FETHİYE
Her
kent, her deniz bir renkle anılsaydı Fethiye’ye türkuaz yakışırdı. Türkuaz
yeşile çalan mavi demek ve Türk’ten üretilmiş, Türk çinilerinin mavisinden.
İşte mavinin bu en güzel tonu gelip Fethiye’de Ölüdeniz’e oturmuş.
Akşamüstü, günbatımına doğru doğa harikası Ölüdeniz’de, başka hiç bir
denizde göremeyeceğiniz türkuazı yakalayacaksınız. Mavi desen mavi değil,
yeşil desen yeşil değil ama hem mavi, hem yeşil. Anlatması zor.
İyisi mi siz gidip kendiniz görün de vurgun yemiş gibi olun!
Fethiye’ye varıp da kalacağınız yere yerleştiniz mi, önce bir çarşısını
dolaşın. Oldukça iyi korunmuş,
yapılaşmanın kontrol altında tutulduğu, daracık sokakları gölgeli, küçücük
meydanlarıyla sevimli çarşısını dolaştınız mı kendinizi artık Fethiyeli
hissedeceksiniz. Yabancılığınızı unutacaksınız da yıllardır burada
yaşıyormuşsunuz gibi bir duygu saracak içinizi.
Akşam olunca çarşının rengi ve havası değişiverir. Lokantaların, barların
zamanıdır artık. Balıklar ızgarada cızırdamaya başlamış ve ortalığı hafiften
bir anason kokusu sarmaya başlamıştır. Gündüzün sıcağı da geride kalmış,
akşamın serinliği egemen olmuştur.
Kentte ayakta kalmış en eski islam eseri Cezayirli Hasan Paşa’nın yaptırdığı
camidir. (1791)
Fethiye’nin antik çağdaki adı Telmessos’du. Telmessos kalıntıları şehirle iç
içedir.
Telmessos
Lykia uygarlığının Karia sınırındaki bu önemli kentinin kuruluşu efsanede
şöyle anlatılıyor: Tanrı Apollon Finike kralı Agenor’un küçük
kızına sevdalanır. Ama kız çok utangaçtır ve Apollon’un aşkına bir türlü
karşılık vermez. Bunun üzerine Apollon küçük sevimli bir köpeğe dönüşerek
kendini kıza sevdirir. Bir oğulları olur ve adını Telmessos koyarlar. Kentin
antik adı da buradan gelir.
Perslerin tüm Lykia kentlerini ele geçirmesiyle Telmessos da Pers
egemenliğine girer. İskender’in Persleri yenmesiyle onun, daha sonra Bergama
Krallığı’nın egemenliğini yaşar. Bergama’nın çöküşüyle Lykia Federasyonu’na
bağlanır. 1284’de Menteşeoğulları, 1424’de Osmanlı topraklarına katılır.
Bugünkü adı 1934’de şehit pilot Fethi Bey’e izafeten verilmiştir.
Antik
çağda Telmessos kahinler kenti olarak ünlenmişti.
Eski kent Telmessos Fethiye’nin sırtını dayadığı dağın üzerindeydi.
Buluntular Fethiye Müzesi’nde sergilenmektedir.
Başınızı kaldırıp baktığınızda yamaçta Amyntas Kral Mezarı’nı göreceksiniz.
İon sitilindeki anıt mezarın cephesi iki sütunludur. İçeride üç taş peyke
bulunmaktadır. Kentin içinde ve çevresinde birçok kaya mezarı göreceksiniz.
Akropol tepesinde Aziz John Şovalyelerinin yaptığı sanılan bir kalenin
kalıntıları vardır.
Telmessos antik kent kalıntılarının bir bölümü, şimdiki Fethiye ile iç
içedir. İskelenin hemen üzerinde sürdürülen kazılar sonucu kentin
anfitiyatrosunun bir kaç basamağı ortaya çıkarıldı.
Plajlar
Fethiye merkezinin çevresindeki en tanınan plajlar Çalış ve Karagözler
plajlarıdır. Çalış plajı körfezin açığında yol kıyısında uzun (5 km.), dar
kumsallıdır. İyi rüzgar aldığı için sörfe çok uygundur. Dört km. uzaklıktaki
plaja otobüs ve minibüs seferi düzenli ve çok sıktır. Yol ve kumsal boyunca
çok sayıda otel sıralanır.
Yakın çevre
Fethiye’nin
çevresindeki güzellikleri görmek, otel ve önündeki plajla kendinizi
sınırlamak istemiyorsanız epeyce dolaşılacak yer bulacaksınız. Adı çok
bilinen ve dolayısı ile kalabalık olan plajların dışında yerleri de
seçebilirsiniz. Otomobiliniz varsa Oyuk Tepe denilen burnun etrafını
dolaşmalısınız.
Biraz spor yapmayı isterseniz bu işi yürüyerek de yapabilirsiniz. 1. ve 2.
Karagözler’i, limanı geçin sağa doğru deniz kıyısını izleyin. Doğayla çok
güzel uyum sağlamış Letoonia Tatil Köyü’nü geçip devam edin.
Manzara müthiş güzel, yüksekten aşağıda denizin, denizde kayıkların
görüntüsünü fotoğraflayın. Her yer çamlık, havada mis gibi çam kokusu
duyuyorsunuz. Uçurumun dibinde güzel koylar birbirini izliyor. Koyların bir
çoğuna inebiliyorsunuz. Birinde tuvalet ve büfe bulunan bir plaj var ve çok
güzel. Yol yarımada biçimindeki burnu dolaşıyor, Kalemya Koyu’nda bitiyor.
Hillside Beach Club’de konaklamıyorsanız koya giremiyorsunuz.
Tepeden manzarayı seyretmekle yetinecekseniz. Öbür taraftan dolaşarak geri
dönüyorsunuz. Dönüş yolunuz deniz kenarından değil ama gene de güzel, çamlar
arasından ve asfalt. Bu geziyi denizden tekneyle de yapabilirsiniz.
Yol üzerindeki koylardan biri Kalemya’ya bitişik koy olan Boncuk Koyu. Koy,
su sporları ve yüzmek için son derece elverişli.
Mavi yolculuk ve günübirlik gezi teknelerinin uğrak yerlerinden biri olan
Turunç Pınarı koyuna da karayoluyla ulaşılabiliyor. Tepeleri turunç
ağaçlarıyla çevreli içinde tatlı su pınarı bulunan koyda Balıkçı Osman’ın
Yeri diye bilinen salaş tesisler var. Koya gelenler dalından taze meyve ve
sebze toplayabiliyor, masalarını balıkla donatabiliyor ve Balıkçı Osman’ın
animasyonlarıyla eğlenebiliyorlar.
Yemeğe kalanlar buğulama ya da ızgara balık, jumbo karides, istakoz,
karavide gibi kabuklular ve salata yanında mutlaka zeytinli ekmek de
istemeliler. Sele zeytini, kuru soğan, peynir, maydanoz, dereotu, nane,
domates, yeşil biber, karabiber ve kimyon gibi malzemeler kullanılıyor
zeydinli ekmek hamurunda İstenirse karides te ilave edilebiliyor. Ve odun
fırınına veriliyor.
(Balıkçı Osman: Tel, 542.
423 52 15)
ŞOVALYE ADASI VE 12
ADALAR
Çevre koy ve adalara tekne gezisi
Fethiye Körfezi’nin batı ve kuzeybatı yönünde sıralanmış adalara iskeleden
motor turları düzenlenir. Tekneler sabah saat 10-11 arası kalkar ve akşam
üzere dönerler.
Fethiye Körfezi’nin ağzında, körfezi koruyormuş gibi yerleşmiş adadır
Şovalye Adası. Rodos Şovalyelerinin kullandığı adada bugün de yerleşim
vardır. Yazlıklar, motel ve cafe bulunan ada körfezin Göcek bölümündeki 12
Adalar’a düzenlenen turların dönüşünde son mola yeridir. İskeleden adaya
sürekli dolmuş motorları gidip gelmektedir.
Kızılada, Delikli Adalar, Yassıca Adalar, Tersane Adası, Domuz Adası ve
diğerlerini görebileceğiniz tekne turunda Kleopatra Hamamı’nda mola verilir.
Koyda bir bölüm sular altında kalmış Bizans manastırının kalıntılarını
görebilirsiniz. Kleopatra Hamamı ya da Yavansu’dan tepeye doğru çamlar
altında yapılacak trekkingle antik kent Lydae kalıntılarını gezip sonra da
Tersane Adası’nın rüzgarlı havalarda bile durgun koyunda iyi bir balık
ziyafeti çekebilirsiniz.
Günübirlik teknek turlarının bir bölümü, Şovalye adasından sonra Göcek
yönüne değil, Ölüdeniz yönündeki ada ve koylara sefer yaparlar. Şahin ve
İblis burunları aşılarak Gemiler adasına ulaşılır. Yolculuğun bu tarafı,
Göcek yönüne göre biraz daha dalgalıdır ve alışık olmayanları deniz
tutabilir.
Gemiler Adası’nın eski adı Aya Nicola’ydı. Aynı adlı kilise, manastır ve
şapeli görebilirsiniz. Büyük kilisenin freskleri iyi durumdadır.
Deniz kıyısında sarnıç, tepede saray kalıntıları vardır. Saray ile aşağıdaki
kilise arasında 500 metre uzunluğundaki tünelin bazı kısımları yıkık
durumdadır. Tünel içindeki merdivenlerin aralarında 17 durak var. Bunlar
İsa’nın çarmıha gerilmeye götürülürken 17 defa dinlenmesini temsil
etmektedir.
Tarihi kalıntıların bir kısmı adanın sahilinde sular altında
görülebilmektedir. Korunaklı oluşuyla teknelerin demirlediği yerlerden biri
olan Gemiler’in çevresinde Beştaşlar, içinde tatlı su kaynağı bulunan
Soğuksu, denizin oluşturduğu mağarası ile Kısık Koyu’nun batısındaki Akkule
ve çevre koylar tekne gezileri sırasında görülüyor.
Fethiye-Göcek arası
Fethiye-Göcek
karayolu üzerinde, çok sayıda koy vardır. Karadan yapılacak yolculukta bu
koylara inip denize girebilirsiniz. Bu koyların en tanınmışlarından biri
Katrancı Koyu’dur. Tam bir cennet parçasıdır burası. Çam ağaçları arasında
gizlenmiştir.
Koyların bir bölümünde orman içi dinlenme ve piknik alanları vardır. Çadır
kurabilir, su, elektrik alabilir, ihtiyaçlarınızı büfe ve kafeteryalardan
karşılayabilirsiniz.
diğer sayfa için
tıkla
|