Heraklia
(Herecleia)
Söke'den
Milas'a giden ana yola girildiğinde, Bafa gölüne kadar devam edilerek, sola
dönülür, bir kaç kilometre daha gidilerek, Heraklia mabetlerinin
görülebileceği modern bir köye varılır. Bu yörede M.Ö. 6.yüzyıldan beri
insanların oturduğunu gösterir çanak çömlek bulunmuştur.
Esas olarak kısaca Latmus denilen kent, Karya Kralı Mozolus tarafından M.Ö.
4.yüzyılda fethedilmişti. Mozolus burada 3 metre kalınlığında hacimli şehir
duvarları ve yanısıra savunma kuleleri inşa etmiş, bu kuleler sahilden göle
kadar Latmus dağı bayırlarına kadar uzanmıştı. Bu arada bu kendin adını
Heraklia olarak Yunan usulü değiştirmişti. Bir yandan buranın değerini
ziraat ve deniz kökenli ticaret merkezi olarak arttırırken, diğer yandan da
bir savunma kasabası haline getirerek, imparatorluğunun kuzey sınırlarını
koruyordu. Daha sonra, İskender'in hakimiyeti sırasında, kentin önemi
giderek azaldı ve bu düşüş, Latmus Körfesi'nin alüvyonlarla dolmasına kadar
sürdü ve bu dolgu sırasında Bafa Gölü oluştu. Böylece Heraklia'nın iyi
günleri sona erdi.
Yunan mitolojisinde Heraklia, yakışıklı bir çoban olan Endimon'un ülkesidir.
Zeus, Endimon'a ebedi gençlik ve uykuyu bahşetmişti. Ay tanrıçası Selena onu
uyurken görüp aşık olmuş ve söylenildiğine göre elli kız çocuğu doğurmuş.
Endimon Mabedi şehrin güney kısmında bugün bile görülebilir; burası at nalı
şeklinde bir meclis salonu, bir antre ve sütunlu bir ön avludan ibarettir.
Mozolus bu şehri, Yunanlıların çok sevdiği ızgara biçiminde geliştirdi;
aslında krallığının medilini de buradan almıştı. Eski kentin birçok dar
sokağı ve taş basamakları ile teras duvarları, evler ve yaşayan kayalar
içine oyulu mezarlar hala görülmektedir. Gölün yükselen su seviyesi
nedeniyle, bunların çoğu artık su altındadır.
Aslında büyük sütunlarla çevrili olan Pazar yerinde, kapıları ve camekânları
halâ açıkça görülebilen sıra sıra dükkanlar vardır. Pazar yerinin dışında
yükselen bir kaya kümesi üzerinde ise M.Ö. 3.yüzyılda inşa edilen Atena
tapınağı yer alır. Bu tapınağın epey bir kısmı hala ayaktadır.
Ayrıca Amfitiyatro, Nimfeum ve gymnasium yanındaki Roma Hamamları da
görülebilir.
Latmus dağı kutsal olma ününü en azından Orta Çağlara kadar sürdürdü.
Rahipler ve münzeviler tarafından kullanılan basit kulübelerin kalıntıları
halâ ıssız dağ kenarlarındaki kayaların arasındadır. Bu arada bir bizans
kalesi de Heraklia'nın göl kalesindeki şehir duvarına hükmeder.
![](../images/el.jpg)
|