Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ


Arhavi


Sahil yolunu izliyor ve Arhavi’ye geliyoruz. Artık Artvin sınırları içindeyiz. Arhavi bölgenin en gelişmiş ilçesi. Fındıklı, Hopa, Sarp gibi yerlerdeki üst düzey memurlar Arhavi’de ikamet etmeyi tercih ediyorlar. Ağaç oyma işlemeli camilerin ilk zenaatkarları Arhavilidir. İlk alçı dekorasyonun da Arhavi’de başladığı ileri sürülür. Arhavi’ye temmuz ortasında giderseniz eğer, kültür ve sanat festivali etkinliklerini de izleyebilirsiniz. Resim ve el sanatları sergileri, folklor gösterileri, atletizm, rafting, denizde balık yakalama yarışmaları hep bu festivalin
Arhavi kapsamındaki etkinliklerdir.
Arhavi çevresinde şöyle bir dolaşıyoruz. Ciha Kalesi Cenevizlilerden kalma. Kayaların üstüne oturtulmuş ilginç bir mimari yapısı var. Zirveye kadar trekking, zirvede ise hava sörfü yapılabiliyor. Kale’ye arabayla çıkılabildiğini not edelim.
Arhavi’nin Burun doğal plajı çok ünlü. İncecik çakıl taşları çeşit çeşit renkleriyle insanı büyülüyor. Toplamadan edemiyoruz. Deniz son dterece temiz. Kendimizi serin sulara bırakıyoruz. (Arhavi çevresi hakkında ayrıntılı bilgi almak ve fahri rehberlik hizmetlerinden yararlanmak için 0.466. 312 26 04 no.lu telefondan Ali Batum’u arayabilirsiniz. Sayın Batum Arhavi’ye geçen baskımızda şöyle bir dokunulup geçilmesine dayanamamış ve bize hem bilgi ve hem de fotoğraf göndermişti. Batum’ların çoğalması GEZİ’nin eksiklerinin azalması sonucunu yaratacağını tekrar hatırlatalım.)
Arhavi Tüneli’ni geçiyoruz ve Hopa’dayız. Kıyıdan devam edersek 18 km. sonra Sarp’a geliriz. Sarp Kapısı’nın adını duymuşsunuzdur. Görmek isterseniz gidiş-dönüş 1.5 saat yol yapmalısınız. Ama yolu çok bozuk ve aslında görülecek pek bir şey de yok. Sarp sınır kapısının açılması ile bölgede ticaret canlanmış ancak bunun yanı sıra tuvalet gibi basit alt yapı sorunları dahi çözülememiş durumdadır. Kıyı boyunca geçtiğimiz Arhavi ve Hopa bir tarafı masmavi deniz, bir tarafı dağlara yaslanmış yeşillikler içinde tipik karadeniz kasabalarıdır. Yol üzerinde; Kopmuş, Kemal paşa ve Sarp Plajlarından denize girilebilir. Arhavi’de belediye tarafından yapılan bir plaj vardır.
Hopa’dan güneye yönelip yarım saat yol alınca 1860 metre yüksekliğindeki Cankurtaran Geçiti’ni aşarak Borçka’ya geliriz. Tarihi Borçka köprüsünü geçtikten sonra iki saatlik bir yolculukla Karagöl’e gidebiliriz. Yol epeyce bozuk. Borçka’dan yola devam ettiğimizde Çoruh Vadisi’ne giriyoruz. İklim birdenbire değişiyor. Sanki Akdeniz’deyiz.
Artvin’e geldik. Şehir merkezine virajlı bir yolu tırmanarak giriyoruz.

ARTVİN
Artvin uzun yıllar Pontus krallığı yönetimi altında kalmış,Fatih’in Pontus devletini yıkmasıyla Osmanlı’lara bağlanmış. 1878 Berlin Antlaşması ile Çarlık Rusyası’na bağlanan Artvin, tekrar Türkiye topraklarına katılmış.
Tarih içinde bir çok medeniyeti barındırmış olan Artvin’de bir çok tarihi yapı bulunmakta. Özellikle sarp kayalar üzerine kurulu kaleler dikkat çekiyor. Artvin, Ardanuç ve Şavşat kaleleri bunlara örnek verilebilir. Yusufeli, İşhan, Rabat, Tekkale ve Cevizli (Şavşat’ın 6 km kuzeydoğusunda) kiliseleri halen ayaktadır. Arhavi’deki Çifte Köprü önemli eserlerden biri.
Çoruh'taArtvin’i, el değmemiş tabii güzellikler beldesi olarak tanımlamak mümkün. Özellikle son dönem yayla turizmi ve rafting yaygınlaşıyor. Şavşat’daki Karagöl, Borçka’daki Karagöl, Şavşat Yaylaları ildeki doğal güzelliklere yalnızca bir kaç örnek.
Borçka - Hopa yolu üzerindeki Çifte Köprüler Bölgesi geniş ormanlık bir alanda derelerin birleştiği bir nokta. Konaklamak için otel ve restaurant var. Bol miktarda alabalık üretiliyor. Artvin’in ünlü bir yemeği de cağ kebabı.
Artvin - Ardanuç arasındaki Cehennem Deresi Kanyonu Colorado’daki Büyük kanyondan sonra bilinen en büyük ikinci kanyondur. Tabii buralara yanınızda yöreyi iyi tanıyan birisi olmadan gitmeye kalkmayın.
İl merkezinin 8. km. batısında 1200 metre yükseklikte bulunan Kafkasör Yaylası doğal güzelliği yanı sıra, her yıl haziran ayında yapılan boğa güreşleri ile de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmekte.
Özellikle kış sporları için çok uygun doğal bir piste sahip. 22 bungalovluk bir konaklama tesisi var.
Artvin’den gelirken tırmandığımız virajları inerek ayrılıyoruz. Çoruh Vadisi’ndeyiz tekrar, nehrin akış yönünün tersine yukarıya doğru idare eder bir yolla 1.5 saat gidince Sukavuşumu’na, yirmi dakika sonra da Yusufeli’ne ulaşıyoruz. Yusufeli tam bir meyve cenneti. Konaklayacak küçük otel ve pansiyonlar bulabilirsiniz. Nehrin kıyısındaki Barhal Otel’in bahçesinde yemek yiyebilirsiniz. İlçede Dörtkilise’yi görmeli. Meyve bahçelerini de gezebilirsiniz. Barhal Altıparmak) Köyünde tarihi bir kilise var.
Karadeniz burada bitiyor. batıdan doğuya uzun ve keyifli bir yolculuk yaptığınızı umuyoruz. buradan yol Erzurum’a gidiyor.

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa