ANKARA ETNOĞRAFYA MÜZESİ
Etnografya
Ankara’nın Namazgâh adı ile anılan semtinde, Müslüman
mezarlığı olan tepede kurulmuştur. Anılan tepe Vakıflar
Genel Müdürlüğü'nce 15 Kasım 1925 tarihli Bakanlar Kurulu
kararı gereğince, Milli Eğitim Bakanlığı'na müze yapılmak
üzere bağışlanmıştır. 1924 yılına kadar Anadolu’da Kurtuluş
Savaşı’na katılan, milli kültüre önem veren devrimciler;
Türklerin maddi ve manevi kültü mirasını içeren bir
Etnografya Müzesi'nin kurulmasının gerekliliğine
inanıyorlardı. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı Hamdullah
Suphi Tanrıöver, eski mesai arkadaşı Budapeşte Etnografya
Müzesi şeflerinden Türkolog J. Meszaroş’un müzenin kuruluşu
konusundaki görüşleri sorularak, kendisine hizmet teklif
edildiği, Prof. Meszaroş’un bakanlığa sunduğu 29 Kasım 1924
tarihli raporundan anlaşılmaktadır. Böylece Halk Müzesi'nin
kurulmasına hazırlık yapılmak üzere, 1924’te İstanbul’da
Prof. Celal Esad (Arseven) başkanlığında, daha sonra 1925
yılında İstanbul Müzeler Müdürü Halil Ethem (Erdem)
başkanlığında, eser toplamak ve satın almak üzere özel bir
komisyon kurulmuştur. Satın alınan 1250 adet eser, 1927
yılında inşası tamamlanan müzede teşhir edilmiştir. Müze
Müdürlüğü'ne de Hamit Zübeyr Koşay atanmıştır. 15 Nisan 1928
yılında müzeyi ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Paşa
(Atatürk) müze hakkında bilgi aldıktan sonra, Afgan Kralı
Amanullah Han’ın Türkiye’yi ziyaretleri nedeniyle, müzenin
açılmasına emir buyurmuşlardır. Müze 18.7.1930’da halka
açılmış ve 1938 Kasım ayında Müzenin iç avlusu, geçici kabir
olarak ayrılıncaya kadar açık kalmıştır. Atatürk'ün naaşı
1953'de Anıtkabir'e nakline değin burada kalmıştır. Bu kısım
halen Atatürk’ün anısına hürmeten sembolik bir kabir
şeklinde korunmaktadır, üzerinde beyaz mermere yazılmış şu
kitabe bulunmaktadır. “Burası 10.11.1938'de sonsuzluğa
ulaşan Atatürk’ün 21.11.1938 den 10.11.1953 e kadar yattığı
yerdir.” 15 yıl süreyle Etnografya Müzesi Anıtkabir görevini
görmüştür. Devlet başkanlarının, elçilerin, yabancı
heyetlerin ve halkın ziyaret yeri olmuştur. Bu süre içinde
müzede çalışmalar sürdürülmüş 6-14.11.1956 tarihinde
Uluslararası Müzeler Haftası nedeniyle gerekli değişiklikler
yapılarak, tekrar halkın ziyaretine açılmıştır. Binanın
mimarı Arif Hikmet (Koyunoğlu) Cumhuriyetin ilk dönem
mimarlarının en değerlilerindendir Bina dikdörtgen planlı
olup, tek kubbelidir. Yapının taş duvarları küfeki taşı ile
kaplanmıştır. Alınlık kısmı mermer olup üzerleri oyma
süslüdür. Binaya 28 basamaklı bir merdivenle çıkılır. 4
sütunlu, üçlü bir giriş sistemi vardır. Kapıdan girilince
kubbe altı holüne ve buradan da iç avlu denilen sütunlu
kısma geçilir. Buranın ortasına mermer bir havuz yapılmış,
çatı kısmı açık bırakılmıştır. Daha sonra bu iç avlu
Atatürk'e geçici kabir olarak ayrıldığında, havuz bahçeye
nakledilerek, çatısı kapatılmıştır. İç avlunun etrafında
simetrik olarak büyüklü küçüklü salonlar yer almaktadır.
İdare kısmı müzeye bitişik olup iki katlıdır. Müze önünde at
üstünde duran bronz Atatürk Heykeli 1927'de Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından İtalyan Sanatkarı P. Conanica'ya
yaptırılmıştır. Etnografya Müzesi, Türk Sanatının Selçuklu
Devrinden zamanımıza kadar devam eden örneklerinin
sergilendiği bir müzedir. Anadolu’nun çeşitli yörelerinden
derlenmiş halk giysileri, süs eşyaları, ayakkabı, takunya
örnekleri, Sivas yöresi kadın ve erkek çorapları çeşitli
keseler, oyalar, çevreler, uçkurlar, peşkirler, bohçalar,
yatak örtüleri, gelin kıyafetleri, damat tıraş takımları
eski geleneksel Türk sanatının birer temsilcileridir.
Türklere özgü teknik malzeme ve desenlerle kendi içinde halı
dokuma merkezlerinden Uşak, Gördes, Bergama, Kula, Milas,
Ladik, Karaman, Niğde, Kırşehir yörelerine ait halı ve kilim
koleksiyonu vardır. Anadolu Maden Sanatı'nın güzel örnekleri
arasında XV.Yüzyıldan kalma Memlük kazanları, Osmanlı şerbet
kazanları, güğüm leğen, sini, kahve tepsisi, sahanlar,
taslar, mum makasları vb. çeşitli madeni eserler vardır.
Osmanlı Devri yayları, okları, çakmaklı tabancalar, tüfekler
kılıç ve yatağanlar, Türk çini porselenleri ve Kütahya
porselenleri, tasavvuf ve tarikat ile ilgili eşyalar, Türk
yazı sanatının güzel örneklerinden levhalar bulunmaktadır.
Türk ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden, Selçuklu
Sultanı III. Keyhüsrev'in tahtı (XIII. y.y.), Ahi Şerafettin
Sandukası (XIV.y.y.), Nevşehir Ürgüp’ün Damsa Köyü Taşhur
Paşa Camii mihrabı (XII. y.y.), Siirt Ulu Camii Mimberi (XII.y.y.)
Merzifon Çelebi Sultan Medresesi Kapısı (XV.y.y.) müzemizin
önemli eserlerindendir. VII. Dönem T.B.M.M. üyesi Besim
Atalay’ın müzeye armağan ettiği koleksiyonu çeşitli
devirlere ait Türk sanat tarihlerini içermektedir. Müzede
özellikle Anadolu etnografya ve folkloru, sanat tarihi ile
ilgili eserleri içeren bir ihtisas kütüphanesi
bulunmaktadır.
|