GORDİON (YASSIHÖYÜK)
ANTİK GORDİON YERLEŞİMİ
Frigya Krallığı'nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları;
Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk
nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 18 km.
kuzeybatısındadır. (Ankara’dan 90km.)
İlk kazıların 1901 yılında başladığı Gordion kentinde bulunanlar İstanbul
Arkeoloji, Ankara Anadolu Uygarlıkları ve ören yerindeki müzede
korunmaktadır. Bölgede yapılan kazılarda elde edilen eserler başkentin
tarihinin M.Ö. 8. yy. ortalarına kadar uzandığını göstermektedir. Kent en
parlak dönemini M.Ö. 725 ve 675 yılları arasında yaşamıştır. Kulakları ile
ünlü Midas burada yaşamıştı. Kentin günlük dilde kullanılan bir ünü de
düğümünden geliyor. Büyük İskender Persleri yenip Gordion’u bağımsızlığına
kavuşturmuştu. İskender M.Ö. 333’de kışı Gordion’da geçirdiği sırada
Gordios’un bağladığı düğümü kılıcı ile keserek çözmüştü. Kral Gordios’un
efsanevi arabası ve düğümün bulunduğu tapınak antik kaynaklarda
belirtilmektedir, ancak bu güne kadar bulunamadı. Kazılar devam ediyor,
arkeologların umutlarını yitirmediler.
350 x 500 m. ölçüsündeki Kent Höyüğünde anıtsal bir kapı ile kral ailesine
ait çok sayıda yapı ve ev, kent duvarları kalıntıları ortaya çıkarıldı.
Bunlar Fryg Krallığı’nın parlak dönemine tarihlenmektedir.
Alman ve Amerikan kazıları süresince buradan çıkan ve çeşitli yayınlarda
tanıtılan buluntular, bu yerleşimin tarihini Erken Bronz Çağına (M.Ö. 3000)
kadar götürür.
Gordion, M.Ö. 7. yüzyılın başlarında Kimmerler tarafından tahrip edilmesine
rağmen,
en parlak dönemlerini M.Ö. 750-700 tarihleri arasında yaşamıştır. Birçok
buluntular ve yerleşimdeki tümülüsler 6. yüzyılın sonuna kadar devam eden bu
işgali gözönüne serer. Yine de Gordion, Büyük İskender’in burayı yeniden
onarıp bağımsızlığının kendilerine geri verilmesine kadar (M.Ö. 6. yüzyılın
yarısından itibaren) Persler tarafından yönetilmiştir.
Gordion’da Helenistik dönem Büyük İskender’in burayı fethinden sonra (M.Ö.
300-100) başlamıştır. Sonra Roma Dönemi (M.Ö.1.– M.S.4. Yüzyıl), daha sonra
Selçuklu (M.S.11.-13. Yüzyıl) dönemi başlamıştır. Bütün bu olaylar
Gordion’da 4000 yıl gibi kısa bir sürede olmuştur.
Kent Höyüğü: 350x500 metre ölçüsündeki yassı bir höyük durumundaki
Frig kenti, Sakarya ırmağının hemen doğusunda yer almaktadır. Arkeologlar,
anıtsal bir kapı ile birlikte kral ailesine ait bir çok yapı ve evlere kent
duvarlarına ilişkin kalıntılar ortaya çıkarmışlardır. Bunların tümü Frig
krallığına en parlak dönemine (MÖ 725-667) tarihlenmektedir.
Kent Kapısı: MÖ 8.yüzyılın sonunda yapılmıştır. Yumuşak kireç
taşından 9 metre yükseklikteki kısmı günümüze kadar korunmuş anıtsal bir
yapıdır. Kente asıl giriş 9 metre genişliğinde ve 23 metre uzunluğunda üstü
açık bir koridorla sağlanıyordu. Kapının iki yanında yer alan kulelerin
kente açılan birer kapısı vardır. Tamamı kazılan kuzey avlu depo olarak
kullanılıyordu. Güney avlusu ise Pers kapısının büyük güney duvarının
korunması amacıyla kazılmadan bırakılmıştır.
Kent Merkezi: Höyüğün orta kısmı saraylara ayrılmıştır. Kerpiçten bir
duvar (B) dört yapıyı içeren sarayın birinci avlusunu kent kapısından
ayırmaktadır. Daha kalın bir duvar (E1, E2, E3) iç avluyu kuzey, batı ve
güney yönlerinden çevirmektedir. Olasılıkla bu duvarlar saray yapılarının
doğu yönünce de uzanmakta ve böylelikle onları dışarıdan tümüyle
ayırmaktadır.
Saraylar: Birinci avludaki iki yapı birer megarondur. Megaron 2,
geometrik desenli bir mozaik ile döşenmiştir. Bu mozaik, bilinen en eski
çakıltaşı mozaik örneğidir ve bugün bir kısmı Gordion Müzesi’nde
sergilenmektedir.
Megaron 3: Bu, günümüze kadar Gordion’da çıkarılmışen önemli yapıdır.
İç avluda yer alan yap Frig akropolünün en büyük binasıdır. Yapı, iki sıra
ahşap direkle bir orta ve iki yan nefe ayrılmıştır. Arkeologlara göre orta
bölüm tek katlı ve yüksek bir salondu. Yan kısımlar ise iki katlı ahşap
galeriler şeklindeydi. Megaron 3, MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında inşa
edilmiş en eski yapılardan biri olmalıdır.
Teras Yapısı: Terasın batı kesimindeher biri 11x14 metre
ölçülerinde yan yana sıralanmış 8 adet megaron yer alır. Her birinde ortada
bir ocak ve yanlarda direklerle desteklenen ahşap galeriler bulunmaktadır.
Büyük olasılıkla bunlar sarayın günlük işlerinin görüldüğü yapılardır.
Megaron 3’ün yanına yapılan bir merdivenle yeni oluşturulan terasa geçiş
sağlanmıştır.
|