 km. kuzeyindeki Çikhasan Köyü'nde bulunan Pazarlı örenyeri,
1937-38 yıllarında Türk Tarih Kurumu adına Dr. Hamit Zübeyr Koşay ve Mahmut
Akok tarafından araştırılmış olup yapılan kazılar sonucunda burasının;
Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig ve Klasik Çağlarda iskân edildiği
saptanmıştır. Pazarlı'nın en önemli devrini Frig katı temsil etmektedir.
Yapılan kazılar sonucu Frig Dönemine ait kale kalıntısı ile kale taş
temelli, kerpiç duvarlı, iki katlı binalarda cephe süslemesi olarak kabartma
levhalar kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu dönem levhalarında yürüyen
savaşçılar, aslan-boğa mücadelesi, kentaur, grifon bezemeli hayat ağacına
tırmanan dağ keçileri tasvir edilmiştir. Bu terracottalar (pişmiş toprak
levhalar) Anadolu arkeolojisinin M.Ö. 7.-6. yüzyıla ait en güzel örnekleri
arasında yer almaktadır.
Pazarlı'nın Frig Dönemi yerleşim alanı ve bu alanı çevreleyen kalenin bir
maketi ile yine buradan çıkan seramik ve diğer buluntular Çorum ve
Alacahöyük Müzelerinde, pişmiş topraktan yapılmış çok renkli levhalar ise
Çorum Müzesi ile Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki Frig
seksiyonlarında sergilenmektedir.
Eskiyapar Örenyeri
Alaca İlçesi'nin 5 km. batısında, Alaca-Sungurlu yolu üzerinde, Boğazköy'ün
25 km. kuzeydoğusunda, Alacahöyük'ün ise 20 km. güneydoğusunda yer
almaktadır.
Eskiyapar'da ilk kazı çalışmalarına Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi
adına Raci Temizer başkanlığında 1968 yılında başlanmış olup çalışmalar 1983
yılına kadar devam etmiştir. Bu yıldan sonra kazı çalışmaları bir süre
durdurulmuştur. 1989-1991 yılları arasında Çorum Müzesi Müdürlüğü'nün
denetiminde çalışmalara yeniden başlanmıştır. Bu çalışmalar sonucunda
höyükte kesintisiz bir iskânın varlığı tespit edilmiştir. Höyükte Eski Tunç,
Hitit, Frig, Roma ve iki safhalı Hellenistik Dönemin izlerine rastlanmıştır.
Höyüğün kuzeydoğu ve batı kesimlerinde Hitit İmparatorluk Çağı şehir surunun
temelleri bulunmuştur. Dikdörtgen planlı, avluları taş döşeli bu binalar
Boğazköy ve Alacahöyük'tekilerden farksız olarak, Hitit üslubuna uygun
olarak inşa edilmiştir. Höyüğün güneydoğu kesiminde Eski Hitit Döneminden
kalma mahallesinin yanmış evlerinden çok sayıda pişmiş toprak eserler
çıkarılmıştır. Yine bu alanlarda bulunan kabartmalı kült vazoları burasının
dini bir merkez olduğu görüşünü kuvvetlendirmiştir.
Höyükte Hitit tabakaları altında yer alan Eski Tunç Çağı tabakalarında
yapılan çalışmalarda, bir evin tabanı altında altın ve gümüş objelerden
oluşan bir defineye rastlanmıştır. Gümüş vazolar, Suriye şişesi, gümüş
merasim baltası, değişik tiplerde altın iğne, boncuk, küpe ve bileziklerden
oluşan define, bir taraftan Alacahöyük, Kültepe, diğer taraftan Troya,
Poliochni ve Kuzey Suriye-Mezopotamya buluntularıyla benzerlik
göstermektedir. Bu buluntular halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde
sergilenmektedir.
Yörüklü (Hüseyindede Tepesi)
Çorum İli, Sungurlu İlçesi, Yörüklü Kasabası, Hüseyindede Tepesi olarak
adlandırılan mevkide kaçak kazılar sonucu tahrip edilen alanın Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Protohistorya ve Önasya
Arkeoloji Anabilim dalı öğretim üyeleri Yard. Doç. Dr. Tunç Sipahi ve Yard.
Doç. Dr. Tayfun Yıldırım tarafından görülmesi üzerine Çorum Müdürlüğü'nce
1997 yılında kısa süreli bir kurtarma kazısı gerçekleştirilmiştir.
Yapılan bu çalışma sonucunda Eski Hitit Dönemine ait bir odada aynı döneme
ait kabartmalı iki ayrı vazo parçasına rastlanmıştır. Elde edilen parçaların
restorasyon çalışmaları sonucunda birisinin İnandık vazosu tipinde olduğu
anlaşılmıştır. Diğerinin ise Hitit dini törenleriyle ilgili bir tasvir bandı
olduğu tespit edilmiştir. Bu tasvir bandı üzerindeki en önemli sahneyi ise
Boğa üzerinde takla atan bir akrobat oluşturmaktadır. İnandık vazosu tipinde
olan ve üzerinde 4 tasvir bandı olan büyük vazonun ağız kenarında küçük bir
tekne ve başları içe bakan dört boğa başı yer almaktadır. Tasvir bantlarında
yine Hitit dini törenleri anlatılmaktadır. Kazı sonucunda bu kabartmalı
vazoların yanı sıra Eski Hitit Dönemine ait olan matara biçimli kap ve
yuvarlak ağızlı yüksek boyunlu testiler de elde edilmiştir.
|