Anasayfa   |   EGE  |   AKDENİZ  |   MARMARA |   DOĞU ANADOLU  |  İÇ ANADOLU   |   KARADENİZ


Issız koylar ve üzüm bağları: Bozcaada

İstanbul'dan fazla uzaklaşmadan Ege Denizi'nin nimetlerinden yararlanabileceğiniz bir mekan.


Ege denizi deyince aklımıza neler geliyor bir sıralayalım: Masmavi bir deniz, cam gibi koylar, çam ağaçları ve makilerden oluşan bitki örtüsü, yakıcı güneş, zeytinyağı, balık ve tabii keyfine doyum olmayan çeşit çeşit yemek ve meze. Evet Bozcaada’da bu saydıklarımızın hepsi var. Ama asıl önemlisi leziz Bozcaada şarabı ve üzüm viskisi.

Bozcaada’ya İstanbul’dan ulaşmak için once Çanakkale’ye ulaşmanız gerekiyor. Buradan yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Geyikli limanına ulaşmanız ve feribota binmeniz yeterli. Aracınız varsa Çanakkale – Geyikli arasını 30 dakikada katedebilirsiniz. Bu mesafe minibüs ile 1 saate kadar uzayabiliyor zira civar köyler arasında ulaşım bu minibüslerle yapılıyor.

Geyikli’den hareket eden Feribot’un kalkış saatini beklerken gişelerin yakınındaki kahvede birer demli çay içerek zaman geçirebilirsiniz. Feribot Geyikli – Bozcaada arasını yarım saatte alıyor. Limana yaklaşırken bu küçücük ada, limanı ve yanıbaşındaki kalesi ile çok güzel görünüyor.

Bozcaada gerçekten de küçücük şirin bir yer. Liman çevresindeki sokaklarda mütevazi pansıyonlar konukları bekliyor. Genellikle iki katlı ahşap ya da taş rum evleri adanın mimari yapısını oluşturuyor. Tabii pansiyonların da bu tarz yapılar olduğunu söylemeye gerek yok. Bunların içinden özellikle Özcan Hanım’ın işlettiği Rengigül Konukevi 1876’da inşa edilmiş. Son derece iyi korunmuş ev tatlı deniz meltemlerini yakalayan harika avlusu ve zevkli dekorasyonuyla görmeye değer. Adanın genellikle seyrek maki örtüsü ile kaplı doğu yüzünün aksine batı kıyıları çam ormanları ve üzüm bağları ile çok daha zengin bir görünüm sergiliyor. Burada kendinizi kolaylıkla Sicilya’da hissedebilirsiniz. Üzüm bağları ve sırtlara dağılmış bağ evlerinin görüntüsü gerçekten etkileyici.

Adada denizin keyfini çıkarmak isteyenler sahil yolunu takip ederek birbirinden temiz ve berrak koyların tadını çıkarabilirler. Gününüzü bu şekilde değerlendirdikten sonra akşam limandaki balıkçılara uğrayarak Ege’nin derya kuzularından satın alabilir ve kendinize bir akşam ziyafeti çekebilirsiniz. Eğer bir pansiyonda kalmıyorsanız kale civarındaki restoranlar da son derece hoş mekanlar. Burada özellikle üzüm viskisii tatmanızı tavsiye ederiz. İçimi hoş çok farklı bir lezzet ve aromaya sahip.

Bu arada akşam saatlerinde ya da sabah erkenden kaleyi mutlaka ziyaret edin. Tam olarak ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı belli olmayan kale Kanuni zamanında onarılmış ve İstanbul’un korunmasındaki stratejik notalardan biri olarak kullanılmış. Kalenin denize dik inen kayalıklarla buluşan surları Ege’nin dalgalarıyla yüzyıllardan beri buluşuyor. Burada açık denize ve adanın çıplak sırtlarındaki taş değirmenleri izleyerek hoş bir akşam gezisi yapabilirsiniz. Bahar alarında gelinciklerle kaplı kale gerçekten hoş bir görünüm sergiliyor.

Geyikli’den Bozcaada’ya feribot saatleri 10:00, 14:00 ve 17:00’de. Dönüşte ise 10:30, 14:30 ve 17:30’da hareket ediliyor. Eğer aracınız yoksa 17:30’daki son feribota kalmayın. Geyikli minibüsleri bu saatlerde kalabalık olduğundan Çanakkale’ye ulaşmakta zorlanabilirsiniz. Üstelik minibüsler Geyikli limanından değil, Geyikli’nin buraya 3 – 4 kilometre uzaklıktaki kasaba merkezinden kalkıyor. Aradaki mesafeyi otostopla ya da yürüyerek katetmeniz gerekebilir. Geyikli’den son minibüs ise saat 19:30’da kalkıyor ve neredeyse tüm Biga Yarımadası’nın köylerini dolaşıyor. Bizden söylemesi.

Bu arada önerimize kulak verin adadan ayrılırken Bozcaada şarabı ve domates reçeli almayı unutmayın. Dönünce pişman olursunuz.
 

 

DİĞER SAYFA İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.......

                               arkeolog@postaci.com                                  design @rzawa