Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ


Orta Anadolu’nun Ankara’dan sonra en büyük ikinci kenti olan Eskişehir, adıyla pek uyumlu bir görüntü vermez aslında. Yüksekte kalan Odunpazarı semti dışında kent hemen bütünüyle yenidir. Adı, tarihte burada Dorylaerum adlı bir Fryg kentinin kurulmuş olmasından Eskişehir konulmuş. Genç cumhuriyetin ilk sanayileşen kentleri arasında yer aldı, bu alanda epeyce de yol katetti ama ülkemizin tahıl ambarlarından biri olma özelliğini koruyor.Kentin ortasından geçen Porsuk çayı
Ortasından geçen Porsuk Çayı kenti ikiye bölüyor. Ortasından su geçen kentler genellikle güzel olurlar, akarsu ayrı bir güzellik katar kentlere. Bir zamanlar Eskişehir de böyleydi, Porsuk’un kıyısındaki Yalaman Adası denilen ama aslında ada değil kıyı olan yer yaz geceleri neredeyse bütün kentin dolaşmaya çıktığı, onlarca yazlık sinemanın tıklım tıkış olduğu, çay bahçelerinde yer bulmanın sorun olduğu bir gezi yeriydi. Porsuk’un kıyısında kayıklar dururdu, saatle kiralanan kayıklarla gençler yarışırlar, bazen de aheste kürek çekişlerle kızlara hava atarlardı. Aileler de binerlerdi kayığa. Bu yüzdendir ki, hiç deniz görmemiş Eskişehir delikanlıları kürek çekmekte nice deniz çocuğunu yaya bırakırlardı. Bir de bu kara kentinin insanları iyi yüzerler, yüzücülük yalnız Porsuk’tan gelmez, hamamların havuzlarıyla da desteklenir. doğal sıcak sulu ve ısıtma gideri olmadığından giriş fiyatı oldukça hesaplı olan hamamların hemen hepsinde yüzülecek büyüklükte havuzlar vardır öteden beri. Yazın Porsuk’ta kışın Yeni Hamam’ın havuzunda (en büyük havuz oradaydı) idmanlanan gençler yolları denize çıkarsa hiç yadırgamaz, suları kulaçlamaya başlarlardı. Hamamlar duruyor ama Porsuk artık öldü.
Eskişehir’in meşhur lületaşı.
Çok değil 1970’in başlarına kadar böyleydi. Sonra Yediler Parkı açıldı, akşam gezintileri Hamamyolu üzerinden Yediler’e kaymaya başladı. Bu arada Porsuk kirlendi, kentin lağımları çaya verilmişti çoktan. Yalaman Adası apartmanların saldırısına uğradı. Bugün kenti ikiye ayıran Porsuk ne yazık ki kente güzellik katan değil, kirlilik taşıyan bir akarsu haline geldi.
Eskişehir’in hayatında bir de hep tren olageldi. Vagon yapılan cer atelyesinden başlayıp lokomotif fabrikasına uzanan bir demiryolu sanayisi ve kavşakta olduğu için trenlerin hep Eskişehir’den geçmesi kentin kaderine demiryolunu yazmıştır sanki.
Eskişehir Kurşunlu Camisi
Tren İstanbul-Ankara arasında en uzun molayı Eskişehir’de verir. Bundan dolayı Eskişehir İstasyonu ihtiyaç giderme yeridir. Simitlerin en gevreği, salebin en koyusu burada içilir(di). İstasyon da akşam gezintilerinin güzergahları arasındadır. Ve bütün gezintilerde herkes, durmadan ayçiçeği çitler. Sanırım Türkiye’nin hiçbir kentinde çerez olarak buradaki kadar ayçiceği tüketilmiyordur.
Kentin eski dokusu kısmen Odunpazarı’nda görülebiliyor. 1220’de yapılmış Alaaddin Camisi günümüze ulaşabilmiş tek Selçuklu, 1525’de yapılmış Kurşunlu Camisi de (Mimar Sinan’a malediliyor) tek Osmanlı yapısı. Eski evlerden epeyce ayakta kalan var. bazıları da çok bakımlı.
Kurşunlu Camisi’nde açılan 1974’de yeni binasına taşınan Arkeoloji Müzesi Şehitlik diye tanınan semtte, Cumhuriyet Lisesi arkasındadır. Kent ayakta kalan tarih açısından çok zengin sayılmasa da müze çevreden bulunan eserlerle zengindir ve gezmeye değer.
Kolay işlenen ve az bulunan. Lületaşı Türkiye’de yalnız Eskişehir’de çıkmaktadır. Çeşitli süs eşyaları yanında pipo yapımında kullanılan lületaşı kentin önemli ihraç ürünlerinden biridir.
Eskişehir’in yakın geçmişinden sözederken Eskişehirspor’u unutmak olmaz. Anadolu’dan çıkıp İstanbul’un büyük takımlarına kafa tutabilen ilk futbol takımı Eskişehirspordu. Eskişehirliler de en organize taraftar korosu olarak Amigo Orhan’ın şefliğinde en az takım kadar ünlüydü. Şimdilerde ikinci ligde çabalıyor.
Günümüzün Eskişehir’i ise yaz dışında gidenlerin hemen farkedeceği gibi bir gençlik kenti. Anadolu Üniversitesi’nin büyük öğrenci kitlesi hemen farkediliyor. Gençleri cezbeden mekanlar da ardarda açılıyor.
Bulgaristan, Yunanistan, Kırım, Kafkasya, Romanya Türkiye’ye göçmen veren ne kadar ülke varsa hepsinden gelmiş göçmen bulunur kentte. Son göçmenleri de Türkiye’nin dört bir tarafından gelen öğrenciler olmalı.

ESKİŞEHİR ÇEVRESİ
Kentin mesire yerleri, Kütahya yolu üzerinde, kent merkezine 10 km. uzaklıktaki Orman Fidanlığı, Çifteler ilçesinde dere ve su kaynakları, taze balık bulunan Sakarbaşı, yüzülen ve kayık gezintisi yapılabilen baraj gölü Regülatör’dür.
Kente özgü yiyecekleri de deneyebilirsiniz. Bir Tatar yemeği olan çiğbörek veya pek bilinmese de çok iyi olan köftelerini tavsiye edebiliriz.
Seyitgazi
Kent merkezine 40 km. uzaklıktaki Seyitgazi ilçesinde büyük bir külliyede Seyit Battal Gazi’nin türbesi bulunmaktadır. 1208 yılında yapılmış, 1551’de onarım görmüştür.

YAZILIKAYA - MİDAS ŞEHRİ
Seyitgazi-Afyon yolu üzerinde seyredildiğinde, Frig ya da yazılıkaya yaylası diye bilinen ve Anadolu’da ilk çağ yerleşimlerinden sayılan bölge, Frig döneminin önemli kaya anıtlarını içerir. Bu az bilinen ve geçilen yolun pitoresk görünümü içine çeşitli anıtlar serpilmiştir.
Midas Şehri’nde Yazılıkaya
Kümbet ya da Mehros Şehri diye bilinen yöre de bunlardan biridir. Köy evlerinin arasında göze çarpan kümbet, mezar taşı benzeri taşlar ve kaya oyukları esrarengiz bir hava verir çevreye.
Midas şehri
Eskişehir ya da Sivrihisar yönünden gelecekler için Çifteler yoluyla ulaşılabilen Yazılıkaya köyü ise Midas kenti diye bilinen örenin ve Frig anıtlarının en görkemlisi Yazılıkaya’nın bulunduğu yerdir.Doğuya bakan ve köyünbatı ucunda yeralan yazılıkaya üstündeki yazıtta okunabilen Midas ismi nedeniyle Midas anıtı diye de bilnmektedir. Kaya yüzeyine Frigler’in çok sevdikleri geometrik bezemelerle oluşturulan cephe tepede üçgen alınlıkla sonlanıyor. Alınlığın ortasında kıvrımlar yapan süsleme öğesi olasılıkla Frigler’in kerpiç ev dekorasyonundan kaynaklanmaktadır. Alttaki kaya nişi, yörede sıkça görülen olasılıkla da Kybele’ye yönelik sunuların konulduğu bir girinti olarak yontulmuştur. Yazılıkaya’nın sol tarafından bulunan yazıtlı dinsel yapının kayalarda çatısını belirtir eğimli oyuklar görülmektedir. Yazılıkaya’nın fotoğraflanması için sabah ve kuşluk vakti önünde olunması gerekir. Midas kentinin üstüne çıkan merdivenlerin kıyısındaki kayalıklarda Geç Hitit sitilinde kabartmalar bulunmaktadır. Yörede Küçük Yazılıkaya, Maltaş ve Kırık Aslantaş adında kaya anıtları da bulunmaktadır..

Yunus Emre Köyü
Mihalıççık ilçesinin güneyinde demiryolu kenarında bulunan Yunus Emre köyünde halk edebiyatının büyük ustası Yunus’un anıtmezarı vardır.
Yunus Emre’nin bir çok yerde daha mezarı bulunmaktadır. Hangisinin gerçek mezar olduğu ise bilinmemektedir.

İnönü
Yerleşme tarihi Frig’lere uzanan ama önemi Kurtuluş savaşı sırasında İnönü savaşlarıyla artan İnönü’de 1073 yılında yapılan Hoca Yadigar Camisi ile Şeyh Kuddusi Camisi görülebilir. İnönü’de ayrıca planör ve paraşüt eğitim kampları da bulunmaktadır.

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa