Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ

 

Kayseri Cumhuriyet alanı ve Kayseri Kalesi’nin surları.İnsanların işbilirliği, girişimciliği ve haydi açık söyleyelim uyanıklığı, bir de pastırması ile ünlü Kayseri tarihin bilinen en eski dönemlerinden beri bir yerleşim yeri olmuştur. M.Ö. 380-M.S. 17 yılları arasında Kapadokia bölgesinin başkentiydi. 17 Yılında Roma egemenliğine girdi. Sonra Bizans’ın eline geçti. Dört kez aralıklarla Arap egemenliğinde kaldı. 1071’de Selçuklular kenti aldı. Beylikler dönemini yaşadıktan sonra 1015’de kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
Asur Ticaret Kolonileri çağında bir ticaret merkezi olan kent, günümüzde de eskiden gelen şeker, dokuma ve uçak fabrikalarıyla ve yeni filizlenen tekstil ve diğer ürünleri ile canlı ticaret yaşamını sürdüren sanayileşme hızı da yüksek olan bir Orta Anadolu şehridir. Eski kent merkezi dışındaki kısımları ile de modern bir kent görünümü dikkatinizi çeker.
Kayseri ve ilçelerinde yeryeşim çok eski tarihlere gidiyor.

Kayseri Kalesi
Cumhuriyet Alanı’ndaki kalenin kuzeyindeki surlar Bizans yapımıdır. Diğer kısımları Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat (Ölümü 1236) tarafından Moğol saldırılarına karşı yaptırılmıştı.
Kalenin yazıtlarından 1432 ve 1466 yıllarında onarım gördüğü anlaşılmaktadır. İç ve dış kale olarak iki kısımdır. Kale duvarları 3 metre genişliğindedir. İç kale iyi korunmuş durumdadır. İçinde Fatih Mehmet’in yaptırdığı cami ve çeşmenin kalıntıları görülmektedir. Dış kaleden kalan burçlar kentin çeşitli mahallelerinde görülebilir. Talas Caddesindeki burçlar (Yoğun Burç) en sağlam durumda olanlarıdır.
Sahabiye Medresesi Cumhuriyet Alanı’ndan İstasyon Caddesi’ne giderken göreceğiniz 1267 yapımı Selçuklu Medresesi Selçuklu eserlerinin sergilendiği bir müze haline getirilmiştir.
Şifaiye Medresesi İstasyon Caddesi yakındadır. 1205 yılında hastane ve medrese olarak yapılmış olan bu Selçuklu eseri Anadolu’nun ilk tıp fakültesi sayılabilir. Şimdi de Kayseri Üniversitesi’nin rektörlük binası olarak kullanılmaktadır.
Kayseri’de geçmişin izlerini ve modern kentin özelliklerini bir arada görebilirsiniz.


Honat (Huand) Hatun Külliyesi
Cami, medrese, türbe ve hamam yapılarından oluşan ve Anadolu Selçuklularının ilk külliyesi olan yapı 1238’de yapılmış. Medrese iki eyvanlıdır. Avluda 16 oda ve türbe girişi ile büyük dersane bulunur. Hamam ise çifte hamam planındadır. Erkekler ve kadınlar için ayrı bölümleri vardır. Kayseri Kalesi’nin karşısında bulunan külliye 1969’da restore edildi.
 

Arkeoloji Müzesi
Honat Hatun Külliyesi’ni yaptıran Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın karısı Mahperi Hatun’un türbesi yanındaki müze 1929’da açıldı. Müzede Prehistorik çağ seramikleri, Kültepe kazısında bulunan tabletler, Hitit eserleri, Kululu heykelleri, Frig, Roma ve Bizans seramikleri, cam ve madeni eserler, büst ve steller sergileniyor.
Keykubatiye Sarayları: Alaaddin Keykubat’ın 1224’te yaptırdığı yazlık yapı topluluğudur. Üç köşkten oluşur.
İstanbul Caddesi’nde park yanındaki Kurşunlu Camisi (1584) Mimar Sinan eseridir. 1941’de restore edilen cami kesme taştan yapılmış dört köşeli bir yapıdır.
Küllük Camisi 1210 yapımıydı, 1335 depreminde hasar görüp onarıldı, son onarım 1968’de yapıldı.
İstasyon Caddesi’ndeki Sahabiye Medresesi (1267), Hacı Kılıç Camisi ve Medresesi (1249) diğer Selçuklu eserleridir.
1859’da yapılmış 500 dükkanın bulunduğu tarihi Kapalı Çarşı hem alışveriş hem de tarih amacıyla geziliyor.
 

Erciyes Dağı
Kentin simgesi nereye gitseniz hep karşınızda duran Erciyes Dağı’dır. Başı dumanlı ve her zaman karlı bir dağdır. 3900 metre yükseklikte dev bir volkanik dağ antik çağda da aynı heybetiyle, üstelik aktif bir yanardağ olarak insanları çok etkilemiş. Antik Mazaka kentinde insanlar öylesine ürkmüşler ki ateşinden ve öylesine büyülenmişler ki heybetinden, sikkelerinin üstüne tepesinden ateşler çıkarırken betimlemişler Erciyes’i.
Erciyes’in yamaçlarında, lavlardan oluşmuş eklenti konilerinden ikisinin içinde yağmur sularının birikmesiyle Cora gölü ve Sarı Göl oluşmuş. Göllerin çevresi ve dağın etekleri, bu yaşlı yanardağa, yeşilliğiyle, meyve bahçeleriyle meydan okuyor. Erciyes doğal güzelliklerinin yanında, bir kış sporları merkezidir.
Kayseri’nin simgesi sayılan Erciyes Dağı iyi bir kayak merkezi olmak için bütün doğal özelliklere sahip, ancak nitelikli otel açığı var. Dedeman Hotel de 2000 yılının Mayıs’ında bir anlaşmazlık nedehiyle kapandı.
Kayseri’nin 25 km. güneyindeki Erciyes kış sporları merkezi’ne çıkmak için otobüsle Hisarcık kasabasına gidip oradan taksiye binmek gerekiyor. Erciyes kayak pistleri tozlu karı, eğimi ve uzunluğu ile dünyanın en iyi kayak pistleri arasında sayılıyor. Kayak pistlerinin uzunluğu 3200 m’dir. 2 teleski, 1 telesiyej vardır. Tekir yaylasında biri özel 6 konaklama tesisi bulunmaktadır. ( Kayak merkezinin en iyi oteli olan Dedeman kitabımız baskıya girerken bir anlaşmazlık yüzünden kapandı. )
 

Kenesh (Kültepe): Kent merkezinin 22 km kuzeydoğu yönünde bulunan Kültepe İç Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biridir. Burada yapılan kazılar sonucu tarihi aydınlatan bir çok yazılı belge bulundu. Kapadokia Tabletleri olarak anılan, pişmiş toprak zarf içinde bulunan tabletler Asurlu tüccarların ticari ve özel mektuplarıdır. Tabletler, alım, satım, borç, faiz, vergi, köle satışı, büyü, evlenme, boşanma gibi çeşitli konuları işlemektedir. Yörede Karahöyük (Kara Ev) diye bilinen höyükte ilk kazılar 1893 yılında Fransızlar tarafından yapıldı. Höyük 450 x 550 metre boyutlarında, 20 metre yüksekliğindedir ve dört kat halindedir.
Kaplıcalar: Bayrampaşa Kaplıcası, merkeze bağlı Bayramhacı köyüne 1.5 km. uzaklıktadır. Kaplıca suyu üç ayrı kaynaktan çıkar. Kaplıca özellikle romatizma ve gut hastalıklarına iyi geliyor. 40 derece sıcaklıkta olan suyunun romatizma ve mafsal ağrılarına iyi geldiği söylenen Tekgöz Kaplıcası ise Yemliha köyündedir. Her iki kaplıcada da tesis bulunuyor.
Yeşilhisar İçmesi: Kaynaktan 20 derece sıcaklıkta, saniyede 0,4 litre su çıkan içmenin suları mide ve bağırsaklar üzerinde uyarıcı etki yapıyor. Kaynak yanında bir konaklama tesisi var.


SULTAN SAZLIĞI

Kayseri’den halıları ile ünlü Yahyalı yoluna girip Ovaçiftlik Köyü’ne varacaksınız. Göl köyün hemen yanında. Kayseri-Yahyalı otobüsleri ile de gidebilirsiniz. Ovaçiftlik’te ineceksiniz. Yeşilhisar ve Develi otobüsleri ile de ulaşabilirsiniz. Göl çevresinde 13 köy bulunuyor. konaklama tesisi yok. Kayseri’de veya Kapadokya’da (Nevşehir) konaklamanız gerekiyor. Kuş ülkesi Sultan Sazlığı üç gölden oluşuyor. Bu yörede göçmen veya yerli 251 kuş türünün barındığı saptanmış. Yeryüzünde soyları tükenmekte olan 72 kuş türünün 20’si Sultan Sazlığı’nda kuluçkaya yatıyor. Üstelik turna, balıkçıl, flamingo ve kaşıkçı kuşlarının birarada kuluçkaya yattıkları Avrupa’nın tek alanı Sultan Sazlığı. Çevre bataklık olduğu için ağaç da yoktur. Gölün kıyıları genellikle sazlıktır. Gölde çoğu insana pek güven vermeyen sandal-sal karışımı şeylere binip gezinti yapılabilir. Kayseri’nin ilçelerinde de ticari hayat canlıdır. Yahyalı, Develi ve Bünyan eskiden beri halıları ile tanınıyor.

YAHYALI KAPUZBAŞI ŞELALELERİ

Kayseri’nin Yahyalı İlçesi, halılarıyla olduğu kadar, Kapuzbaşı şelalesiyle de ünlü.
Kayseri-Develi yoluyla Yahyalı’ya ulaşılıyor önce. Yol düzgün. Ama hem Yahyalı’yı görmek ve hem de Kapuzbaşı şelalelelerine gidebilmek için sabah erken çıkmalı yola.
Aracınız arazi aracı ise ya da altı yüksekse çekinmeyin. Diğer türlü sıkıntı çekebilirsiniz. Yahyalı-Kapuzbaşı arasındaki 76 km’lik yol, stabilize, toprak, engebeli, dar ve virajlı. Yaklaşık 2 saat sürüyor. Ama böyük bölümü orman içinden geçen yolun manzarası keyif verici. Yorgunluğu alıp götürüyor.
Karpuzbaşı Şelalesi
Kapuzbaşı Şelaleleri, Aladağ Milli Parkı sınırları içinde.
Şelale, Aladağlar trekking parkurunun en güzel durak noktalarından biri. Adana-Kayseri arasındaki Aladağlar geçişini 5 günde tamamlayan gruplar, 4. gün Kapuzbaşı Şelaleleri’nin yanıbaşında çadır kurup konaklıyorlar. Denizden yüksekliği 2000 metre olan bölgeye, yaz aylarında gidilmeli.
Kapuzbaşı’da, 70 metre yükseklikten ve 7 ayrı noktadan dökülen Aladağ ve Aksu çayları, muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Debinin çok yüksek olması nedeniyle, su zerrecikleri çok geniş bir alana yayılıyor ve yaz aylarında keyifli bir serinlik duygusu yaratıyor.
Şelalelelerin bulunduğu geniş alanda, kamp kurulabilecek bir düzlük ve kır lokantası var. Lokantanın menüsünde ise alabalık.
Yahyalı Şelalesi
Kapuzbaşı sonrasında dilerseniz, kestirme ama toprak yolla Aladağlar üzerinden önce İmamköy’e ardından da Kozan ve Adana’ya gidileb iliyor.
 


                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa